15/06/2022 | Yazar: Burhan Kılıç

Türkiye’nin trans hakları karnesi ortada; buna rağmen birçok trans hayatta kalmanın, dayanışmanın, var olmanın yollarını arıyor. Onlardan biri, Eskişehir’de trans kadınlar arasındaki dayanışmanın mimarlarından Seçil Ceylan’la konuştuk.

“Ömrüm yettiğince ailelerinin dışladığı LGBTİ+’lara yardım etmek isterim” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Son bir yılda Türkiye’de yedi trans nefret cinayetiyle aramızdan ayrıldı. 2008’den Haziran 2016’ya dek 43 transı nefret cinayetleriyle kaybettik.

Translara yönelik nefret cinayetlerinde Türkiye, Avrupa ülkeleri arasındaki birinci sırada!

Kırmızı Şemsiye'nin, “Transgender Europe” ile ortaklık içerisinde yürütmüş olduğu “ProTrans” ve “Trans-İzleme” projeleri kapsamında elde ettiği verilerse; Türkiye’de transları hedef alan ayrımcılık ve şiddetin sistematik olduğunu gösteriyor.

Bu karanlık tabloyu aklımızda tutalım. Ancak tüm yaşananlara rağmen birçok trans hayatta kalmanın, dayanışmanın, üretmenin ve var olmanın yollarını arıyor; eşitlik mücadelesini sürdürüyor.

Onlardan biri Seçil Ceylan… Ceylan, Eskişehir’de trans kadınlar arasındaki dayanışmanın mimarlarından.

“Ne yazık ki birçok arkadaşım çok genç yaşlarda aileleri tarafından sokağa atıldı”

Kendisi açık cinsiyet kimliğiyle trans hakları üzerine yıllardır verdiği mücadeleyle tanınmasının yanı sıra hayvanseverliğiyle de biliniyor.

Onunla görüşmeye giderken heyecanımı gizlemeye çalıştım fakat elim ayağım birbirine dolandı. Beni evinde ağırlayan Seçil Hanım kapıyı açtığında daimi dostu Çiko da yanındaydı. İçeri girdiğimde gözüm duvarda asılı aile fotoğraflarına takıldı ve ilk sorumu da bu fotoğraftan yola çıkarak sorabildim.

Çok genç yaşta ailenize açıldığınızı biliyoruz.  Aileniz bunu nasıl karşıladı?

Evet, çok küçük yaşta aileme açıldım. Ailemle aram her zaman çok iyi oldu ve her fırsatta arkamda oldular. Ne yazık ki birçok arkadaşım çok genç yaşlarda aileleri tarafından sokağa atıldı ve şu an aileleri ile görüşmüyorlar. Bu gençler sırf aileleri yüzünden sokaklarda bir başlarına hayatta kalmak için mücadele veriyor.

Sizin de söylediğiniz gibi sokakta kalanlar hayatta kalma mücadelesi içindeler ve birçoğu seks işçiliğine itiliyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Ben seks işçisiyim. Zorunlu seks işçiliği yapan arkadaşlarımı da elimden geldiğince desteklemeye çalışıyorum.

“Benim kadınlığım bacağımın arasından ibaret değil”

Uyum sürecinin bir parçası atanmış ismi değiştirmek. Bu nasıl bir süreçti?

Bu konuda hiçbir sorun yaşamadım fakat yıllardır size hitap edilen isimden feragat edip farklı bir isimle seslenilmesi size garip gelebiliyor. 

Peki, sonrasında neler yaşadınız?

İsimlerimiz ne kadar kadın ismi olarak değiştirilse de cinsiyet değiştirme operasyonunu olmadığımız sürece kimliklerimizde erkek yazıyor. Birçok ülke beyan esasıyla bunu değiştirse de Türkiye Cumhuriyeti cinsiyet değiştirme operasyonunu zorunlu koşuyor ve bu operasyonu geçirmediğimiz sürece bizi kadın olarak görmüyor.

Bu operasyonun zorunlu tutulması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kendimi kadın olarak görüyor olabilirim ama benim kadınlığım bacağımın arasından ibaret değil. Cinsiyet değiştirme operasyonunu tamamladığımızda üreme hakkımızdan feragat ediyoruz. Ben kendimi bir kadın olarak tanımlıyorum ve bir başkasının ne düşündüğü umurumda olmuyor.

omrum-yettigince-ailelerinin-disladigi-lgbti-lara-yardim-etmek-isterim-1

“Kamunun bazı barınaklarında hayvanlara hiç iyi bakılmadığı için yardım etmem gerektiğini düşünüyorum”

Aynı zamanda sokak hayvanları için de mücadele veriyorsunuz.  Hayvan beslemesinde gıdayı nereden temin ediyorsunuz ve yoğun bir iş temposunda buna nasıl yetişiyorsunuz?

Evet, Eskişehir yakınlarında bulunan tüm barınaklara ve terk edilmiş hayvanların yanına uğruyorum. Kamunun bazı barınaklarında hayvanlara hiç iyi bakım yapılmadığı için birçok hayvana benim yardım etmem gerekiyormuş gibi hissediyorum.

Bazı kasaplarla, marketlerle ve kafelerde da anlaşma yaptım. Bu yüzden hayvanlar için yenilebilir olan tüm atık gıdaları oralardan alıyorum. Ben kendimi tamamen iyiliğe adadım, o hayvanlar da bizim gibi toplumun küçük gördüğü, aç, yuvasız, kimsesiz bıraktığı canlılar. Ben de elimden geldiğince onlara vakit ayırmaya çalışıyorum. Vakit bulamadığımda erkek arkadaşım aracılığı ile onlara yemekler gönderiyorum.

Hayvanları beslerken sokakta bir problem yaşıyor musunuz?

Hayvanlara yardım yaparken insanlarla karşılaşmıyorum çünkü gittiğim yerler biraz daha şehrin dışında kalıyor. Genel anlamda sokakta yürürken de bir problem yaşamıyorum, zaten görüntüsel olarak kadından bir farkım yok. Konuşmadığım sürece kimse benim trans bir birey olduğumu anlamıyor. Önceleri hastaneye gittiğimde veya devlet dairelerinde sorun yaşayabiliyordum.

Kamu kuruluşlarında nasıl bir sorun yaşıyordunuz?

Aslında normal şartlarda sorun yaşamıyordum, yaşadığım sorunların sebebi ismimden kaynaklıydı. Benim adım Seçil ama hastaneye gittiğimde Osman diye çağırıyorlardı ve ben bir kadın görüntüsünde olduğum için ‘Osman’ diye çağırılmam insanların bana kötü şekilde bakılmasına sebebiyet veriyordu. Artık ismimi de değiştirdiğim için herhangi bir sorunla karşılaşmıyorum. Yalnızca hala sistemlerinde cinsiyetim ‘erkek’ olarak gözüküyor

Ömrüm yettiğince…

Anlıyorum, Bundan sonraki yaşantınızda kendiniz için ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Halen köylerde trans olmak nedir, LGBTİ+ olmak nedir bilmeyen gençlerimiz var ve kendilerini keşfettiklerinde aileleri tarafından dışlanabilirler. Ömrüm yettiğince bu gençlere yardım elimi uzatmak isterim. Çetelere karşı onları savunmak, sokaktaki hayvanlarımı beslemeye devam etmek isterim. Benim hayatta daha istediğim bir şey yok.

 


Etiketler: kadın, yaşam
2024