11/02/2019 | Yazar: Yıldız Tar

​Susma Platformu’nun Türkiye’de Sansür ve Otosansür Raporu, LGBTİ+ karşıtı yasakların ve sansürün boyutunu gösteriyor.

Sansür Raporu: "En ağır yasaklamalara LGBTİ+’lar maruz kaldı" Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Susma Platformu’nun Türkiye’de Sansür ve Otosansür Raporu, LGBTİ+ karşıtı yasakların ve sansürün boyutunu gösteriyor: Ankara’daki yasağın sınırsız ve süresiz olması heteroseksist iktidarın başkentten bir mesajı olarak algılanmalı.

Susma Platformu’nun Aralık 2017- Aralık 2018 döneminin sanat ve medya alanlarını kapsayan Türkiye’de Sansür ve Otosansür Raporu erişime açıldı.

Raporda Tiyatro, Sinema, Medya, Sosyal Medya, Yayıncılık, Görsel Sanatlar, Müzik, Hukuk başlıkları altında farklı alanlara dair genel değerlendirmeler yer alıyor. Rapor; 7,5 ayı OHAL uygulaması altında, 4,5 ayı ise OHAL’in kaldırılmasının ardından yürürlüğe giren 7145 sayılı yasayla geçen bir yılın sansür ve otosansür vakalarının dökümünü içeriyor.

Susma Platformu’nun çeşitli kentlerde yaptığı etkinlik ve çalışmaların özetine de yer verilen raporda, sanat ve medya alanlarındaki ifade özgürlüğü ihlallerinin yol açtığı tahribat ise yine platform tarafından hazırlanan Sansür ve Otosansür Araştırması’nın verileriyle aktarılıyor.

LGBTİ+ filmlerine yasak

Raporun önemli bir bölümünü LGBTİ+’ların ifade ve örgütlenme özgürlüğünün ihlal edilmesine dair vakalar oluşturuyor. Raporun sinema bölümünde LGBTİ+ filmlerine getirilen yasaklar şöyle aktarılıyor:

“2018’in sinema alanında en dikkat çekici engellemelerinin ise LGBTİ+ filmleriyle ilgili olduğunu not etmek gerek. Ankara Valiliğince başlatılan engellemeler farklı kanallar aracılığıyla diğer şehirlerde de sürdü. Örneğin ocak ayında, Pera Müzesi’nde düzenlenecek olan Kuir Kısalar etkinliği, Beyoğlu Kaymakamlığınca “kamu esenliğinin sağlanması” gerekçesiyle yasaklandı.”

THY’nin homofobik sansürü

Aynı bölümde sansüre dair şu örnekler de yer alıyor:

“2018 yılı sansür ve otosansürün tüm mecralarda sıradanlaştığı bir yıl oldu. Hatta THY, Modern Family dizisinin gösteriminde Türkçe altyazıda geçen “eşcinsel” kelimesini "sapkın" ve "tuhaf" yaparak sansürün sıradanlaşmasını gökyüzüne bile taşıdı.”

Müzik alanında sansür sebebi: Homofobi ve transfobi

Müzik bölümünde ise homofobi ve transfobi sansür sebebi olarak ele alınıyor:

“Müzik alanında bir diğer öne çıkan sansür sebebi ise homofobi ve transfobiydi. Bu noktada tam da bu başlık altında yeni “İnternet sansür yasası” üzerine de konuşmak gerek. Söz konusu yasa, internet yayınlarının da RTÜK denetimi altına gireceği ve böylelikle yeni bir sansür mekanizmasının yaratılacağı üzerine şekillendi. 27 Mart 2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan kanun değişikliğiyle yürürlüğe giren yasanın önümüzdeki günlerde “müstehcen” olduğu ya da “eşcinsel öğeler içerdiği” gerekçesiyle sansürün önünü açabileceğini bugünden kestirmek hiç de zor değil.

“Bunun için 13 Eylül 2018 tarihli “RTÜK’ten ‘homoseksüel nitelikte dans’ cezası haberine bakmak yeterli olacaktır: “Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), P!nk’in Secrets adlı şarkısının klibine idari para cezası uyguladı. Anadolu Ajansı’nın haberine göre RTÜK, AS TV’de yayınlanan klibe, “Homoseksüel nitelikte erotik dans figürlerine yer verildiği, söz konusu klibin çocukların ve gençlerin izleyebileceği saatte yayınlandığı ve bu durumun çocukları ve gençleri olumsuz etkileyebileceği” gerekçesiyle para cezası verdi.”

“Aynı bağlamda TRT Genel Müdürü İbrahim Eren’in, Türkiye’nin Eurovision’a katılmama sebebi olarak “Oylama sistemi gibi gerekçelerimiz var. Bir de kamu yayıncısı olarak Avusturyalı birinci olan sakallı, etekli, cinsiyet kabul etmeyen, herhangi bir cinsiyeti olduğunu söylemeyen, ‘Aynı anda hem erkeğim hem kadınım’ diyen birini saat 21.00’de, çocukların seyrettiği bir zamanda ben canlı yayınlayamam ki” açıklaması da eşcinsellik barındıran herhangi bir içeriğin müzikte de kendine yer bulamayacağı mesajını veriyordu.”

Ankara’daki yasaklar LGBTİ+ karşıtlığından besleniyor

Raporun bölgeler bölümünde Ankara’da hâlâ devam eden LGBTİ+ etkinlik yasağı da yer alıyor. Raporda, Ankara’daki gösteri, yürüyüş ve kültürel faaliyetlere yönelik yasak, engelleme ve sansürün 2018 yılı boyunca temel olarak cinsiyetçilik ve LGBTİ+ karşıtlığından beslendiği söyleniyor:

“Bu yıl da, geçen yıl olduğu gibi en ağır yasaklamalara LGBTİ+’lar maruz kaldı.

2017 Kasım ayından başlayarak artan baskılar valilikçe Ankara sınırları içinde her türlü “LGBTT ile LGBTİ” etkinliğin süresiz olarak yasaklanmasıyla şiddetlendi. Yasağın ardından birçok faaliyet girişimi polis baskınlarıyla durduruldu. İşlevsiz kalan LGBTİ+ derneklerine faaliyetleri için alan açmak üzere destek veren diğer dernek ve odaların girişimleri de aynı şekilde yasaklandı ya da engellendi. Başka kentlerde de belli oranda LGBTİ+ faaliyetlerine yasaklar gelmiş olsa da Ankara’daki yasağın sınırsız ve süresiz olması heteroseksist iktidarın başkentten bir mesajı olarak algılanmalı.”

Susma Platformu’nun ikinci yıllık Türkiye’de Sansür ve Otosansür Raporu, önümüzdeki günlerde Türkçe ve İngilizce versiyonlarıyla matbu olarak da yayımlanacak.

Susma’nın 2018 yılı raporuna ulaşmak için tıklayın

 


Etiketler: insan hakları
İstihdam