24/10/2023 | Yazar: Yusuf Çelik

Ceren Avşar’la “Bütün Pis Tırtıllara” ithaf ettiği ikinci şiir kitabı Gelemem Cezalıyım’ı konuştuk: "Herkes arafta en az bir kez ateşlenir / bu yüzden her insan biraz lubunyadır"

Susturulduğumuz yerden haykırmak: Gelemem Cezalıyım Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Ceren Avşar, Kaos GL tarafından verilen Kadın Kadına Öykü Yarışmalarından ödül kazandı ve öyküleri Aşkın L* Hali'nde yayımlandı. Şairin öyküleri dışında yayımlanmış iki şiir kitabı bulunuyor. Aynı zamanda Şenlik Blog'da da yazan Ceren Avşar, ikinci şiir kitabı Gelemem Cezalıyım’ı KaosGL.org’a anlattı.

İlk kitabında daha çok bireysel konular hakimken, Gelemem Cezalıyım’da bunun dışına çıkmış, bireysel olanın politik olduğunu haykıran bir Ceren Avşar şiiri okuyoruz. Bu şiirler nasıl bir atmosferde oluştu?

Kolun kırılıp yen içinde kaldığı bir toplumda büyüdüm, zamanla senin de işaret ettiğin gibi bireysel olan politiktir düşüncesi yazdıklarıma da yansıdı ve neden kol kırılıp yen içinde kalsın ki deyip haykırma ihtiyacı hissettim. Hane içinde yaşanan hane içinde kalmamalıydı. Bu hanenin erkeklikle de yakın ilişkisi var. Gelemem Cezalıyım baskıcı erkeklikten payını almış bir kadının haykırışı da aynı zamanda. Şiir bu haykırış için bana en yatkın yol gibi göründü. Özellikle kadına şiddet ve istismar Gelemem Cezalıyım'ın konusu. Elbette ki kadınlara dair başka çok mesele var, onlar da başka kitapların konusu olsun.

Bu kitap için cesaretimi çok zor toparladım. Yaklaşık dokuz yıllık terapi sürecim olmasa sanırım yazma cesaretini hiç bulamazdım. Kendi hikayemi anlatmak için bulduğum cesaret için terapistime sonsuz teşekkür borçluyum.

Keşke yaşanmasa bunlar ama yaşanıyor, madem yaşanıyor, elbette anlatacağım.

"-bazı şeyler hiç olmaması gerektiği gibi olur/ bazı yapılan şeyleri hiç yapmaması gereken insanlar yapar/ bazı başa gelen şeyler hiç başına gelmemesi/ gerekenlerin başına gelir/ bazı var olanlar aslında var olmamalıdır/ bunu herkes bilir/ herkes duyar/herkes görür/ herkes susar"

Ben susmak istemedim.

susturuldugumuz-yerden-haykirmak-gelemem-cezaliyim-1

Kitap genel olarak aslında son söylediğin ‘susmak istememe’ tarifi üzerine şekilleniyor. Taciz, istismar, yok sayılma ve aile bağlarına dair çok keskin anlatımlar söz konusu. Bunun yanı sıra Gelemem Cezalıyım salt bir şiir kitabı değil, makul ailenin geçmişi bence. Gelemem Cezalıyım’ı okuyan okurlardan nasıl dönüşler aldın?

Genelde kadın okurlardan geri dönüş alıyorum. Benzer şeyleri yaşamış olmanın verdiği bir yakınlık oluştu geri dönüşlerden sonra birçok kadınla aramda. Benimle kendi hikayelerini paylaşanlar oldu. Ya da benim hikayem yüzünden öfke hissedenler. Kadınlar arası bağ çok kıymetli. Birbirimizi besleyip büyütmek için yazmak da çok güzel bir yol. Benim bildiğim tek yol bu hatta. Her geri dönüşte çok mutlu oluyorum.

Gelemem Cezalıyım "bütün pis tırtıllara ithaf edilmiş bir şiir kitabı. Bu ithaf ne ifade ediyor senin için?

Pis tırtıl froydyen bir gönderme aslında. Fallik obje için kullanıyorum tırtılı.

'Sen ariadne değilsin ip değilsin anne ama labirentsin/Ve var bazı pis tırtıllar ve dönüşmüyorlar bir şeye/ Sürekli yoluma çıkıyorlar ve labirent çok karmaşık/ Ama ben gördüm seni o hastane odasında/ İçimden bir ben aldılar ve aynaya koştum aynaya/ baktım seni gördüm/ Ariadne değilim ip değilim ama labirentim ve aynı / labirentte kaybolduk seninle ve varsın içimden / beni aldıklarında anladım sen anne değilsin/ Ben de değilim/ Labirentsin sen/ Ben de labirentim/ Ve labirentlerde var pis tırtıllar/ Pis tırtıl kötü tırtıl yedi yaprakları kıtır kıtır'

Alıntıladığım kısım gibi çok yerde geçiyor kitapta. 38 adlı son şiirde de pis tırtıllara dersini veriyorum. En sevdiğim yeri orası sanırım şiirin. Baskıcı erkeklikle mücadeleyi kitabın sonunda ben kazanıyorum. (Gülüyor)

"Herkes arafta en az bir kez ateşlenir / bu yüzden her insan biraz lubunyadır" dizeleri geçiyor bir şiirinde. Bu dizeleri açar mısın?

Şiirin anlatıcısı açısından açabilirim elbette. Çocukken ateşlendiğinde renkler görüyor gözünün içinde. Gökkuşağı gibi rengarenk oluyor dünyası gözünü sımsıkı kapatınca. Büyüyünce başkalarının da benzer deneyimleri olduğunu keşfediyor, bu yüzden herkesin biraz lubunya olduğuna inanıyor ya da inanmak istiyor.

Bütün bir kitap sansürsüz bir şekilde başta da belirttiğimiz gibi okura sunulmuş. Türkiye'de bu şekilde toplumsal konuları anlatan şair sayısı ne yazık ki yok denecek kadar az. Okuru yıpratmaktan ve o anlatılan anlara götürmekten ya da tepki çekmekten korkmadın mı?

Korkmaz mıyım, korktum. Hem de çok. Ama daha önce de belirttiğim uzun yıllar süren terapi sürecim cesaretimi toplamama çok yardımcı oldu. Sonuçta bu kitabın çoğunluğu benim hikayem. Yazdığım birçok şey gibi. Ama korktuğum şeyler olmadı hiç, kötü tepkiler almadım. Genelde kitabı okuyanlar tepkiyi 'pis tırtıl'lara gösterdi, benim de olmasını dilediğim şey buydu.


Etiketler: kadın, kültür sanat, medya okulu, staj
İstihdam