25/07/2012 | Yazar: Kaos GL
"Basketfaul" adlı internet sitesi Galatasaray’ın transfer ettiği Belçikalı Ann Wauters ve eşi hakkında alenen nefret söylemleri içeren homofobik bir saldırganlık sergiledi
İki haftalık “dinlenme maratonu” sonrası ait olduğum yerde olmak güzel bir şey. Tabii; İstanbul dışında olmak da çok güzeldi. Özellikle Gökçeada kısmı. Tarifi zor bir güzelliktir Gökçeada! Memleketim olduğu için mi bilmiyorum ama ne zaman dönüş yolculuğuna çıksam “Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar” kıvamında şarkılar söyletir bana. Neyse, artık İstanbul’dayız…
Bu iki haftalık süre zarfında birçok konu birikti. Londra Olimpiyatı, transfer operasyonları, Mehmet Ağar ziyaretleri vs vs…
Ama bir-iki şey daha var. Bunların dışında kalan ve mutlaka konuşulması gereken. Örneğin "basketfaul" adlı internet sitesinin işlediği suç gibi. Suç gibi diyorum çünkü bu site, Galatasaray’ın transfer ettiği Belçikalı Ann Wauters ve eşi hakkında alenen nefret söylemleri içeren homofobik bir saldırganlık sergiledi…
Sebebi de Ann Wauters’in bir kadınla evli oluşu. Daha da Türkçesi, bir kadının başka bir kadınla evli oluşu. Çift, Belçika yasalarına göre basmış nikahı, bitirmiş işi. Hatta her ikisinin de birer tane çocukları var. Bildiğiniz çekirdek aile işte. Ann Wauters basketbol oynayarak evin geçimini sağlarken eşi Lot Wielfaert’de çocukların bakımıyla ilgileniyor. Durum bu kadar basit.
Ancak bu basitlik içinde atom parçalamaya çalışan zihinler, böylesi bir evliliğin basketbolseverler ve gençlerimiz için böyyük bir tehlike olacağına karar vermişler. Hatırlarsanız aynı zihinler, daha önce de Behzat Ç’nin medeni durumu için alarma geçmiş ve “Türk polisi nikahsız, besmelesiz yatağa girmez” diyerek senaryonun değiştirilmesini istemişlerdi. Başardılar da… Nihayetinde artık Behzat Ç “solcuya benzese de” artık evli idi!
Anlaşılan bu zihniyetin şimdiki hedefi eşcinsel evlilikleri olmuş. Ve üstelik bunu spor gibi geniş kitleleri kapsayan bir alanda test ediyorlar. Okuyucularına haberi verirken (Dikkat edelim, haber Galatasaray’ın yeni transferi değil, onun cinsel kimliği) öyle bir kurgu yapmışlar ki; “Ey ahali, çoluğunuza, çocuğunuza sahip çıkın!” şeklinde okunuyor yazı. Hatta sonunu da şöyle bağlamışlar: “Türk kızlarını, Türk basketbolcuları doğa dışı organizasyonlardan korumak hepimizin görevi olmalı. Kulüplerin de…”
Yani işin içinde uyarıdan daha fazlası var. Resmen “organizatörlüğe” soyunmuş arkadaşlar!
Birileri buna fikir belirtmek diyebilir. Ama ben buna düpedüz tehdit diyorum. Türkiye Basketbol Federasyonu da, Galatasaray Spor Kulübü de, diğer kulüpler de alenen tehdit edilmiştir bu yazı ile. Ayrıca sporcu ve ailesi de hedef gösterilmiştir. Bunun bir adım sonrasını düşünmek bile istemiyorum. Zaten yeterince negatif yükle dolu olan tribünler, bu yükü kaldıramaz!
Hiç kuşku yok ki; bu tip yayınlar, toplumun içine çöreklenmiş olan homofobi duygusunu nefret söylemine ve nefret suçuna çevirir. O yüzden aman dikkat diyorum. Aksi takdir de spor alanlarındaki yangına benzinle gitmiş oluruz ki; bu çok fena! (Erkut Tekin/birgun.net)
Konuyla ilgili haber: http://www.kaosgl.org/sayfa.php?id=11944
Etiketler: yaşam, spor
