19/02/2020 | Yazar: Yıldız Tar

Etik ve bilim dışı, ayrımcı, önyargıları besleyen bir uygulama, işkence… “Onarım Terapisi” dosyamızın ilk bölümünde sağlık örgütlerinin bu uygulamaya yaklaşımını derledik.

“Onarım terapisi”: Sağlık örgütleri ne diyor? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“Onarım terapisi” adı verilen bir uygulama özellikle sosyal medyada açılan sayfalar üzerinden yaygınlaşıyor. “Conversion therapy” denilen uygulamanın Türkçesi olan “onarım terapisi” bilimdışı, etik olmayan ve birçok saygın sağlık kurumu tarafından işkence olarak değerlendiriliyor. Buna rağmen cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin terapi yoluyla “değiştirilebileceğini” iddia eden bu terapiyi uygulayan çok sayıda ruh sağlığı uzmanı da var.

“Onarım terapisi” uygulaması temellerini heteroseksüelliğin tek doğal ve meşru cinsel yönelim; cisgender olmanın ise tek doğru ve meşru cinsiyet kimliği olduğu iddiasından alıyor. Dışarıdan müdahale ile cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin değiştirilebileceğini savunan bu yöntem, heteroseksüel ve cisgender olmak dışındaki tüm kimliklerin ise düzeltilmesi gerektiğini savunuyor.

LGBTİ+’ların temel insan haklarını ihlal eden bu uygulamayı birçok ruh sağlığı ve insan hakları kurumu eleştiriyor. O eleştiri ve kınamalardan bazılarını “Onarım Terapisi” dosyamız kapsamında KaosGL.org okurları için derledik.

Hastalık iddiası

Amerikan Psikiyatri Derneği 1973’te eşcinsellik terimini ruhsal ve duygusal bozukluklar listesinden çıkardı. 1975’te de Amerikan Psikoloji Derneği de bunu destekleyen kararlar aldı. Her iki dernek de eşcinsellik ile hastalık ilişkilendirilmesini sonlandırmak amacıyla ruh sağlığı uzmanlarını uyardı. Bu karar yapılan yeni araştırmalarla her iki kurum tarafından tekrar onaylandı.

2019 yılında 72. Dünya Sağlık Meclisi (WHA) sırasında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Uluslararası Hastalık Sınıflandırmasının 11. Revizyonunu (ICD-11) resmi olarak kabul etti. Yeni kabul edilen ICD-11’de trans ve trans kimlikle ilgili kategoriler de, Zihinsel ve Davranışsal Bozukluklar bölümünden çıkarıldı. Trans kimliklerin resmi olarak ICD-11 sınıflandırması, onların tamamen hastalık kategorisinden çıktığı anlamına geliyor. Örgüt, 2018’de bu kararı almıştı. Karar, Dünya Sağlık Meclisi'nde de onaylanmasıyla resmileşti.

“Onarım terapisi” taraftarları kişilerin cinsel yönelimlerinin terapiyle ve çoğu zaman dinsel çabalarla değişebileceğini iddia ediyor. Terapi, bilimsel hiçbir gerçekliği olmayan ‘cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği çeşitliliğinin hastalık olduğu’ mitine dayanıyor.

Dünya genelinde birçok sağlık örgütü “onarım terapilerini” reddediyor ve bu uygulamaların ciddi fiziksel ve psikolojik hasara yol açtığını söylüyor. Dünyanın birçok yerinde ‘onarım terapisi’ adı altında LGBTİ+’lar fiziksel şiddet, taciz, cinsel istismar ve tecavüzlere maruz kalıyor.

Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Akademisi: “Onarım terapisi” bilimsel dayanaktan yoksun ve zararlıdır!

Özellikle LGBTİ+ çocukların gelişimini olumsuz engelleyen “onarım terapisini” eleştiren ve yasaklanması gerektiğini belirten kurumlardan biri Amerikan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Akademisi. Akademi, 2018 yılında yayınladığı bir açıklamada bu uygulamanın zararlarını şöyle anlatıyor:

“‘Onarım terapileri’ (veya ‘dönüşüm terapileri’), heteroseksüelliği tercih edilmesi gereken bir yönelim olarak göstererek ona teşvik etmek amacıyla bireyin cinsel kimlik ifadesini değiştirmeye yönelik müdahalelerdir. Bu müdahaleler, cinsel kimliklerin patolojik olduğu yönündeki yanlış önerme ile sağlanmaktadır. Dahası, ‘onarım terapileri’nin, gençlik döneminde ruh sağlığının kötü yönde etkilenmesine yol açtığına dair kanıtlar bulunmaktadır.”

“Belirli bir cinsel yönelimin, cinsiyet kimliği ya da cinsiyet ifadesinin sağlıksız olduğu varsayımıyla sürdürülen herhangi bir ‘terapötik müdahale’ uygulamasını destekleyen kanıta ulaşamamıştır. Dahası, mevcut bilimsel kanıtlara dayanarak, Akademi böyle ‘onarım terapileri’nin (ya da belirli bir cinsel yönelim ve/veya cinsiyetin tercih edilen bir tedavi hedefi olarak teşvik edilmesi niyeti içeren diğer girişimlerin) bilimsel dayanak ve klinik kullanışlılıktan yoksun olduğunu savunmaktadır.”   

“Buna ek olarak, böyle girişimlerin zararlı olduklarına dair kanıtlar mevcuttur. Sonuç olarak, ‘onarım terapileri’ çocuk ve ergenlerin davranışsal sağlıklarına yönelik herhangi bir tedavinin parçası olmamalıdır. Bununla birlikte, bu durum klinisyenin cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve/veya cinsiyet ifadesinin serbestçe, önceden belirlenmiş bir sonlanım olmaksızın, gelişimsel olarak uygun bir şekilde araştırılması ve keşfedilmesini kolaylaştırmasını öneren bakım standartlarından uzaklaşmasını gerektirmez.”

Dünya Psikiyatri Birliği: Hastalık olmayan bir şeyi ‘tedavi ettiğini’ öne sürmek tamamen etik dışıdır!

118 ülkeden 200 binden fazla psikiyatristi temsil eden Dünya Psikiyatri Birliği (WPA) 2016 yılında yayınladığı bildirge ile dünya çapında hemcinsler arası cinsel ilişkinin ve trans kimliklerin yasadışı olarak görülmekten çıkartılması gerektiğini söyledi. Birlik, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini psikiyatrik bir sorun olarak görmenin kabul edilemez olduğunu vurguluyor:

“Kişilerine tabiatına ait bir özellik olan cinsel yönelimin değiştirilebileceğine dair herhangi bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Dahası ‘onarım terapisi’ denilen sözde ‘terapiler’ önyargı ve ayrımcılığın gelişmesine zemin hazırlamaktadır ve tehlikelidir. Hastalık ya da bozukluk olmayan bir şeyi ‘tedavi ettiğini’ öne sürmek tamamen etik dışıdır.”

“Hemcinsine ilgiyi insan cinselliğinin doğal bir parçası olarak görüyoruz. ‘Onarım terapisi’ gibi cinsel yönelimi değiştirmeyi hedefleyen bilim ve etik dışı uygulamaları kabul etmiyoruz.”

Türkiye’den ruh sağlığı kurumlarından çağrı

Türkiye’den 10 ruh sağlığı kurumu da 2015 yılında yaptıkları ortak açıklamayla “onarım terapisi” uygulamasını ve bu uygulamayı yaygınlaştıran ayrımcı kitapları kınadı.

Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP), Türk Psikologlar Derneği (TPD), Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD), İstanbul Tabip Odası (İTO), Ruh Sağlığında İnsan Hakları Girişimi Derneği (RUSİHAK), Psikolojik Danışmanlar Derneği (PD-DER), Travma Çalışmaları Derneği (TÇD), Sosyoloji Mezunları Derneği (SOMDER), Psikoloji Öğrencileri Meslek Yasası Platformu (PÖMYAP) ve Türk Psikoloji Öğrencileri Çalışma Grubu (TPÖÇG) ortak açıklamalarında şöyle diyor:

“Üzülerek görmekteyiz ki ülkemizde, eşcinselliği, biseksüelliği ve trans varoluşları “hastalık”, “anormallik” veya “sapkınlık” olarak niteleyen ve eşcinsel-biseksüel-trans bireylerin sözde “tedavilerine” yönelik tekniklerin yazıldığı bilimsel veya mesleki açıdan etik olmayan kitaplar yayımlanmakta ve bu kitaplar çeşitli kitabevlerinde satılmaktadır. Oysa bu durum açık bir şekilde, insan haklarının ve bunun yanı sıra bilimsel/ mesleki standartların ciddi ihlali anlamına gelmektedir.

“Türkiye’de en temel haklar açısından bile yasal olarak hiçbir koruma mekanizmasına sahip olmayan LGBTİ bireylerin karşılaştığı ayrımcılık ve şiddetin düzeyi göz önüne alındığında, bu tür homofobik/transfobik kitapların satışı ve yanlış bilgileri dolaşıma sokması ayrımcılık ve şiddet iklimini daha da beslemekte ve LGBTİ bireylerin en temel insan haklarını bir kez daha ihlal etmektedir. Ruh sağlığı alanındaki homofobik/transfobik uygulamalar ve sözde terapiler ise bizzat “uzmanlık” kisvesi altında sürdürülmekte, bu da hem toplumun LGBTİ bireylere yönelik önyargılarının pekişmesine zemin hazırlayarak mevcut ayrımcılık ve nefret söyleminin, hem de LGBTİ bireylerin kendileriyle ilgili yanlış inançlarının katbekat artmasına yol açmaktadır. Tedavi ettiğini iddia eden bu yöntemlerin kişilerde zaman zaman intihara kadar varabilen duygusal/psikolojik hasarlar bıraktığı görülmüş ve bu durum dünyadaki çeşitli sağlık örgütleri tarafından raporlarla dile getirilmiştir.

“Herhangi bir şekilde LGBTİ bireylere yönelik önyargı ve ayrımcılık içeren ve/veya eşcinselliğe/biseksüelliğe yönelik “tedaviler” öneren kitapların basımı ve satışı derhal durdurulmalıdır, kitapevlerinde raflarda bulunan bu tür kitaplar raflardan indirilmelidir.

“Ruh sağlığı alanında “onarım terapisi” adıyla veya başka adlarla yapılan ve eşcinselliği “tedavi ettiğini” iddia eden, ayrıca trans bireylere “hasta” muamelesi yapan tüm homofobik/transfobik uygulamalar ve terapilerden vazgeçilmelidir.”

*“Onarım Terapisi” dosyamız alandaki küresel gelişmeler, ruh sağlığı uzmanlarının görüşleri ve bu uygulamaya maruz bırakılmış kişilerle söyleşilerle devam edecek.

**Bu dosya kapsamında bilimdışı ve ayrımcı yayınları, sosyal medya sayfalarını yaygınlaştırmamak adına isimlerine yer vermiyoruz.


Etiketler: insan hakları, sağlık, cinsellik, sağlık hakkı
2024