27/11/2020 | Yazar: Ezgi Epifani
Karşı karşıya bırakıldığımız şiddeti ve ayrımcılığı sona erdirmek için hayat boyu sürecek bir bağlılık sözü vermelisiniz. Nihayetinde, siyah translar özgür olduğunda herkes özgür olacaktır.
Görsel: Cole Witter
*Ezgi Epifani, Raquel Willis’in 30 Haziran 2020 tarihli ve https://www.vogue.com/article/black-trans-lives-time-to-invest linkli yazısını Kaos GL için Türkçeleştirdi.
Bu ayın başlarında, şirketler ve markalar George Floyd, Breonna Taylor ve diğerlerinin ölümüne karşılık vermek için kapışırken Onur Ayı girişimlerini ertelemeye ya da tümden bırakmaya karar verdiler. Özünde, Siyahların Hayatı Hareketi ve LGBTİA+ Hareketi birbirine ters düşüyormuş gibi hareket ettiler. Halbuki son birkaç hafta gösterdi ki, siyah trans topluluğunu önceleyen ve fonlayan büyük bir oluşumun tam vaktidir.
Floyd’un ölümünden sadece iki gün sonra, siyah bir trans erkek olan Tony McDade Tallahassee, Florida’da polis tarafından ağır bir şekilde vuruldu. Toplumun geneli Floyd için seferberliğe koşarken McDade’in adı, öldürüldüğü bildirilen cis kişilerin kakafonisi içinde sürekli kayboldu. Böylece, ana akım yayınlarda McDade’e yönelik içerik eksiği McDade için talep edilen adalete desteğin önünü tıkamış oldu.
İki hafta önce sadece birkaç saat arayla, iki siyah trans kadın olan Dominique Rem’mie Fells ve Riah Milton’ın vahşice öldürüldüğü bildirildi. Felly’nin bedeni Philadelphia’nın Schuylkill Nehri’nin yakınında bıçak yaralarıyla, kafa ve yüz travmasıyla ve koparılmış bacaklarla bulundu ve bu ülke içinde bildirilmiş en dehşet verici vakalardan biriydi. Sadece günler önce Brayla Stone adlı 17 yaşında siyah trans bir kız Sherwood, Arkansas’ta ölü olarak bildirildi. Görüldüğü üzere trans karşıtı şiddet topluluğumuzu kasıp kavurmaya devam ediyor ve bu duruma son vermek için önemli işler yapan örgütler ve aktivistler için çok az kaynak temin ediliyor.
Görsel: Alexey Kim (Görselde “SİYAHİ TRANSLARIN HAYATLARI OLMADAN ONUR AYI OLMAZ”, “SİYAHİ TRANSLARIN HAYATLARI DEĞERLİDİR” yazan pankartlar var.)
Stonewall İsyanları’nın yıl dönümünü anarken trajediden dönüşüme doğru yol almayı üstlenelim. İlk olarak, siyah transların tarihini bütünüyle onurlandıralım. Kuir militan ayaklanmanın onlarca yıl süren eşitlik mücadelesinin doğurduğu Stonewall İsyanları’nın ardından, çoğunlukla beyaz, burjuva, cis ve gey erkek ve lezbiyen liderliğinde geniş ve kâr amacı gütmeyen bir endüstri kompleksi ortaya çıktı. Bu güç tefecisi grup toplumun geneline daha çok benzemek için mücadele ettikçe, o can alıcı gecede gerçekleşen Stonewall isyanında çoğunlukla başı çekmiş beyaz olmayan, trans ve cinsiyet uyumsuz kişiler gibi toplumda daha çok ötekileştirilmiş olanları bile bile dışlamış oldu. Marsha P. Johnson, Miss Major ve Zazu Nova gibi siyah, trans ve cinsiyet uyumsuz kişilerin katkıları onlarca yıl çoğunlukla görmezden gelindi.
Şimdi Yüksek Mahkeme hükümleri evlilik eşitliğini ve işyerinde LGBTİA+’ları koruyan kuralları yücelttikten sonra bile, siyah LGBTİA+’lar siyah olmayan akranlarına göre hâlâ ve eskisinden de fazla ayrımcılıkla bezdiriliyor. Çoğunluğu beyaz ve cis olan ulusal kâr amacı gütmeyenler, yasama ve yargı mücadelelerine milyonlar akıtırken, siyah ve trans halk liderlerine ve örgütlere çok az fon ve kaynak ayrılıyor. Bahsettiğim yıllık Onur Ayı girişimleriyle gelen çoğu bağış ve nakit, bizim topluluklarımıza hizmet eden örgütlere ya nadiren gidiyor ya da hiç gitmiyor. Bu gerçeği değiştirmenin tam vaktidir.
Siyah transların ekonomik yetkinliğini ve liderliğini kuvvetlendirmeliyiz. Toplumun geneli, markalar ve şirketler siyahların öncülüğündeki halk örgütlerini desteklemeyi ve onlara bağış yapmayı öncelemelidir. Bu yıl, siyahların liderliğinde olmayan ve siyahlara hizmet etmeyen ulusal örgütlerin Onur Ayı’nı tekelleştirmesine izin verilen son yıl olmalıdır. Bu ay, çok büyük miktarda fonların LGBTİA+ topluluğuna yönlendirildiği bir zamandır. Bundan sonra ünlüler, fenomenler ve modeller siyahların ve diğer beyaz olmayanların öncülük ettiği hâlde faydalanmadığı girişimleri reddetmelidir. Bununla beraber, siyah trans ve kuirleri, özellikle de liderlik mevkileri için üye yapmak ve işe almak ulusal örgütler için bir sorumluluktur.
Sonrasındaysa, siyah translar için barınma, sağlık hizmeti ve gıda sürekliliğini öncelemeliyiz. Bunu da çoğu siyah transın kendi toplulukları için uzun süreli barınmayı güvence altına almaya öncülük ettiği girişimleri destekleyerek yapabiliriz. New York’ta GLITS ve Princess Janae Place var. New Orleans’ta House of Tulip var. Atlanta’da ismiyle müsemma Homeless Black Trans Woman Fund (Evsiz Siyah Trans Kadın Fonu) var. Yine, transları tıbbi harcamaları için destekleyen For the Gworls ve insanlarımız için gıdaya ulaşımı kolaylaştıran Okra Project gibi girişimler var.
Görsel: Alexey Kim
Görsel: Cole Witter (“TRANSLARIN HAYATLARI İÇİN KUİRLER BURADA” yazılı pankart görülüyor.)
Siyah translar için güvenliği ve onlara zarar verenler için hesap verilebilirliği hepimizin talep etmesi gerekiyor. Hem devlet eliyle hem de kendi topluluklarımız içinde şiddetle karşılaşıyoruz. Polis kurumunu finanse etmenin son bulmasını ve hapishanelerin kaldırılmasını desteklemenin yanı sıra (çünkü cezai adalet sistemi siyah transların hayatlarını asla ciddiye almadı), trans mağdurlar adına adaleti sağlamak için etkin olarak alternatif yollar bulmalıyız. Solutions Not Punishments Collaborative (Ceza Değil Çözüm Girişimi), TGI Justice Project (TGI Adalet Projesi) ve Youth Breakout gibi örgütler bu yöntemleri bulabilmek için en ön safta yer alanlardır ancak cis kişiler de tanıdıkları trans kişilerin güvende olduğundan emin olmalı ve onların hayatlarıyla ilgilenmelidir. Ayrıca diğer cis kişileri zararlı ve transfobik eğilimler gösterdiklerinde sorumlu tutmalıdırlar. Translara zarar veren çoğu kişi, genellikle nefretleri nedeniyle daha önce hiç hesap sorulmamış vasat cis kişilerdir.
Girişimlerimizi fonlamanın ötesinde, cis kişiler trans kişilere yönelik empati eksiklikleriyle yüzleşmelidir. Hepimiz doğumumuzdan beri, cinsiyet ve kimlik konusunda kısıtlayıcı fikirlerle beynimizi yıkayan bir toplumda yaşıyoruz. Trans kişileri düşündüğünüzde veya onlarla karşılaştığınızda rahatsızlık duyuyorsanız bunun genelde nedeni kendi cinsiyet kimliğinizle çözülmemiş meseleleriniz olmasıdır. Trans kişilerin yaşadıklarını değersizleştirmenin, küçük görmenin veya görmezden gelmenin size neden bu kadar doğal geldiğini sorgulamalısınız. Bizim deneyimlerimize olumsuz tepki vermenin size nasıl faydası dokunuyor? Nasıl kendi rahatsızlık veya kafa karışıklığı hislerinizin ötesine geçebilir ve böylece insanlığımızı anlayabilir ve bize değer verebilirsiniz?
Görsel: Ashton Do
Son olarak, müttefikler etkin olarak kurumlarını dönüştürmelidir. Cisler kiliselerinde, okullarında, iş yerlerinde ve ailelerinde siyah transların onurlarını korumakla yükümlüdür. Dini liderlerinizin transfobik vaazlar vermemesini nasıl temin edebilirsiniz? Öğrencilerin okullarınızda kimlikleri nedeniyle zorbalığa uğramak yerine saygı görmesini nasıl temin edebilirsiniz? Trans arkadaşınızın ya da komşunuzun eve güvenle vardığından nasıl emin olabilirsiniz? Transfobik akrabalarınızın trans sevdiklerinize insan gibi davranmasını nasıl temin edebilirsiniz? İşte bu yüzden siyah transları güçlendirmek zorundasınız.
Bu Onur Ayı’nda herkesin üzerine düşen LGBTİA+ Hareketi’nin kökleri üzerine düşünmek ve bu kökleri iyileştirmektir. Onur Ayı girişimlerinin ve sosyal medya jestlerinin ötesinde, bizim mücadelemiz gerçek anlamıyla çok ırklı, cinsiyet normlarını aşan ve polis şiddeti karşıtı bir kolektif tarafından doğurulmuştur ve bu mücadele her yaz birkaç haftadan çok daha fazlasıdır. Özellikle siyah trans topluluğu yakın zamanda hayatlarımız şerefine toplanma çağrısı yaparak 15.000’den fazla kişiyle ülke boyunca yürüyüşler yaptı. Ancak mücadele burada bitmiyor. Karşı karşıya bırakıldığımız şiddeti ve ayrımcılığı sona erdirmek için hayat boyu sürecek bir bağlılık sözü vermelisiniz. Nihayetinde, siyah translar özgür olduğunda herkes özgür olacaktır.
Raquel Willis, siyah bir trans aktivisttir, yazardır ve Ms. Foundation’ın iletişim yöneticisidir.
Etiketler: yaşam, dünyadan
