02/07/2023 | Yazar: Yıldız Tar

İstanbul Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınan beş göçmen bayram tatili bahanesiyle hâlâ Tuzla, Urfa ve Aşkale’de geri gönderme merkezinde tutuluyor. İranlı Elyas ile Libyalı göçmenin durumu kritik, geri gönderilirlerse idam ya da cezaevi riski var.

Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alındı, yaralı ayağı dört gün tedavi edilmedi! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınan yabancı uyruklu beş kişi hakkında avukatlar bilgiye erişemiyor, bayram tatili bahanesiyle geri gönderme merkezinde kalışları uzuyor. Sınır dışı edilme riski, iki kişi açısından hayati tehlike taşıyor.

25 Haziran Pazar günü Şişli’de yapılan İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün ardından polisin keyfi olarak gözaltına aldığı beş kişi sınır dışı edilme tehlikesi altında.

Polis, Taksim’de beklediği ve yetişemediği yürüyüşün ardından çevrede bulunan ve LGBTİ+ olduğunu varsaydığı kişileri zorla gözaltına aldı. Polis şiddetiyle gözaltına alınan 113 kişi içerisinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanlar da vardı. Vatandaş olmayan beş kişi sınır dışı edilme tehlikesi altında geri gönderilme merkezlerinde tutuluyor.

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi 29 Haziran’da gözaltına alındıktan sonra İstanbul’da kayıtlı olmasına rağmen Urfa Geri Gönderme Merkezi’ne gönderilen İranlı mülteci Elyas Toorabi Baba Eskandaari’nin durumu hakkında açıklama yaptı. Geri gönderilirse, idam riski olduğunu belirtti.

Yaralı ayağı dört gün boyunca tedavi edilmedi

Ancak Elyas tek değil. Gözaltına alınan Libyalı kişinin de uluslararası koruma talebi var. Ülkesindeki savaştan kaçarak geldiği Türkiye’de bir de gözaltına alındı. İHD’den Av. Davut Arslan’ın verdiği bilgiye göre Pazar’dan Perşembe’ye kadar Karaköy’de karakolda tutuldu. Yasa gereği 48 saat içinde geri gönderme merkezine sevk edilmesi gerekiyordu. Ancak, bayram tatili bahane oldu ve karakolda kalışı uzadı.

Av. Arslan, Karaköy’deyken görüşebildi ve güvenlik sebebiyle ismini veremediğimiz Libyalı göçmenin ayağından yaralı olduğu ve tedavi edilmediği ortaya çıktı:

“Libyalı göçmen, Pazartesi günü hastanede yapılan pansumanla Perşembe gününe kadar karakolda tutuldu. Hastaneye götürülmesi gerektiğini ısrarla söyledik ancak sürekli oyaladılar bizi. Hakkında gözaltı kararı yok, bildiğimiz ve kendisine ya da bize tebliğ edilen bir sınır dışı ya da idari gözetim kararı da yok. Tamamen keyfi bir şekilde karakolda tutuldu. Nihayet, Perşembe günü Tuzla Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edildi. Burada da kendisiyle yüz yüze görüşme taleplerimiz bayram tatili bahanesiyle reddedildi. En son bizi arayıp kıyafet istedi. Yolladığımız kıyafetleri de içeriye almadılar. Hangi koşullarda tutulduğu, ayağının tedavi edilip edilmediği hakkında herhangi bir bilgimiz yok. Bilgi alamıyoruz.”

“Tatil bahanesiyle özgürlüğünden alıkonulan beş kişi var”

Bayram tatili biter bitmez İHD ve ÖHD’den avukatlar Tuzla’ya gidecek. Avukatlar, o arada hakkında sınır dışı kararı verilmiş olmasından endişeliler. Göç İdaresi Müdürlüğü’nün sınır dışı kararı verilse dahi, itiraz edildiğinde kararı uygulamayıp itirazın sonuçlanmasını beklemesi gerekiyor. Ancak Av. Arslan’a göre, daha önce hukuka aykırı bir şekilde geriye dönük sınır dışı kararlarıyla da karşılaştılar:

“Sınır dışı kararı ve idari gözetim kararı verildiyse itiraz için çok kısa süremiz olacak. Ama karar verilmemiş de olabilir. Şu an her şey büyük bir muamma. Normalde Göç İdaresi’nin vaka kendilerine bildirildikten sonra 48 saat içerisinde karar vermesi gerekiyor. Ancak bayram tatili bahanesiyle bilgiye erişemiyoruz. Daha önce başka vakalarda geriye dönük kararlar verildiğini bile gördük. Büyük bir keyfiyet rejimi hakim. Tatil bahanesiyle özgürlüğünden alıkonulan beş kişi var şu anda. Hem özgürlüklerinden mahrumlar hem de tutuldukları geri gönderme merkezlerinde koşullar çok kötü.”

Şu anda Elyas’la birlikte Portekiz ve Rusya vatandaşı iki kişi daha Urfa Geri Gönderme Merkezi’nde tutuluyor. Avustralya vatandaşı bir kişi ise Erzurum Aşkale 2 Nolu Geri Gönderme Merkezi’ne sevk edildi. Onların durumu hakkında da hiçbir bilgi yok. Urfa’daki sivil toplum örgütlerinin görüşme talepleri de bayram tatili gerekçesiyle reddedildi.

Avukatlar, Avustralya vatandaşı kişiyle en son İstanbul’da karakolda görüşebildi. Hastaydı, ateşi vardı, midesi bulanıyordu. O vaziyette Erzurum’a yollandı. O günden beri sağlık durumu ne oldu bilinmiyor. Hakkında sınırdışı kararı olduğu söylendi ancak kararı henüz kimse görmedi.

Avukatlar, oldu bittiyle geri gönderilmelerinden endişeli

Elyas ve Libyalı göçmenin durumu diğerlerinden farklı. Geri gönderildiklerinde her ikisinin de hayati tehlikesi var. Avukatlar bu yüzden çok endişeli. Av. Arslan, ülkelerine döndüklerinde kötü muamele, işkence ya da idam riskiyle karşılaşacak insanların hem yasalar hem de uluslararası sözleşmeler gereği sınır dışı edilemeyeceğini söyledi ve ekledi:

“Uluslararası insan hakları hukuku bakımından geri gönderilmeme ilkesi var. Turist olabilir, uluslararası koruma altında olabilir, burada ikamet izniyle kalıyor olabilir; statüsü ne olursa olsun işkence görme, kötü muamele ihtimali belli olan bir kişi hakkında sınır dışı kararı tesis edilemez. Edildiğin de otomatikman durdurulması gerekir. Tam da müvekkillerimizin durumunda olan, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten işlem gören bir sığınmacı hakkında bu yıl verilen bir karar var. İdare Mahkemesi, sınır dışı kararını durdurdu. Aynı durumun müvekkillerimiz açısından da emsal olması gerekiyor.”

Yasalar açık. Ancak uygulamada göç alanı ihlallerin ve keyfiyetin en çok yaşandığı alan. Hukuki süreç devam ederken zorla “gönüllü geri gitme formu” imzalatılanlar mı dersiniz, oldu bittiyle sınırda polis teslim edilenler mi… Bu örnekler Av. Arslan’ı korkutuyor. O yüzden tüm kamuoyunu desteğe çağırıyor:

“Daha geçtiğimiz aylarda Van’da tutulan bir İranlı sığınmacı oldu bittiyle sınırda İran polisine teslim edildi. Edilir edilmez cezaevine yollandı. Bu süreçlerde kamuoyunun tepkisi önem taşıyor. Oldu bittiye getirip, hukuki süreçler devam ederken dahi zorla gönüllü dönüş formu imzalatıyorlar ya da imzalatılmış gibi gösteriyorlar. Böyle bir durumun yaşanmaması için tüm hak savunucuları bu süreci takip etmeli.”

*Bu haber ilk olarak Artı Gerçek’te yayınlanmıştır.


Etiketler: insan hakları, mülteci, nefret suçları, sağlık, siyaset, onur yürüyüşü
İstihdam