18/08/2011 | Yazar: Nilay Vardar

Türkiye Barış Meclisi, son dönemde ölen askerler ve Kandil’in bombalanması üzerine düzenlediği aralarında Önder, Mert, Öney, Türkali, Tahmaz’ın da olduğu toplantıda, savaş dili kullanan hükümetin ve medyanın bundan vazgeçerek bir an önce barışın sağlanması istendi.

"Türkiye Halkı Savaşa Dur Demeli" Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
İinsan hakları savunucularının 2007’de  toplumsal barışa katkı sunmak için oluşturduğuTürkiye Barış Meclisi, son dönemde ölen askerler ve  Kandil’e hava saldırısı düzenlenmesinin ardından, "barışın sesini" yükseltmek için basın toplantısı gerçekleştirdi.
 
İstanbul Cezayir Toplantı Salonu’na sığmayan toplantıya İstanbul milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Hakan Tahmaz, Nuray Mert, Osman Kavala, Deniz Türkali,  Murat Çelikkan, Feryal Öney, Aydın Çubukçu, Erol Katırcıoğlu, Vedat Yıldırım, Veysi Sarısözen, Ali Kenanoğlu,Ahmet Tonak, Tayfun Mater, Ferda Keskin’in aralarında olduğu birçok kişi katıldı.
 
"Barışın sesi bu kadar yükselmişken..."
Barış meclisi üyesi Hakan Tahmaz, son iki yılda Türkiye’de hiçbir dönem olmadığı kadar çok kişinin "barış" için "savaşa yeter artık" demek için bir araya geldiğini bu dönemde savaşın eşiğine gelinmesinin çok üzücü olduğunu söyledi.
 
Tahmaz, hükümetin barış fırsatlarını değerlendirmeyerek, bedeli çok ağır olacak bir "savaş" ilan ettiğini, medyanın da geçmişten ders çıkarmayarak eski "savaş diline" geri dönerek savaş çığırtkanlığı yaptığını söyledi.
 
"Savaşı durdurmanın tek yolu, tüm Türkiye’nin ’bu savaş bizim değil, muktedirlerin savaşıdır’ deyip, buna dur demesidir"
 
"Barış için gerekeni yapacağız"
Sırrı Süreyya Önder, meclise ancak "onurumuzu portmantoya asmadan gidebiliriz" dedi.
 
"Biz milletten yetki aldık. Ancak halk bize, gasp edilen haklarımızı geri almadan, vicdanımızı portmantoya asarak meclise gidelim diye yetki vermedi. ’Meclise tıpış tıpış gelecekler, tükürdüklerini yalayacaklar’ diyenlerle haklarımızı pazarlık konusu ettirmeyiz. Başbakan daha yeni ama sosyal hakları için mücadele verenlerin tarihi çok eski. Hapishaneyse hapishane barış için gereken her şeyi yapacağız"
 
"Vekiller aktif rol oynamalı"
Erol Katırcıoğlu (akademisyen): Seçimler umutla bitti, ancak son yaşananlar umudumuzu tüketti. Seçilmiş vekillerin barış için mecliste yer almalarını istiyoruz.
Ahmet Tonak (akademisyen): Vekiller yemin etsin etmesin, bu süreçte aktif rol oynamalı. Cumhurbaşkanı düzeyinde, uluslararası düzlemde Avrupa Birliği be Birleşmiş Milletler nezdinde, Kandil’de başlatılan savaş durdurulmalı.
"Sanatçılar savaş dilini bırakmalı"
Feryal Öney (müzisyen): Dün sosyal paylaşım sitelerinde, sanatçıların savaş çığırtkanlıklarını gördüm. Bunun çok tehlikeli olduğunu düşünüyorum, buradan tüm sanatçılara barış çağrısı yapması için sesleniyorum.
Murat Çelikkan (gazeteci): Bugün barış isteyenler hedef haline getirilerek tehdit altında. Bu savaş şantajı kabul edilemez. Önce Kürtsüz siyaset yapmaktan vazgeçilmeli. Bu savaşın sonuçlarını tüm Türkiye yaşayacak.
"ABD değil, Türkiyeliler hayır diyecek"
Nuray Mert (yazar): Başbakan’ın sözleri medyanın "Bu sefer ABD hayır demeyecek" şeklindeki savaş dili endişe verici. Ortadoğuda’ki pazarlığa Kürt meselesi de katılmak isteniyor. ABD hiçbir zaman savaşa hayır demez, bunu diyecek olan barış savunucuları. Türkiye bir mezar eve dönüşmemeli.
"Türk medyası savaş istiyor"
Aydın Çubukçu (yazar): Türk medyası savaş istiyor. Caniler ölsün, Kürt sorunu çözülür diyorlar. Barıştan yana herkes hedef gösteriliyor. Somut çözüm için vekiller meclise dönmeli. Medya da bu sorunun  ancak barış ile çözüleceğini halka anlatmalı.
Ferda Keskin (akademisyen): Bu süreçten çıkmanın somut adımları vardır. Kürt halkının hakları yeni anaysada güvence altına alınmalı, KCK tutukluları serbest bırakılmalı, Blok vekillerinin meclise gelmesi için zemin oluşturulmalı. Hükümet sözümüz bitti dedi, şimdi bizim sözümüz başlamalı.
"Çok korkuyorum"
Deniz Türkali (tiyatrocu) : Kimse benden soğuk kanlı olmamı beklemesin. Dün sosyal paylaşım sitelerinde aynı siyasi duruşa sahip arkadaşlarımın bile inanılmaz militarist mesajlar attığını gördüm. Ben çok korkuyorum, korktuğum için de utanmıyorum asıl bizi korkutanlar korkaktır.
Türkiye Barış Meclisi, açıklamadan sonra  süreçle ilgili ne yapılacağına dair basına kapalı bir toplantı gerçekleştiriyor. (bianet)
 

Etiketler: yaşam
nefret