21/01/2011 | Yazar: Anıl Üver

Habibe Nosheen’in “Pakistanlı Lezbiyenler Sessizlik İçinde Yaşıyor, Gizlice Seviyorlar” başlıklı makalesini, Scott Long’un “Pakistan'da lezbiyenlerin "&oum

Habibe Nosheen’in “Pakistanlı Lezbiyenler Sessizlik İçinde Yaşıyor, Gizlice Seviyorlar” başlıklı makalesini, Scott Long’un “Pakistan'da lezbiyenlerin "ömür boyu hapis cezasına çarptırıldıkları" çok da doğru değil” notuyla birlikte yayınlıyoruz.

Pakistan'da lezbiyenlerin "ömür boyu hapis cezasına çarptırıldıkları" çok da doğru değil

1980'lerde Hudood Kanunları, bir takım şeriat versiyonlarını yasaların resmî kaynağı haline getirmiş olmasına karşın, kadınlar arasındaki cinsel ilişkinin, ülkede en yaygın biçimde uygulanan Hanifî şeriatına göre ciddi bir suç teşkil edip etmediği ya da zina olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği net değildir; dahası, böylesi bir durumda iki ya da dört erkek tanık gerektiğinden davanın takibi pek mümkün olmamaktadır. Bugüne kadar ise örnek bir dava yaşanmadı.

Ayrıca, laik yasalar --İngiliz yasaları paragraf 377'den türetilen-- Pakistan'da bilinen tüm eşcinsel vakalarına uygulanmaktadır.
 
Geçtiğimiz 30 yıl içinde, iki kadın arasındaki ilişkiye dair bilinen tek dava sonrası tutuklamalar olmuştu --Shumail Raj ve Shehzina Tarıq, 2006-- Çarpık bilgillerle donanmış batılı haber ajansları bu kişileri "lezbiyen" olarak lanse etmişti- (tıpkı geçenlerde Malawi'de yaşayan Stephen ve Tiwonge'nin hikayasi gibi; burada bir adam ve onun trans kimlikli partneri, İngiliz ve Amerikalı haberciler tarafıdan yanlış bir şekilde "gey çift" olarak lanse edilmişti). Shumail aslında kadın olarak dünyaya gelmiş olmasına rağmen cinsel yönelimi erkek olan bir bireydir. Polis paragraf 377'yi bu çifte karşı kullanmış, fakat yargıç kanun hükmünün "biyolojik açıdan kadın olan eşe" uygulanamayacağına kanaat getirmişti. Sonuç olarak çift asılsız ifade vermek suçundan 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı; zira mahkemede Shumail'in erkek olduğunu ifade etmişlerdi.
 
Makale, "Pakistan gibi islamî bir ülkede lezbiyenler ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilirler" şeklinde bir iddiada bulunuyor. Fakat, “'Pakistan gibi eski İngiliz yasalarının izlerinin etkisi altında bulunan bir ülkede lezbiyenler oldukca mutsuz anlar yaşayabilirler”' demek daha yerinde olur. (Scott Long)
 
Pakistan Lezbiyenler Sessizlik İçinde Yaşıyor, Gizlice Seviyorlar

-Bu hikayede adı geçen kişilerin isimleri güvenlik nedeniyle değiştirilmiştir.-
 
Beş yıl önce, Fatima 23 yaşındayken ve Pakistan'ın Lahore şehrinde hukuk okumaktadır. Blue Jeans ve bol kesim tişört giyer, saçlarını da erkeklerinki gibi kısa kestirir. Tipik bir Pakistanlı kadın olmadığı bundan anlaşılmaktadır. Sadece bir kaç kişiyle paylaştığı bir sırrı vardır Fatima’nın: "Ben lezbiyenim", diyor tereddüt ederek, "sanırım çok küçük yaşımdan beri biliyordum bunu. Oldukça soyutlayıcıdı, yani çevremde benim gibi olan insanlar veya çocuklar yoktu".
 
Pakistan gibi islamî bir ülkede lezbiyenler ömürboyu hapis cezasına çarptırılabilirler. Bununla birlikte, Fatima'ya göre, geylerin ve lezbiyenlerin korktukları yasalar değil, durumu çakan komşuları ve aileleri tarafından işlenen namus cinayetlerinin kurbanı olmak.
 
Fatima, erkeklere düşkün kız kardeşleriyle birlikte büyümüş. Onların bu erkek düşkünlüğünü kendisiyle asla bağdaştıramadığını belirten Fatima, "kendimle ilgili bu duyguları ilk hissetmeye başladığım andan itibaren ben de tıpkı herkes gibi olmayı istedim", diyor.
 
Fakat Fatima 18 yaşındayken okuldaki en yakın kız arkadaşına aşık olduğunda, kadınlara olan ilgisini inkâr edemez durumdadır. Nihayet cesaretini toplar ve arkadaşına açılır.
 
"Onun da benden hoşlanacagını hiç beklemiyordum, benim için büyük bir sürpriz olmuştu. Hayatımdaki en güzel sürprizlerden biriydi. Sanmıştım ki, ona açıldığımda bana, 'çıldırdın mı? senin neyin var?' gibi sözlerle karşılık verecek. Ama bu olmadı ve ben bayağı şaşırmıştım", diye belirtiyor Fatima ve devam ediyor, "içimde sürekli bir çatışma var. Bazı günler uyandığımda kendimi sarıp kucaklamak isterken, bazı günler de intihar etmek istiyorum".
 
İki genç kadın iki yıl boyunca buluşurlar, ama hep gizli gizli. Birçok Pakistanlı kadının yaptığı gibi sokaklarda dolaşırken el ele yürürler; bu 'kardeşçe sevginin' bir göstergesi olarak kabul edilir. Ve bu 'kardeşçe sevgi' algısı sayesinde lezbiyen çiftler, evlilik çağına gelinceye kadar radara takılmadan birlikte olurlar. Ondan sonra da toplumsal baskıların neden olduğu zıtlaşmalar ve kavgalar başlar.
 
Yıllarca süren bu gizli aşk Fatima'nın kız arkadaşının onu aniden terk etmesiyle sona erer. İlişkileri için Pakistan'da bir gelecek göremediğini söyleyerek bir adamla evlenir. Fatima onun neden böyle düşünüp bu kararı aldığını anladığını belirtiyor, "demek istediğim, doğduğunuz andan itibaren eşcinselliğin doğal olmadığını empoze eden bir toplumda, sürekli bunun bir hastalık ve tamamen yasak olduğunu duyuyorsunuz. İşte bu anormallik düşüncesi benim de zihnimi oldukça meşgul ediyor". Ve Fatima'ya göre ülkeyi terk etmek de çözüm değil.
Fatima, ninesine bir zamanlar en yakın kız arkadaşına aşık olduğunu söylediği günü anımsıyor. Ninesi bunun üzerine, “işte bu nedenle o kızdan nefret etmiştim”, demiş.
Yine de ninesi sanki bu konuşma hiç olmamış gibi davranmış, “sonra bütün bu olanları inkâr edercesine bir yüz ifaddesi takındı”, diyor Fatima.
 
Kısa bir süre sonra Fatima da Pakistan geleneklerine uyarak bir erkekle evlenir. Evlenmeden önce eşine kadınlardan hoşlandığını söyler, fakat açılmış olduğu diğer insanlar gibi, eşi de ona bunun geçici bir süreç olduğunu ileri sürer. Evliliğinin üzerinden iki ay geçtikten sonra Fatima, Kiran adında bir kadınla tanışır ve birbirlerine aşık olurlar. Aylarca süren yalvarışlardan sonra Fatima ailesini boşanmasına razı eder, “lezbiyen olduğumu ve bir kadınla aşk yaşadığımı, bu evliliğe son vermem gerektiğini söyledim. Bunun üzerine tabii ki kıyametler koptu”.
 
Fatima, Kiran’dan aldığı cesaretle boşanma davasını kazanır, ilişkisinin mücadele etmeye değer olduğunu kavrar.
Fatima ve Kiran halen birlikte yaşamaktadırlar ve Fatima insan hakları avukatı olarak çalışmaktadır.
 
“Şimdi ise başka sorunlar var”, diye ekliyor Kiran, “Fatima’nın eski kocası cok kötü bir konuma düştüğünden, herkese bizden bahsediyor”. Birçok insanın ilişkilerinden haberdar olması çifti bir süre oldukça endişelendirmiş. Kiran’a göre, insanların kafasının, iki kadının gerçekten birbirlerine aşık ve beraber oldukları fikrini basması zamanla olabilecek birşey. Fatima kız arkadaşının elini tutarak, “evet, bu olanaklar sınırının ötesinde görünüyor. 
İnsanlar çoğunlukla iki kadının birbiriyle ilişkisi olup birllikte yaşayabileceklerini idrak edemiyorlar. Bu bazen bize avantaj sağlayabiliyor” diyor ve Kiran da ona katılıyor, “çünkü bizim toplumumuzda kadınların özerk cinsel hazları vs yoktur. Olanlar da genelevi işletirler. Ya hanımhanımcık bir kızsındır ya da hoppa bir kızsındır. Hoppa isen erkekler koşar peşinden; hanımhanımcıksan da kızlarla ziyaretçilik oynarsın. Bu da işimize uyar.”
 
Makalenin orjinali için: http://bit.ly/GME0147
 

Etiketler: yaşam, dünyadan
nefret