04/04/2023 | Yazar: Aslı Alpar

4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü’nde LGBTİ+ aktivistler Arel Talu, Hüner Zuhal, Cemre Güngör, Umut Güven, Yasemin Bahar, Bartu Akyürek, Özgün Tutar ve Medussa sokaktan kurtardıkları hayvanlarla yaşamlarını anlatıyor.

Sokaktan, barınaktan, terk edildikleri kliniklerden… LGBTİ+’lar hayvan dostlarını anlatıyor Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

2010’dan bu yana her yıl 4 Nisan’da kutlanan Dünya Sokak Hayvanları Günü, sokakta zor şartlarda yaşayan hayvanlara yönelik farkındalığın artması için çeşitli aktivitelerle geçiyor.

Türkiye’de sokak hayvanlarına yönelik yasal mevzuatın yetersizliği, yerel yönetimlerin korumakla yükümlü oldukları hayvanları koruyamaması, hayvana karşı işlenen suçlarda artan cezasızlık ne yazık bu günü kutlamadan çok anmalarla geçirmemize neden oluyor.

Bu gün için bir an bu olumsuz tablodan başımızı kaldırıp kurtarılmış sokak hayvanlarına gözümüzü çevirmek istiyoruz. LGBTİ+ aktivistlerin birlikte yaşadıkları, sokaktan ya da barınaktan kurtardıkları hayvanları ve hikayelerini sizlerle tanıştırmak istedik.

Dileriz bu haber bir sokak hayvanıyla evini henüz paylaşmayan okurlarımıza ilham olur, vakit kaybetmeden evlerini sokak hayvanlarıyla paylaşırlar.

“Felçle yaşayan Yuki ve yadigar Dudu”

Arel anlatıyor: Yuki ve Dudu’nun hikayesi.

2014 Ağustos'ta sokakta bacağı ezilmiş bir kediyle karşılaşmıştım onu veterinere götürdüm. Tam kedi evlat edinmek için kendimi hazır hissediyordum ki kurtarmaya çalıştığım kediyi kaybettim. O sırada veteriner de bana belden aşağısı felçli bir kedi olan Yuki'yi gösterdi. Başta ona iyi bakacağımı düşünmediğim için tereddüt etmiştim fakat veteriner bir hafta deneyin deyince kabul ettim. Sonra tabii 3 günde birbirimize alıştık. Yuki şu an 10 yaşında çok sağlıklı ve özel bir çocuk.

Anneannem Dudu ile daha yavruyken annemin mezarını ziyaret ettiği esnada karşılaşmış. Dudu anneannemi çok sevmiş, peşinde dolanıp durmuş, o da Dudu'yu alıp eve getirmiş. Sonra anneannem Dudu'ya bakamayacak duruma geldiği için ve Yuki'ye de arkadaş olur diye Dudu'yu eve getirdim. O da yakında 7 yaşına girecek, hala çok yaramaz ve tatlı bir çocuk. Anneannemden bana kalan son hatıra gibi Dudu.

“Emekli maaşımla hepsine yetmeye çalışıyorum ancak bu kolay olmuyor”

Hüner Zuhal evdeki ve bahçedeki kedilerini anlatıyor.

Çocuk yaşlardan beri hayvanlarla iç içeyim. Yirmi yılı geçkin hayvan koruma kurtarma besleme tedavi mama sorumluluklarını yüklendim. Emekli maaşımla hepsine yetmeye çalışıyorum ancak bu kolay olmuyor arada bir destek alıyorum. Evdekilerin hepsi tedavisi süren kediler, ikisinin ömür boyu süren tedavisi var. Tüm kedilerim sokaktan, zor şartlardan kurtarılmış kediler.

Ne yazık ki bir iki sene içinde çok kaybım oldu Ancak evden kedi eksilmiyor yani her gidenin ardından kısa zaman sonra başka kediler geliyor. Sadece tedaviye muhtaç çocukları alıyorum bahçeden.

“Ya buluşamasaydık ya onlar olmasaydı diye düşünmek bile içimde kocaman bir boşluk yaratıyor”

Cemre anlatıyor: Lui ve Simba

İki yıl arayla sahiplendiğim bir kedim ve bir köpeğim var. İkisi de sokakta hayatta kalmakta zorlanan ürkek ve kırılgan hayvanlardı. Çevrelerindeki diğer sokak hayvanlarının yanında pek güçlü kalamıyor, beslenemiyor, bazen biraz dayak yiyorlardı. Aynı zamanda yaşadıkları yer ve sahiplenilme ihtimalleri konusunda da pek şanslı durumda değillerdi.

İki bebeğimi de sokak hayvanları ile ilgilenen hayvanseverlerin açtıkları ilanlar sayesinde sahiplendim. Sadece sokakta çevremizde gördüğümüz hayvanları dahi gözlemlemenin ve gözetmenin ne kadar çok şey değiştirebileceğini bu sayede anladım. Geçici yuva olmak da çevremizde sık karşılaştığımız canlıların durumunu düzenli olarak yoklamak ve ihtiyaçlarını fark edebilmek de çok önemli. Çünkü Lui de Simba da fiziksel bir engelleri olmamalarına rağmen çok kırılgan hayvanlardı ve onları dikkatle izleyen insanlar sayesinde zor şartlardan kurtulmayı başardılar.

Önce köpeğim Lui'yi sahiplendim, birbirimize çok alıştık ve bağlandık. Başta inanılmaz ürkek olan Lui zamanla hiçbir şeyden korkmaz, hareketli, oyuncu birine dönüştü. O 2 yaşındayken aramıza kedim Simba katıldı, daha doğrusu resmen piyangodan çıktı kendisi. Tam anlamıyla sahiplenme kararı bile vermemişken fotoğrafını bile görmeden geçici yuva olmayı kabul etmiştim ama karşılaştıktan 2 saat sonra asla bırakamayacağımı anladım.

Şimdi evde üçümüzün garip bir denge ve mutluluk hali var. Simba ile Lui iyi anlaşıyorlar. Sanki bir şekilde huylarımız da mı benzedi diye düşünüyorum bazen. Sanki biraz benim gibi sakin kişilere dönüştü onlar da. Böyle yumoş yumoş bir şekilde yaşıyoruz beraber.

Birbirimizi bulmak hem onlar hem benim için büyük şans oldu. Aramızdaki bağ kelimelere dökebileceğimin çok ötesinde güçlü. Bazen birkaç saat görmesem bile çok özleyerek eve dönüyorum. Onlar da kısacık dışarı çıksam eve girdiğim an etrafımda dönüyor oluyorlar. Baktığımda ya buluşamasaydık ya onlar olmasaydı diye düşünmek bile içimde kocaman bir boşluk yaratıyor. İyi ki birbirimizi bulmuşuz.

“Seçilmiş ailem Mavi ve Kozmo”

Umut Güven anlatıyor: Mavi ve Kozmo

Korkan gözlerle bana bakıyordu. Sokaktaki günleri geride kalmış olsa da ilişkimizde güven inşa etmek için zamana ve emeğe ihtiyacımız vardı. Sokakta kardeşlerinin arasındaki ötekiydi, narin olandı. Kışı geçirmekte zorlanır dediler, öyle tanıştık. Ne tanıdıktı yaşadıkları… Tanıştığımızda uzun yıllardır hissettiğim yalnızlığımdan ilk kez sıyrılmıştım biraz olsun.

İsmi Mavi oldu.

Yıllar içinde de aramıza Kozmo katıldı. Mavi ve ben evin duygusal iniş çıkışları olan çocuklarıyken, Kozmo evin daimî sakini olarak denge unsurumuz oldu.

İşte sizleri tanıştırayım, bana aidiyet duygusunu öğreten seçilmiş ailem Mavi ve Kozmo

“Onunla yaşamak dünyanın en güzel şeylerinden biri”

Yasemin ve Bartu Datça’yı anlatıyor

Yasemin: İş kampına gittiğimiz yerde karşılaştık ve birkaç hafta önce sokağa bırakıldığını öğrendik. Ufak ve keriz birisi olduğu için, bir de orada bakımı/kontrolleri ile ilgilenilmediği için sokakta kalırsa sağlıklı ve güvenli bir hayat süremeyeceğine karar kıldık. Tuvalete girerken bile benden ayrılmadığı için duygularım ile oynadı ve kendisinden ayrılamadım. Şimdi onunla yaşamak dünyanın en güzel şeylerinden biri. Gözümü onu düşünerek açıyorum, geceleri ondan ayrı kaldığımda fotoğraflarına ve videolarına bakıp duruyorum. Bana çok şey öğretti ve saf, koşulsuz sevgi gösterdi.

Bartu: Birlikte yaşamak, birbirimizle pozitif ve sağlıklı bir iletişim kurmayı araştırdığımız ve birlikte deneyimlediğimiz bir öğrenme süreci benim için.

“Bambamla barınakta tanıştık”

Özge Gökpınar’dan Bambam’ı tanıyalım.

Bambamla barınakta tanıştık biz, o da bir sokak hayvanıydı. Yoğun bakım kısmında kimsenin istemediği başka bir köpeği bize göstereceklerdi. Bekliyorduk gelmesini. İçeriden o köpek yerine, bambam geldi, ayaklarını sürüye sürüye, nasıl oyuncu ve nasıl da tatlı. Diğer köpeği hiç göremedik. Bambam onun kafes arkadaşıymış, o geldi bize. Daha doğrusu o bizi seçti diyebilirim. Seçti bizi ve 10 yıldır beraberiz.

Bambamla yaşamak harika bir duygu. Markete iner geri gelirsin, sanki bir gün geçmiş gibi özlemle üstüne atlar. Canın sıkkındır, gelir dibinde yatar. Üşürsün, gelip koynuna dolar…

Kokar biraz Bambam. Ağzı da kokar. Pisçedir, tüysektir. Ama sevgisi tertemizdir. İçini bilir insanın. Öylemiş, böylemişsin bakmaz sana. İlgi göstermişse bil ki sevmiştir seni. Sana sokulur unutur kendi travmalarını, geçmişte yediği dayakları, ve en iyisi sana da unutturur hepsini. Dünya sokak hayvanları günü kutlu olsun.”

“Sokakta besleme yapmak veya veterinere götürmek bile önemli”

Özgün ve Medussa kalabalık ev ahalisini anlatıyor.

Özgün: Bu sevimli yavruyu ve ailesini Samandağ'daki gönüllü ekipler TVD'ye ulaştırdı. Anne köpeğin ailesi, depremi de bahane ederek köpeklerini terk etmiş. Gönüllülerle temasımız sayesinde çok zor şartlardaki deprem bölgesinde sokak hayvanı olmaktan kurtuldular, bir aydır geçici yuvasında olan yavru köpek yakında kalıcı yuvasına ve onu çok seven ailesine kavuşacak. Biz de geçici olarak evimizi açtığımız bu güzel çocuğun büyürken bir yandan terk edilme ve deprem travmaların da aşmasına yardımcı olmaya çalışıyoruz. Şartlarımız bazen bir hayvanı ömrü boyunca yanımızda tutmaya yetmeyebiliyor belki ancak bir gün, bir hafta bile sokaktaki birçok hasta, yaralı veya travmatik hayvan için çok kritik. O yüzden kısa süreli de olsa, sadece sokakta besleme yapmak veya veterinere götürmek bile olsa sokak hayvanlarını yalnız bırakmamamız gerekiyor.

Medussa: Şehirde bir dairede yaşamama rağmen şu zamana kadar, bir heves parayla alınıp bakılamayınca sokağa terk edilmiş veya edilmek üzereyken öğrendiğim bir ok farklı hayvana yuva olmaya çalıştım. Artık hayvanlara ‘doğal yasam alanı’ kalmadığı için sokaklarda çöplerden veya lütfeden insanların yemek artıklarıyla beslenmeye çalışıyorlar. Bu da yetersiz ve sağlıksız beslenme sebebiyle bir sürü hastalığa sebep oluyor. Sevgiden ve ilgiden mahrum yaşayan bu canlar ne yazık ki sokakta bir sürü şiddete maruz bırakılıyorlar insanlar tarafından.

Ayrıca birçok kişinin zannettiği gibi belediyelerin toplaması veya barınaklar asla bir yasam alanı veya çözüm değil bu hayvanlar için. Bunun gibi birçok sebepten insanların hayvanları satın almamalarını, mümkün olduğunca sıcak evlerini sokaktaki bu canlılarla paylaşmalarını istiyorum. Onlar asla yük olmaz tam tersine size verdikleri sevgiyle birlikte yaşarsınız. Evinizi açamıyorsanız bile onların da var olduğunu yasam hakları olduğunu hatırlayıp, mama ve su desteğinizi eksik etmeyin. Birileri nasıl olsa bakar demeyin o birileri siz olabilirsiniz.


Etiketler: yaşam, ekoloji
İstihdam