08/10/2008 | Yazar: Barış Sulu

Türk Ceza Kanunu’na göre fuhuş suç değildir. Ancak sürekli olarak eşcinsellere, travestilere ve transeksüellere yönelik polis tacizinin adı gazetelere ‘eşcinsellere yönelik fuhuş operasyonu’ olarak yansıyor. Eşcinseller, biseksüeller, travesti ve transeksüeller fuhuş iddiası ile keyfi olarak gözaltına alınıyor ve sonrasında serbest bırakılıyor. Bu olay medya tarafından haberleştiriliyor ve ‘suçu olmayan suçlular’ medya aracılığı ile topluma ifşa edilerek mağdurlar suçlu ilan ediliyor.

Türk Ceza Kanunu’na göre fuhuş suç değildir. Ancak sürekli olarak eşcinsellere, travestilere ve transeksüellere yönelik polis tacizinin adı gazetelere ‘eşcinsellere yönelik fuhuş operasyonu’ olarak yansıyor. Eşcinseller, biseksüeller, travesti ve transeksüeller fuhuş iddiası ile keyfi olarak gözaltına alınıyor ve sonrasında serbest bırakılıyor. Bu olay medya tarafından haberleştiriliyor ve ‘suçu olmayan suçlular’ medya aracılığı ile topluma ifşa edilerek mağdurlar suçlu ilan ediliyor.

KAOS GL - 08/10/2008

Medya, cinsel yönelim ayrımcılığından ve homofobiden kaynaklanan şiddeti hiçbir biçimde meşru göstermemeli, şiddetin toplumsal düzlemdeki önemini azaltacak sansasyonel kullanımlardan uzak durmalıdır. Medya tam tersine eşcinsellikle ilgili haberleri sansasyonelleştirmekte böylece homofobiyi beslemektedir.

Mağdurun kimliği gizli tutulmalı ve kimliğin teşhisine yarayacak diğer bilgiler de verilmemelidir. Ancak eşcinsellikle ilgili haberlerde ne yazık ki mağdurların kimlik bilgileri ve fotoğrafları sürekli olarak medya aracılığı ile topluma ifşa edilmektedir. Eşcinsel fuhuş seansı adı altında medyaya yansıyan haberde aynı şekilde mağdurlar ‘suçlu’ olarak ifşa edilmektedir.

Polis baskınları bir şüphe ya da ihbar üzerinden gerçekleştiği halde sanki yargı süreci tamamlanmış ve ‘suç’ kesinleşmiş gibi eşcinseller doğrudan suçlu ilan edilmektedir. Medya ‘polis’ bakışı ile haber yapmakta ve kolluk kuvvetlerinin yanlış uygulamalarına ‘polis görevini yaptı, suçlular yakalandı ve serbest bırakıldı’ gibi yer vermektedir. Son birkaç senedir İstanbul’da travesti ve transeksüel yurttaşların evleri keyfi bir şekilde polis tarafından mühürlenmekte, Ankara’da ise sokakta travesti ve transeksüellere keyfi olarak 117 ytl para cezası kesilmektedir. Bu olayları yargı sürecine taşıdığımızda mühürler kaldırılmakta, para cezaları iptal edilmektedir. Ancak medya bunu haberleştirmemektedir.

Medya bu tavrıyla eşcinsellere yönelik homofobi ve ayrımcılığı beslediği gibi aynı zamanda okuyucularını yanlış bilgilendirmektedir. Medya manşete taşıdığı ya da büyük puntolarla duyurduğu haberlerin takibini yapmamaktadır. Eşcinselliği magazin, kriminal bir olay gibi sunmakta buna karşın Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Travesti ve Transeksüel derneklerinin hem kolluk kuvvetlerinin hem de medyanın LGBT bireylere yönelik insan hakları ihlallerini raporlaştırma çalışmalarına yer vermemektedir.

Kaos GL ve Pembe Hayat LGBTT Dernekleri olarak, eşcinsellere yönelik polisin keyfi uygulamalarına son vermesini ve medyanın bu keyfi uygulamaları insan hakları bakışı ile eşcinsel bireyleri mağdurlaştırmadan haberleştirmesini bekliyoruz.

Saygılar

Umut Güner

Kaos GL Derneği

Barış Sulu

Pembe Hayat LGBTT Derneği


Etiketler: yaşam
nefret