01/08/2024 | Yazar: Kaos GL
“Dışarısı İçeride-2” grafiti sergisi kapsamında Oya Özgün’ün hazırladığı “Allı Turna” isimli grafiti çalışması Tuz Gölü’ndeki vahşi sulama sorununa dikkat çekiyor. Sergi, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde.
“Dışarısı İçeride-2” grafiti sergisi kapsamında Oya Özgün'ün Tuz Gölü'ndeki vahşi sulama ve kuraklık nedeniyle ölen flamingolara dikkat çekmek için yaptığı ve adına "Allı Turna" adını verdiği grafiti çalışması 27 Temmuz’da Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde sanatseverlerle buluştu.
Oya Özgün, “grafiti çalışmasını şöyle anlattı:
“Klasikleşmiş Allı Turnam türküsündeki "Allı Turnam ne gezersin havada" dizesinden hareketle allı turnaların flamingoyu sembolize ettiği gerçeğiyle türküdeki bu dize popülasyonun ciddi derecede azalmasına dikkat çekmek için "Allı Turnam Ne Gezmezsin Tuz Gölü'nde?" biçiminde değiştirildi. Ömrünü tamamlamış ve devrilip savrulmuş ağaç kökleri de yaşanan hayvan yitimlerinin ekolojik tahribatla bağlantısını ortaya koymak açısından duvarda "Allı Turnam ne gezmezsin Tuz Gölü'nde?" simgesinin etrafına yerleştirildi.”
Sergi kapsamında Türkiye’den pek çok sanatçının eseri de galerinin duvarlarında sanatseverlerle buluşmayı bekliyor. Serginin bitiş tarihi net olarak bilinmezken takribi 10 gün boyunca süreceği tahmin ediliyor.
"Sanatta Pandemi Sonrası Ötekiler ve Ötekilerin Temsili" hakkında
Oya Özgün daha önce Gökçe Akgöl ile birlikte "Sanatta Pandemi Sonrası Ötekiler ve Ötekilerin Temsili" başlıklı bir projeye imza attı. Grafiti ve podcastlerden oluşan projenin grafiti ayağında “Umut”, “Aşk” ve “Renk” temalı grafitiler yapıldı. Öteki temsiliyetinin duvara işlendiği bu çalışmaların sonuncusunda hayvan hakları ve dezavantajlı grupların varlığı sembolik bir dille her yıl göç rotasında Bursa-Karacabey'i konak yeri haline getiren Yaren Leylek üzerinden verildi.
Özgün, "Sanatta Pandemi Sonrası Ötekiler ve Ötekilerin Temsili" projesi hakkında ise şunları söyledi:
“Bu proje kapsamında yapılan grafitilerde; LGBTİQ+ hareketinin sembol sloganlarından biri olan “Aşk aşk hürriyet uzak olsun nefret” baz alınarak bu sloganın ilk 3 harfi duvara işlendi. Nefret odağının hiç olmadığı kadar yakınlaştırıldığı bir Türkiye atmosferinde LGBTİQ+’lara duyulan nefrete karşı “Aşk”ın varlığı bu grafiti çalışmasıyla hatırlatılmak istendi. Bizleri bir arada tutanın yine sevgi olabileceği, ancak aşk ile baskı mekanizmasının çürütülebileceği anlatılmak istendi. Bu çalışma kapsamında pandemi döneminde çeşitli maddi veya manevi sebeplerle var olan atölyesini kapatmak zorunda kalmış ve eve döndüğünde toplumsal ailenin baskısıyla toplumsal cinsiyete göre bir rol dağıtıma girmiş insanlarla dayanışmak adına umudun asla kaybolmadığını ve yeniden toparlanıp güzel günlerin gelebileceğine dair motivasyon için umut grafitisi yapıldı. Zeytin dalını tutan güvercin figürü de toplumun er geç öteki konumuna soktuğu insanlarla barışarak hep birlikte barış içinde yaşamanın mümkün olabileceği anlatıldı. Yanına çizilen gül figürü ile de hepimizin ayrımsız her bireyin kafalardaki önyargılar gidince gül koklayabileceği vurgulandı. Çizilen yer bir gecekondu mahallesidir ve bir gecekondu duvarıdır. Çiziler yer de bu açıdan manidardır. Ekonomik darboğazda da olsa “umut” ile birbirimize yeteriz mesajı verildi. Projenin son grafitisi renk grafitisiydi. Harf deformasyonu yapılarak duvara aktarılar estetize kelime “Renk” idi. Tam da son dönemde seçim sonrası renkliliğimizin alınmasına karşı biz “renklerimizle güzeliz” karşı çıkışıydı. Ülke gündeminin siyah beyaza çaldığı bir durumda iki kontrast rengin dışında düşünen, eyleyen insanlar da vardır demekti.”
Ayrıca proje kapsamında hazırlanan podcastlere; drag queen İnoj, Film Anlatıcısı Kız tiyatro oyunu ile tek kişilik performans ödülü alan Öykü Dağdeviren, sinema yönetmeni Çiğdem Sezgin, oyuncu Manolya Maya, Kara Ejderha grubu solisti Merve Arslan konuk oldu.
Özgün, podcast serisi için şunları söyledi:
“Farkındalığı yüksek sanatçıların pandemi döneminde, nasıl üretimler ortaya koyduğu ve var olan koşulların onları nasıl etkilediğini ortaya koymak amacıyla çıkmıştık yola. İlerleyen süreçte koşulların, imkanların diğer emek yoğunluklu işlerle aynı şekilde gelişmediğini dış dünyadaki insanlara da aksettirdik ve farklı kulvarlara ait olsa da düşün dünyaları aynı frekanstan gelen insanların mücadelelerini ortaya koyduk.”
Etiketler: kültür sanat, yaşam, ekoloji