29/07/2020 | Yazar: Aslı Alpar
Jinekoloji muayenelerinde sık karşılaşılan doktorun gebelik ısrarı ve kürtaj karşıtlığını Dr. Irmak Saraç yorumluyor.
Jinekoloji muayenesi sırasında jinekoloğun gebelik ısrarına maruz kalan çok sayıda insan var. Onlardan biri 2017 yılında başlattığımız Jinekoloji Muhabbetleri yazı dizisine hikâyesini aktaran Ayşe.
Ayşe, cinsel olarak aktif olduğunu söylediğinde doktorun kendisine hamile kalmasını önerdiğini ayrıca korunma yöntemlerinden de bahsettiğini söylüyor: “Tam da dönemimdeymişim, düzinelerce bebişim olabilirmiş, her şey gayet yerli yerindeymiş. Hemen sevgilimle evlenip çalışmalara başlayacağımı söyledim, doktor bi sevindi. Korunmam için önerilerde bulundu. 36 yaşındayım, çevremde çok az kişi lezbiyen olduğumu biliyor.”
Jinekolog Muhabbetleri’ne gelen aktarımların birçoğunda gebe kalmak istemediğini ve çocuk düşünmediğini belirttiği halde doktorun ısrarı ile karşılaşan kişileri okuduk. Benzer şekilde Türkiye’de kürtaj 10 hafta tamamlanana dek yasal olduğu halde çoğu sağlık kuruluşu bu hizmeti vermiyor ya da doktorlar kürtaj yapmayacağını söylüyor.
Bu iki konuyu Mart ayında çıkan Jinekolog Muhabbetleri kitabında Dr. Irmak Saraç’a sorduk. Saraç her iki konuyu da etik bağlamda yorumladı.
“Anne olmak için çocuk doğurmak da şart değil”
Jinekologların gebelik ısrarı ile başlayalım. Tıbbi bir dayanağı var mı?
Tıbbi bir dayanağı yok. Ne yazık ki bazı jinekologlar sanki her derdin devası çocuk doğurmak gibi bir kanıya sahip. Bu yanlış tavrın bir danışmanlığa dönüşmesi lazım mesela kişiler yardımcı üreme teknikleri hakkında bilgilendirilebilir. Kadıların gebelik yaşı ilerledi bu sebeple Türkiye’de de ilerleyen yaşlarda gebeliğin zor olduğu bilgilendirilmeli ve seçenekler sunulmalı.
Ancak burada kuracağınız dil gerçekten çok hassas olmalı. Yumurta dondurmak gibi bir seçenek var mesela ama bunu incitici olmayacak şekilde ifade etmek gerekiyor. Çünkü her kadın gebe kalmak zorunda değil. Anne olmak için çocuk doğurmak da şart değil… Dikkatli bir dille seçenekler sunulabilir. Muayeneye gelen kişi iki yıl sonra “keşke alternatif üreme yöntemlerinden haberim olsaydı” da diyebilir, böyle düşünmesini istemem. Özetle yaklaşım önemli ve çok kişisel bir tercih olduğu unutulmamalı…
“Kürtajda eş rızası aranmamalı”
Gebelik ısrarını kürtajın zorlaştırılması mı izliyor?
Evet, kürtaj 1983’ten beri 10 hafta tamamlanana dek evli ise eş rızası gerekiyor değilse 18 yaşın üzerinde kadınının kendi rızası ile yaptırabilir, yasal yani.
Kürtaj meselesine detaylıca girmeden “eş rızası”na değinmek istiyorum. Doğru, kürtajı düzenleyen kanunda bu madde var ama uluslararası sözleşmelerle çelişiyor bu kanun. Bu durumda uluslararası sözleşmeler geçerlidir. Ne diyor uluslararası sözleşmeler bir insanın bedeni üzerindeki tasarrufu kendisine aittir… Bu sebeple eş rızası aranmamalı.
Bu madde kürtaj hakkını kullanmayı çok zorlaştırıyor değil mi?
Öyle, ev içi şiddet gören ve bir şekilde gebe kalmış bir kadın düşünelim, kocası kürtaja izin vermezse yaşadığı hak ihlalini düşünün. Boşanma aşamasında hamilelik durumunda ya da kocası deniz aşırı çalışıyorsa yine imza alması zor…
Sadece bu sebeplerle bile eş rızasına gerek duymadan kürtaj yapan doktorlara cezai yükümlülük olmamalı.
“Devletin üreme sağlığına bakış açısı cinsel haklar yönünde değil üremeye yönelik”
Yasal olduğu halde çok az hastanede kürtaj yapıldığı doğru mu?
Koskoca İstanbul’da kürtaj yapan tek bir kamu hastanesi var. Anadolu’da ise neredeyse kürtaj yapan hastane yok. Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Merkezi’nin 2016’da yayımladığı çalışmaya göre iletişime geçtikleri 431 hastaneden sadece yüzde 7,8’i isteğe bağlı kürtaj hizmeti veriyor, yüzde 78’i ise yalnızca tıbbi zorunluluk gerektiren durumlarda gebelik sonlandırma operasyonu gerçekleştiriyor. Konu ile ilgili bilgi vermek istemeyen hastane oranı ise yüzde 1,4. Bu rakamlar kürtaj yaptırmanın üstü kapalı engellendiği anlamına geliyor.
Bunun nedeni nedir?
Devletin üreme sağlığına bakış açısı cinsel haklar yönünde değil üremeye yönelik. Gebeliği önleyici yöntemlere ulaşılması da zor mesela eskiden aile hekimliğinde spiral taktırmak mümkündü günümüzde bu çok zor.
Neden?
Aile hekimlerine yönelik hizmet içi eğitimde spiral takılmasına yönelik sertifika programları düzenlenirdi. Şu an bu eğitimler yok. Diğer yandan hapların erişimi kolay, aylık iğnelere erişim nispeten iyi. Ancak kişiler birinci basamakta bu ürünlere erişemiyorsa piyasada oldukça pahalı ürünler bunlar.
Performans kaygısı, politik sebepler, kimsenin kürtaj yapmaya yanaşmaması yasal olduğu halde erişilmeyen bir hale getiriyor kürtajı. Mesela aile planlaması klinikleri vardı buralar da kapatıldı. Bu dahi bir engel olabilir.
Jinekolog Muhabbetleri hakkında
Kaos GL Derneği’nin kişilerin hasta ve sağlık haklarının ihlal edilmediği, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine yönelik ayrımcılığa maruz bırakılmadığı jinekoloji muayenelerinin yaygınlaşması adına yayımladığı Jinekolog Muhabbetleri kitabına buradan ulaşabilirsiniz.
Etiketler: insan hakları, kadın, sağlık