08/06/2020 | Yazar: Aslı Alpar
Karantina queerlere nasıl geliyor, Barış anlatıyor: Aylardır online görüşmeler dışında görmediğim bir arkadaşımla yürüyüş yapıyoruz.
Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi olarak tanımladığı korona virüsü nedeniyle #EvdeKal çağrısının gevşetildiği, “normal”e dönmeye çalıştığımız bu günler LGBTİ+’lar için nasıl geçiyor?
LGBTİ+’lara sorduk karantina nasıl geçiyor, evde neler yapılıyor, nelerden mahrum kalınıyor? Karantina queerlere nasıl geliyor?
Yazı dizimizin bugün anlatıcısı Barış Azar. “Evde kalmak zorunda olma durumu çok hızlı bir şekilde beni etkisi altına aldı” diyen Barış şu sıralar kendi normalini yaratmaya çalıştığını söylüyor.
Yaklaşık üç ay kadar önce karantina süreci başladı benim için. Evde kalma imkânı olanlardandım. Bir yandan şanslı bir yanı olduğu da söylenebilir. Çalıştığım kurum 16 Mart’ta evden çalışma sistemine geçti.
Bir hafta sonrasında okulumda da (Dokuz Eylül Üniversitesi) dersler online sisteme geçiş yaptı. Online eğitim ilk başlarda benim için oldukça konforluydu. Sabah derslerine ders saatine beş dakika kala uyanıp katılabiliyordum. Ders sırasında yemek yiyebiliyor, bir şeyler içebiliyor, yatağımda uzanabiliyordum. Hatta arada evdeki kedi bireylerle oyunlar oynayabiliyordum. Bu açılardan online eğitim oldukça konforlu başladı benim için. İlk derslerde adaptasyon süreci olduğundan akademisyenler de çok yüklenmiyorlardı. Fakat sonrasında okulların açılıp açılmayacağına dair belirsizlik, notlandırmanın nasıl olacağı soruları gibi dertlerle ders içi performans üzerinden notlandırma ihtimali konuşulmaya başladı. Derslerim hiç olmadığı kadar yoğun hale geldi. Çoğu derste her hafta bir ödev verilmeye başlandı. Bunlar yaşanırken okulumuz hali hazırda işleyen Microsoft Teams üzerinden gerçekleşen dersleri kendi sistemine aktarma kararı aldı. Bu geçiş süreci online eğitime geçişten daha yorucuydu. Sürekli sistem hataları ve çökmelerin yanı sıra daha karışık ve kullanışsız bir sisteme geçilmişti. Bu da benim derslere olan ilgimi giderek azalttı ve sonunda derslerimden birini yoğunluktan dolayı önümüzdeki seneye bırakmaya geri kalanı için de elimden geleni yapmaya karar verdim. Şu an vize ve finallerin ödev teslimi şekilde yapıldığı dönem içerisinde yaptığımız ödevlerin notlandırmaya etki etmeyeceği ya da az etki edeceğini öğrendiğim bir dönemde bu ödevlerle boğuşuyorum.
Evde kalmanın kendisine gelecek olursam, ilk günler benim için gerçekten çok iyiydi. Uzunca bir süredir arzuladığım bir özgürleşmeye kavuşmuş gibi hissediyordum. Fakat isteyerek evde kalma değil evde kalmak zorunda olma durumu çok hızlı bir şekilde beni etkisi altına aldı. Bir sürü dizi, film izleme, kitaplar okuma bir şeyler üretme planı içerisinde evde kalmış değil de yoğun bir iş/ okul temposu içerisindeymiş gibi hissediyordum adeta kendimi.
Şu günlerde kendi yeni normalimi yaratmaya başladım. Beni iyi hissettiren, biraz daha bu yoğun kötücül etkilerden kurtulmamı sağlayan bazı şeyler yaptım. Bunlar genel geçer şeyler olmamakla birlikte belki okuyanlar kendi hayatlarına uyarlayabilirler diye kişisel iyileşme adımlarımı yazmak isterim.
Bir süredir kendime hiçbir şey yapmak zorunda olmadığımı, bu zamanların alışılagelmiş zamanlar olmadığını söylüyorum. Böylelikle kendi üzerimde kurduğum evde kaldığım bu süreçleri verimsiz geçiriyorum düşüncesinden sıyrıldım.
Ev işleriyle eskisinden daha fazla ilgilenmeye başladım. Sevdiğim bir yemeği yapmak, etrafı düzenlemek bana mutluluk vermeye başladı.
Online araçlar üzerinden arkadaşlarım ile iletişim halinde kalmak, görüntülü konuşmalar yapmak ve oyunlar oynamak yalnızlaşma hissinden uzaklaşmamı sağladı.
Haberlerden belirli aralıklarla uzaklaşıyorum. Net bir haber almama hali değil bu benim yaptığım ama daha az haber okuyarak karamsar şeyler düşünmemeye çalışıyorum.
Son günlerde evimin yakınlarında bulunan büyükçe bir parka akşam yürüyüşlerine çıkıyorum. Aylardır online görüşmeler dışında görmediğim bir arkadaşımla hem yürüyüş yapıyoruz hem de birkaç saatliğine de olsa keyifli bir sohbet eşliğinde bünyemize pozitiflik basıyoruz. Gerçi konuştuğumuz konular bazen bizi negatif şeylere itse de bir şekilde atlatıyoruz bunu da.
Son olarak birden online etkinlikler, canlı yayınlar, webinarlarla dolu bir zamanı yaşıyoruz. Eskiden fiziksel koşullardan dolayı her etkinliği takip edemezken şimdi tüm etkinliklerin online olması hem ülkenin hem de dünyanın her yerinden takip edilecek bir etkinlik olması durumu yetişememe kaygısını ve fazla yüklemeyi beraberinde getirdi. Bu da beni sürecin ortalarında tüketen şeylerden birisiydi. Şimdi kendimi zorlamayacak şekilde daha az etkinliğe katılarak o etkinliklerden keyif almaya çalışıyorum.
Tüm lubunyalara (kitlelere sesleniyormuşçasına) buradan söylemek istediğim son birkaç şey var, ne yapmak istiyorsanız bu süreçte onu yapın, yapamadığınıza da üzülmeyin. Öyle ya da böyle bu karantina hallerini atlatacağız ve birbirimize kavuşup sarılacağız. Eskisi gibi zırıl zırıl dolaşacak, sabaha kadar partileyeceğiz, onur haftalarında, yürüyüşlerde buluşacağız. Sağlıkla kalın.
*Queerantina kelimesi queer ve karantina kelimelerinden illüstratör Adrienne Muse’un ürettiği bir kelime.
Etiketler: yaşam