02/03/2022 | Yazar: Yunus Emre Demir
SPoD’un geçtiğimiz Kasım ayında yaptığı TBMM ziyaretleri, belgesel formatında izleyicilerle buluştu.
SPoD’un LGBTİ+'ların Anayasal Eşitlik Talepleri projesi kapsamında Kasım 2021’de gerçekleştirdiği meclis ziyaretlerinin detaylarının aktarıldığı “Bizler ve Benzeri” belgeseli, dün (1 Mart) gerçekleşen özel gösterimle izleyiciyle buluştu.
Pera Müzesi’nde gerçekleşen ilk gösterimde belgesel gösteriminin ardından Siyasal Katılım Koordinatörü Zarife Akbulut ve Siyasal Katılım Ekip Sorumlusu Marsel Tuğkan Gündoğdu hem projeyi anlattılar hem de izleyicilerden gelen soruları yanıtladılar.
Fotoğraf: Baran Çapın
“LGBTİ+’ların siyasete katılma çabası yeni değil”
Etkinlik sonrası görüştüğümüz SPoD Yönetim Kurulu’ndan Halim Kır, belgeselinin ve projenin amaçlarını şu sözlerle anlattı:
“Şu an Türkiye kritik bir seçime doğru gidiyor. Tabii ki LGBTİ+’ların siyasete katılma çabası yeni değil. 30 yıl önce de bunu konuşuyorduk 10 yıl önce de bunu konuşuyorduk bugün de bunu konuşuyoruz. Belki diğer dönemlerden ayıran şu artık siyaset yapmanın iyice daraldığı bir dönemi deneyimliyoruz.
“Şu an aynı zamanda buna paralel olarak Türkiye’de yeni demokratik olanaklar aranıyor, ittifaklar oluşturuluyor, masalar kuruluyor. Burada LGBTİ+’lar açık kimlikleriyle yer alamıyorlar hem de temsil edilmiyorlar. Çabamız, o masalara LGBTİ+’ların katılımı ve oralarda LGBTİ+’ların sözünün duyulması.
“Bunun için her alanda olduğu gibi bazen sokağı bazen yerel yönetimleri bazen de parlamentodaki seçilmişleri hedef alan bir çalışma yapmayı önemsiyoruz. O sebeple bu projeyi yürütüyoruz. Bizler ve Benzeri de bu işin bir parçası.”
Fotoğraf: Baran Çapın
“LGBTİ+’lar kendi gündemini oluşturmak zorunda”
LGBTİ+’lara sıklıkla yöneltilen “ekonomik kriz ve savaş varken LGBTİ+ gündemin sırası mı” sorusunu hatırlattığımız Kır, bu gündemlerin hepsinin LGBTİ+’larla doğrudan ilişkili olduğunu söyledi.
“Bu bahsedilen olayların tümünden LGBTİ+’lar hiç dolaylı bir yerden değil çok doğrudan etkileniyorlar. Ekonomik kriz konuşuyorsak LGBTİ+’ların da bu ekonomik krizden en derin şekilde etkilendiğini söylemek zorundayız. LGBTİ+’lar çalışma hayatına erişemiyorlar, eğitimde pek çok sorunla baş başa kalmış durumdalar ve dolayısıyla ekonomik krizin de doğrudan öznesi olmuş durumdalar. Dolayısıyla biz bugün yoksulluğu, ekonomik krizi konuşuyorken LGBTİ+’lar bu gündemlerin dışında diyemeyiz.
“Yine savaştan bahsedecek olursak savaşa toplumsal cinsiyet temelli baktığımızda LGBTİ+’lar en çok etkilenen gruplardan biri. Bu doğrudan LGBTİ+’ların varlığına yönelik bir tehdit oluştururken aynı zamanda haklarının uzun vadede de kazanılması önünde bir tehdit oluşturuyor. Yani Ukrayna’daki savaşın LGBTİ+’ların haklarıyla çok doğrudan ilişkili olduğunu görebiliyoruz. SPoD olarak tüm çalışmalarımızın yanında bu savaşa karşı da “Savaşa Hayır” da diyoruz elbette.
Eşit yurttaşlık talebinin çok doğrudan bu alanları kestiğini düşünüyoruz. Türkiye’de ekonomik bir kriz varsa siyasi bir kriz de var ve bunlar iç içe geçmiş durumda. Dolayısıyla bunların ikisi bir arada çözülmeye çalışılıyor. Biz de haliyle LGBTİ+’ların ekonomik gündemini tartışırken siyasi gündemini tartışmama gibi bir şansa zaten sahip değiliz. Eşit yurttaşlığı savunmadığımız sürece bu gibi durumlarda LGBTİ+’ların ne yaşadığını da görünür kılamayız.
“Aynı zamanda eşit yurttaşlık talebimizle bu bahsettiğimiz sorunların nasıl çözüleceğine dair formül de veriyoruz. Siz LGBTİ+’ları eşit yurttaş olarak bir ülkede tanımazsanız, bütün yurttaşların etkilendiği ekonomik ve siyasi krizlerden etkilendiğini de var saymazsınız. Dolayısıyla bizi eşit yurttaş olarak kabul edin, bu sorunlardan etkilendiğimizi kabul edin ve bunlara bütünlüklü bir çözüm getirin diyoruz.
“Öte yandan kendi gündemimizi oluşturmak zorundayız. Siyaset bu kadar daralmışken sözümüzü hiçbir yere taşıyamıyorken elbette LGBTİ+’ların kendi sözü olacak, LGBTİ+’lar kendi durdukları perspektifi daha da büyütme yoluna gidecekler.”
Etiketler: insan hakları, kültür sanat, siyaset