22/08/2021 | Yazar: Kaos GL

Kırmızı Şemsiye’nin sağlık hizmet sunucularına eğitiminde Yıldız Tar, tıpta ayrımcılığın tarihini ve sağlık hakkına erişimin önündeki engelleri kaldırmak için yapılabilecekleri anlattı.

“Sağlıkta sorun, LGBTİ+’lar ve seks işçileri değil ayrımcılık ve ahlakçılık” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği, 21 Ağustos’ta sağlık hizmet sunucularına yönelik "Sağlık Hizmetlerinde Hak Temelli Yaklaşımı Anaakımlaştırma Çevrimiçi Eğitimi" düzenledi.

Kaos GL’den Yıldız Tar’ın eğitmen olarak katıldığı üç oturumluk eğitimde şu başlıklardan bahsedildi:

*Tıpta cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılığın tarihsel seyri

*Seks işçilerine dönük ayrımcılık ve damgalamanın sağlık hizmet sunumunda yarattığı ayrımcılık ve temel hak ihlalleri

*İyi uygulama örnekleri

Cinsellik bürokratlarının tasnif hezeyanları…

Yıldız Tar, ilk oturuma Kaos GL’nin kurucularından Psikolog Mahmut Şefik Nil, nam-ı diğer Gözüm Abla’yı anarak başladı. Nil’in “Üniversite birinci sınıfta çevremdeki herkese tanı koymuştum. Yıllar geçip mezun olduğumda ise 'Ben şimdi ne yapacağım' diye sordum. Psikoloji eğitiminde eşcinsellik ve transseksüellikle ilgili neredeyse hiçbir şey öğretilmiyor. Haliyle mezun olduktan sonra öğrenmek zorundasınız” ifadelerini hatırlatan Tar, “Öğrenmek için en başta bilmediğimizi kabul etmek gerekir” dedi ve ekledi: “Bugüne kadar sağlık hizmet sunucuları LGBTİ+’ların nasıl açılacağını konuştu, ama biz esasen sğalık alanının LGBTİ+’lara nasıl açılacağını tartışmalıyız.”

saglikta-sorun-lgbti-lar-ve-seks-iscileri-degil-ayrimcilik-ve-ahlakcilik-1

Tar ardından 1800’lerin sonu 1900’lerin başındaki “cinsellik ve cinsiyeti tasnif hezeyanlarını” hatırlattı. Homintern kitabına atıf yaparak, “Şu anda aslında ruh sağlığı alanında hâlâ bu cinsellik bürokratlarının safsatalarıyla uğraşmak zorundayız” dedi. “Homoseksüel” teriminin ortaya çıkışını, 1868 yılında Károly Mária Kertbeny’nin ortaya attığı bu terimin başta tutmadığını hatırlatan Tar, “Aynı yıl Richard von Kraft-Ebing Cinselliğin Psikopatolojisi'nde 4 temel kategoriden bahsediyordu. Psikoseksüel hermafrofitler (biseksüel de diyordu), homoseksüeller (doğuştan ile edinilmiş diye ayırıyordu), efemineler ile virajiniteler ve androjenler. Karl Heinrich Ulrichs ise dünyayı üçe böler: Erkekler, kadınlar ve urningler. Urningleri de kendi içinde böldükçe böler. Lucien von Römer ise cinsiyet ve cinsellik spektrumunda 687.375 varyasyon öneren bir model geliştirdi” dedi ve ardından “Bütün bunların ortak noktası neydi” diye sordu.

saglikta-sorun-lgbti-lar-ve-seks-iscileri-degil-ayrimcilik-ve-ahlakcilik-2

Anomalileştirmek için üretilen bilgiden ‘beynelmilel homoseksüel komplo’ya…

saglikta-sorun-lgbti-lar-ve-seks-iscileri-degil-ayrimcilik-ve-ahlakcilik-3

Tar, “anomalileştirmek için bilgi üretiliyordu” diyerek şöyle devam etti:

“Ruh sağlığının bu yaklaşımı o alanda da kalmadı. Devletlerin 1900’lerde ulusal güvenlik sorunu olarak ‘homoseksüelliği’ inşa etmesinin temelleri tam da ruh sağlığının bilgi adı altında ürettiği bu patolojikleştirmeye dayanıyordu. Suçlulaştırmayı bilim eliyle meşrulaştırma girişimlerinin sonucu o dönemlerde ‘beynelmilel bir homoseksüel komplo’ arayışlarını doğurdu. 1950, ABD Senatosu’ndan çıkan ‘Homoseksüellerin ve Diğer Cinsel Sapkınların İstihdamı’ belgesi ile çalışma hakkının ihlali tam da bu sözde ‘araştırmalara’ dayanıyordu. Almanya’da soykırım öncesine uzanan iç içe geçmiş yarı "psikolojik" yarı "hukuki" mekanizmalar, homofobi ile anti-Semitizm’in tarihsel ittfakları, ajanlar, örgüt, gizli tehlike, kamu düzenine tehdit, peş peşe eklenen paranoyalar ile hakikatin bükülmesi gibi örneklerin her birinde referans noktasını bu sözde ‘araştırmalar’ oluşturdu.”

Tar, “doğal gizli ajanlar” mitinden çok hızlı bir şekilde ‘kamusal hayatı istila eden sapkınlar’ söylemine gidildiğini söyleyerek, “Geçmiş, hiçbir zaman sadece geçmiş değildir. Günümüze ne kadar da benziyor değil mi” dedi.

saglikta-sorun-lgbti-lar-ve-seks-iscileri-degil-ayrimcilik-ve-ahlakcilik-4

Ne kadar da tanıdık: “Kamusal hayatı istila eden sapkınlar”

Tar, tanı koymak ile tanımlamak arasındaki sınırlara da değinerek, günümüzde LGBTİ+ düşmanlığının ana eksenlerini şöyle anlattı:

“Oturup karşıtlık politikasına dair analiz yaptığımızda bunları 5 ana başlıkta topladık, ki çok orijinal bir karşıtlık politikası da değil bu. İlki LGBTİ+ ve din karşıtlığı. Elmalarla armutlar birbirine karşı olabilirmiş gibi. Cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve din birbirinden farklı eksenlerde meseleler. İkincisi, LGBTİ+ ve aile. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına kadar giden süreçte medyada siyaset eliyle LGBTİ+ dernekleri kapatılsın kampanyası var 5 yıldır. 2020 Medya İzleme Raporumuza göre yazılı basındaki haberlerin %61’i nefret söylemi ve ayrımcı dil içeriyordu. Artık siyasetten bağımsız bir medyadan bahsetmek mümkün değil. Yeri geliyor medya siyasete direktif veriyor, yeri geliyor tam tersi. Üçüncü söylem, en klasiklerden: “Bunlar batı özentisi, batıdan geldiler, zaten AB fonları alıyorlar.” Yani el insaf, AB uyum süreci kapsamında hangi bakanlıkların hangi fonlarla hangi projeleri yaptığı ortada. Mültecilerin hayatları pahasına yapılan pazarlıklar varken bu mudur mesele? Homofobi zaten böyledir, herhangi birisi bir eylemi yaptığında sorun değilken LGBTİ+’lar yaptığında soruna dönüşür. En kırılgan, yüklenilebilir gruptur çünkü. Dördüncü söylem çocuk istismarı, en onur kırıcı söylemlerden biri. “LGBTİ+ çocuklar vardır” deyince, siz çocuklara cinsellik, cinsiyet mi atfediyorsunuz diyorlar. Hayır, bu toplumda çocuklara daha doğmadan cinsellik ve cinsiyet atayan asıl heteroseksizm ve ikili cinsiyet rejimidir. Ben çocukken sırf kimliğimden ötürü benle alay edildiğinde, dayak yediğimde varım. Büyüdüm. Şimdi de sen çocukken yoktun diyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Beşincisi, artık LGBTİ+ ve terör meselesi. LGBTİ+ olmak bir suçmuş gibi gösteriliyor. Senelerdir evirip çevirip gündeme göre bu beş konu sistematik olarak devreye giriyor.”

Ne yapmalı?

Tar, sunumunun devamında bu mekanizmaların LGBTİ+’ları nasıl etkilediğini “Patikalar: Resmi Tarihe Çentik” kitabından alıntılarla aktardı: Yalnızlık, Sır ve perdeler, Utanç, Güvensizlik, Korku ve endişe.

Tar, sunumunun sonunda “Ne yapmalı” sorusuna mikro, mezzo ve makro düzeyde şu yanıtları verdi:

Mikro düzeyde: LGBTİ+’lara yönelik tutum ve becerilerinin farkında olmak ve kendi LGBTİ+fobilerimizle yüzleşmek. Tanımlamamak, varsaymamak, dinlemek, deneyimlerin biricikliğinin farkında olmak ve danışanı güçlendirmek.

Mezzo düzeyde: Kurumların LGBTİ+’lara sağladığı hizmetler ile ilgili düzenlemeler yapmak. "Sorunu", LGBTİ+'lar üzerinden değil; heteroseksist sistem üzerinden tanımlamak. Mekanı dönüştürmek ve "güvenli alanlar" yaratmak.

Makro düzeyde: LGBTİ+’ların hem politika alanında hem de yasal düzlemde karşılaştıkları sorunlar için savunuculuk rolüyle LGBTİ+ haklarının tanınması ve yasal güvence altına alınması için mücadeleye katılmak! Sen yoksan çok eksiğiz!”

saglikta-sorun-lgbti-lar-ve-seks-iscileri-degil-ayrimcilik-ve-ahlakcilik-5

Sağlık merkezlerini değiştirmek, personele eğitim vermek

Araştırmaların, LGBTİ+’ların genel nüfusla aynı temel sağlık gereksinimlerine sahip olmarının yanı sıra, cinsel yönelimi ve/veya cinsiyet kimliği veya cinsiyet ifadesi ile ilgili sağlıkta eşitsizliklerle ve engellerle karşılaştıklarını ortaya koyduğunu vurgulayan Tar, “Sağlık hizmeti verenler; LGBTİ+’ların sağlığını desteklemek için uygulamalarını, sağlık merkezlerini, politikalarını gözden geçirerek ve LGBTİ+’ların nitelikli sağlık hizmetine erişimini iyileştirme yolları için personele eğitim vererek olumlu adımlar atabilirler” dedi.

Tar; LGBTİ+ dernekleriyle işbirliği, sağlık merkezinde LGBTİ+ sağlığına ilişkin broşür ve kılavuzlar bulundurmak, görünür bir yere LGBTİ+’larla ilgili çıkartmalar yapıştırmak, var olan yönerge ve kılavuzları cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve ifadesini kapsayacak şekilde geliştirmek, sağlık öyküsü formlarını geliştirmek, LGBTİ+’ların şiddet kaynaklı travmatik geçmişlerinden haberdar olmak, cinsel öyküyü alırken tarafsız bir dil kullanmak gibi önerilerle ilk oturumu sonlandırdı.

Damgalama seks işçilerinin sağlık hakkına erişimini engelliyor

Eğitimin ikinci oturumuda Tar sözlerine damgalamanın seks işçilerinin sağlık hakkına erişiminin önünde ciddi engeller yarattığını hatırlatarak başladı. “Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun raporuna göre yaklaşık dört seks işçisinden biri meslekleri nedeniyle sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılıyor. Ve şaşırtıcı olmayan bir şekilde, seks işçilerinin yüzde 60'ından fazlası sağlık çalışanlarından o kadar çok korkuyor ve güvenmiyor ki, doktor muayenehanesine kadar kendilerine eşlik edecek biri var. Ancak seks işçilerini damgalayan ve zarar verenler sadece sağlık çalışanları değildir” diyen Tar, dünya genelinde kolluk kuvvetlerinin seks işçilerine şiddet uyguladığını da ekledi.

Tar, seks işçilerine yönelik cinsel yolla aktarılan enfeksiyonlarla ilgili aşı, düzenli kanser ve tüberküloz taraması, gebeliği önleme ve sonlandırma yöntemleri ile PEP ve PReP gibi uygulamalar ve dünya genelinde seks işçilerinin sağlık haklarına ilişkin iyi örnekleri de aktardı.

Tar son olarak, “Sağlıkta sorun, LGBTİ+’lar ve seks işçileri değil ayrımcılık ve ahlakçılık” diyerek kendimizden başlayarak sistemi değiştirmek gerektiğini belirtti ve atılabilecek adımları anlattı.


Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı, sağlık
nefret