16/08/2011 | Yazar: KAOS GL

Kayseri Üvey Evlatlar Platformu’ndan Harun Sinan Demirdöven Kayseri’deki LGBT bireylerin ve diğer "üvey evlatlar"ın durumunu, Platform’un çalışmalarını ve hedeflerini anlattı.

"Bizimkisi Platonik Bir İnsan Sevgisi" Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel ve Trans) bireylerin platformu Kayseri Üvey Evlatlar Platformu’nun temsilcisi Harun Sinan Demirdöven, Kayseri’de LGBT’lerin yaşadığı sıkıntıları anlattı.
 
Demirdöven, platform olarak yalnızca LGBT bireylerin değil, dışlanmış olan tüm kesimlerin haklarının savunucusu olduklarını söylüyor.
 
Platformunuz ne zaman oluştu?
Bir buçuk yıl önce Kayseri’de, öncelikle mülteciler ve LGBT’lerin sürekli sorunlarını dile getirmesiyle oluştu. İnsanlar hakları ve sorunlarıyla ilgili bana çok gelirdi. Millet hep birbirini yönlendiriyordu, o sana yardımcı olur gibi. Bu şekilde ortaya çıktı Üvey Evlatlar Platformu.
 
LGBT bireylerin haklarını korumaya ve onları bilinçlendirmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz. Geçmişte burada bir yerde travesti olduğunu düşündüklerini, gey olduğunu gözlemledikleri ya da çok açık giyindiğini düşündükleri kadınları içeri almıyorlardı. Girenleri de yangın merdiveninden dışarı atıyorlardı. Biz ön ayak olduk, şu anda sözünü ettiğim yerde öyle bir durum yaşanmıyor. Başka mekânlarda yaşandığını duyduk, onlarla ilgili olarak da gerekenleri yapıyoruz.
 
Gerekçe olarak ne gösteriyorlardı?
Ailelerden şikayet var, gibi. Ben de Kayserili bir ailenin bireyim, o örf, adete göre yetiştim. Mars’tan zembille inmedim. Yani deniyor ki; bu oğlan bu kız LGBT, bunu atın ama siz istediğiniz gibi dolaşın. Kimse kendi hükümdarlığını kuramaz. O nedenle bunu yapacak cesaretli birine ihtiyaç var. Ben cesaretliyim dedim.
 
Çekinmediniz mi peki, üstelik de devlet memurluğunuz var.
Çekindim, çekiniyorum, üstelik de hala korkuyorum. Ama korkunun ecele faydası var mı?
 
Korktuğunuz şey nedir, işinizden olmak mı, toplumun size bakış açısı mı?
İşimden olmaktan korkuyorum özellikle. İşimden atmak istediler.
 
Öyle bir hakları yok ama?
Tabi ki yok. Başka şeyler uyduruldu. Korktum, özellikle faşistlerden korktum. Biri çıkıp da mahallenin namusu gidiyor deyip...
 
Platform üyeleri Kayseri’de kendilerine yaşam alanı bulabiliyor mu?
Platformdaki insanlar insanların ikiyüzlülüğünden faydalanarak yaşıyorlar. Bu şehirde mükemmel bir özgürlük var. Ama aynı özgürlüğü engelleyen mükemmel de bir kitle var. Aynı kitle o özgürlük alanının içerisine de girmeye çalışıyor. Örneğin bu restoranda LGBT olduğu belli birine, şef garson ya da müessese sahibi gelip ’özür dileriz size servis açamıyoruz’ der, çok canınızı yakarlar. Aynı kişiler sizi barda görür, içki ısmarlar.
 
O yüzden LGBT kitle de yüzünde maskeyle geziyor. Yan yana geldiklerinde özgür alanlar yaratıyorlar. Ama sadece Kayseri’de yaşayan lezbiyen, gey, transeksüel, biseksüeller toplansalar, Meydan’dan Büyük Migros’a kadar bütün caddeyi doldururlar. Mesela İstanbul’a Taksim’e gidin. İstiklal’in arka taraflarındaki barlara gidin, Kayserili çok görürsünüz, kadınların arasında Kayserili daha fazladır.
 
İhlallere karşı nasıl mücadele ediyorsunuz?
Hak verilmez, alınır. LGBT bireylerin haklarını söke söke alacağız. Toplum bizi kabul edecek mi? Mecburen alışacaksınız.  Adalet Bakanlığı’nın sadece Kayseri’yle ilgili istatistiklerine bakın, cinsel tacizciler erkeklerdir. Suç istatistiklerine bakın;  fail kadınlar ve erkeklerdir. Failler arasında LGBT bireyler 100 binde birdir.
 
Gençler LGBT birey olduğunu saklamak zorunda. Bu nedenle haklarını arayamıyorlar. Mesela bir gey çocuk dershaneden gey olduğunu ailene açıklarız tehdidiyle atıldı. Gönüllü avukatlarla devreye girdik, böyle bir şey yaparsanız dava açarız, dershaneyi kapatmak zorunda kalırsınız, dedik.
 
Kimseyi hiçbir yerden atamazsınız. LGBT’ler herkesle birlikte ekonomiye katkı veriyor, herkes gibi yemek yiyor, herkesle birlikte nefes alıyor, alışveriş yapıyor, eğleniyor, sokağa çıkıyor. Bu haklar ellerinden alınamaz, alınacak olursa resmi bütün yollara başvuracağız.
 
Toplu eylemlere katılım konusunda teşvikiniz var mı?
Biz bir LGBT örgüt olmadığımız için platform olarak Pembe Hayat, Kaos GL gibi dernekleri destekliyoruz, bireysel olarak yürüyüşlere katılıyoruz.
 
Eskiye göre daha iyi diye düşünüyor musunuz?
Eskiden Kayseri küçük bir yerdi, toplum gelişmeye kapalıydı. Şimdi genç mesela Belsin’de oturuyor, buraya gelince kendini ifade edebiliyor. Bir eşcinsel birey sağ kulağına iki tane küpe takarak eşcinselliğini belirtmiş olur. Birkaç sene öncesine kadar kaşları alınmış erkek çocukları tacize uğrardı. Şimdi hangisi eşcinsel, hangisi değil ayırt edilemiyor.
 
Eşcinsellerin mücadelesi sonucu bu hale geldi. LGBT’ler güçlendiklerinin, tek başına olmadıklarının farkına vardıkça daha cesur oluyorlar. Cesaret var ama ifade özgürlüğü hala yok. Mesela karakolda "Eşcinselim, o yüzden tacize uğradım ya o yüzden beni dövdüler" diyemezsin.
 
Bakın bu şehirde aydın bir anne baba eşcinsel olduğunu fark edince 16 yaşında çocuklarını psikiyatriste götürdüler.  Psikiyatrist çocuğa ilaç verdi. Çocuğu çıldırttılar. Eve hapsettiler, cep telefonunu, bilgisayarı elinden aldılar.
 
Şu anda bir anayasa taslağı hazırlanıyor, size bu anlamda bir söz hakkı sunuldu mu?
Kayseri’de Küçük Meclis toplantılarına Üvey Evlat Platformu olarak katılıyorduk, bize de bu konuda çağrı geldi. Ben konuyla ilgili olarak LGBT dernekleri ile irtibata geçtim ve hepimizin aynı şeyi istediğini gördük. Bu nedenle ayrı ayrı görüş beyan etmenin gerekli olmadığını düşündük.
 
Sevginin sizde çok önemli bir değer olduğunu görüyorum?
Çok doğru, ancak dışlanmayı bilen insanlar dışlananı anlar. Karşılıksız bir sevgi bu. Platonik bir insan aşkı. Hümanizm değil. Yaradılanı sev Yaradan’dan ötürü misali, seviyorlar, sevecekler. 
(bianet/Selma KARA)

Etiketler: yaşam
nefret