11/08/2020 | Yazar: Özde Çakmak

“Medya çılgınlığı yüzünden, sağlıklarını tehlikeye atmak ile diğer her şey arasında bir tercih yapmak zorundalar.”

Seul’de koronavirüs salgınında homofobi ateşleniyor Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

The Conversation’da yayınlanan 15 Mayıs 2020 tarihli yazıyı Özde Çakmak, KaosGL.org için Türkçeleştirdi.

Belirti göstermeyen Kovid-19 enfeksiyonuna sahip bir kişinin Itaewon’da – Güney Kore’nin başkenti Seul’de bir gey gece hayatı bölgesi – parti yaptığının ortaya çıkmasının ardından Kore LGBTQ+ topluluğu gey karşıtı bir saldırıya hazırlıklı olması gerektiğini biliyordu. Topluluk yalnızca hayatlarını yaşadıkları ya da hastalık yaymakla suçlandıkları için utandırılmaya alışkın.

Seoul’un Jongno semti restoranları ve barlarıyla özellikle gey erkeklere hitap ederken, İtaewon gey kulüpleri ve dans salonlarına yoğunlaşıyor. Itaewon’daki KOVİD-19 enfeksiyonlarının hikâyesi, King Club’dan kaynaklanıyor. 7 Mayıs’ta bir müşteriye KOVİD-19 teşhisi konulduğunu ve mekanın dezenfekte edildiği haberini sosyal medyada paylaşmışlardı.

O sırada gece kulübüyle ilişkili en az 100 enfeksiyon vakasının olduğu haberi LGBTQ+ topluluğuna yönelik homofobik tepkileri ateşleyerek ülkenin Protestan sağı tarafından tetiklenen uzun damgalama geçmişini körükledi.

Kore’de cinsel azınlık olmak yasadışı değil ve trans geçiş süreci de mümkün. Fakat eşcinsel partnerlik (evlilik ya da başka türlü) tanınmıyor ve kapsamlı ayrımcılık karşıtı kanunların olmaması cinsel azınlık haklarının büyük ölçüde korunmadığı anlamına geliyor.

Hem gey erkekler hem de translar orduda ayrımcılık yaşamaya devam ediyorlar, askeri personel arasındaki anal seks hakkında soruşturma açılabiliyor ve iki yıla kadar hapis cezasına çarptırılabiliyor. Askerliğin zorunlu olduğu bir ülkede bu büyük bir sorun teşkil ediyor.

Buna rağmen, LGBTQ+’lar birçok açıdan nispeten özgürlük içinde yaşayabiliyorlar. Seul’ün dört bir yanındaki mekânlar ve etkinlikler topluluğun gereksinimlerini karşılıyor. Queer tiyatro grupları ve kitapçılar, queer seks oyuncağı mağazaları, restoranlar ve kafeler – bazıları resmi olarak, bazıları da gayriresmi olarak gey – var.

Seul’de her yıl Queer Pride yürüyüşü ile queer temalı iki film festivali düzenleniyor. Bütün bunlar en eskisi 1800’li yılların sonlarına dayanan pek çok aktivist gruplar ve örgütler sayesinde mümkün hale geldi.

Son derece popüler olan ve dünyanın başka yerlerinde olduğu kadar sansüre uğramayan ya da tehlikeli olmayan buluşma uygulamaları (dating apps), websiteleri ve çevrimiçi “kafeler” var. Sonuç olarak, bazı LGBTQ+’lar ailelerine “açılmayı” tercih etmezken, bazıları açılıyor. Aynı zamanda topluluk içerisinde batıya has bir açılma alışkanlığının gereksiz olabileceği, kuirliğin ve ailenin farklı biçimde ele alınabileceğine dair bir görüş var.

Kore’deki LGBTQ+ balonunun (bubble) dışında heteroseksüel halkın anlayışına yerleşmiş Kore’de eşcinselliğin olmadığına dair yaygın bir inanış var. Olsa bile, çok sayıda olmadığına inanılıyor. LGBTQ+ aktivistleri dur durak bilmeden bu görüşü değiştirmek için çalışıyor ve hakları için mücadele ediyorlar. Ne var ki, somut sonuçlara ulaşmak zaman alıyor. Bunun sebebi büyük ölçüde muhafazakâr Hristiyanların çetin bir gücüne karşı mücadele ediyor olmaları.

Protestan sağın rolü

Kore’nin LGBTQ+ topluluğu hala aktif olarak AIDS’i yaymakla ve Kore ulusunu tehlikeye atmakla suçlanıyor. Bu toksik anlatıyı yayan ise Kore Protestan sağı – muhafazakâr Evanjelik teolojiyi toplumsal ve politik muhafazakârlıkla birleştiren Protestan Hristiyanlığı’nın bir altkümesi.

Kore Hristiyan Konseyi’ne – 12 milyondan fazla üyesi olduğu söylenen en büyük Protestan Hristiyan ittifakı – bakarak Protestan sağın büyüklüğüne dair bir fikir yürütülebilir. 2015’ten bu yana ülkenin dört bir yanında gey karşıtı gösteriler düzenledi ve 2007, 2011 ve 2013’te ayrımcılık karşıtı yasa tekliflerini önlemeyi başardı.

Koronavirüsle suçlananlar

Bu bağlamda, fırsat verildiği takdirde Protestan sağın HİV’i KOVİD-19 yerine koyması şaşırtıcı olmayacaktır.

King Club sosyal medyada bir müşterisine Kovid-19 teşhisi konulduğunu duyurduğunda, haber Kukmin Daily’de – Protestan kiliseleriyle bağlantıları olan yerel bir gazete – yayımlandı. Yayımlandıktan kısa bir süre sonra, Kukmin Daily’nin yazısı başka yayın organları tarafından yayılarak queer topluluğa yönelik online homofobik tepkileri ateşledi.

Mevcut durumda, özellikle gey erkekler için, Seul’de Kovid-19 testi yaptırmak ifşa olma tehlikesini beraberinde getiriyor. İfşa olmak ise işini, arkadaşlarını ve hatta aileni kaybetme riskini teşkil ediyor.

Güney Kore’nin muhafazakâr değerlerine rağmen, normal koşullarda cinsel azınlıklar herhangi bir vatandaş gibi sağlık hizmetlerine erişebiliyorlar. Şimdi ise, medya çılgınlığı yüzünden, sağlıklarını tehlikeye atmak ile diğer her şey arasında bir tercih yapmak zorundalar.


Etiketler: yaşam, sağlık, dünyadan
nefret