22/02/2016 | Yazar: Kaos GL
Tanışma uygulamaları partner bulma konusunda yeni olanaklar yaratırken malum kaygıları beraberinde getiriyor. Peki, ‘hangi resmimi koysam daha çok mesaj alırım?’ sorusu engelli toplumunda nasıl yankılanıyor?

Tanışma uygulamaları partner bulma konusunda yeni olanaklar yaratırken malum kaygıları beraberinde getiriyor. Peki, “hangi resmimi koysam daha çok mesaj alırım?” sorusu engelli toplumunda nasıl yankılanıyor?
Bedenimizle ilişkimizi zora sokabilen yeni bir mecra “profil resimleri”. Sosyal medya ya da türlü çeşit sitelerdeki hesaplarımızı oluştururken kendimizi istediğimiz gibi sunma rahatlığı, söz konusu tanışma uygulamaları olunca olası date’lerimizin dolaysız yargılarıyla karşılaşabiliyor.
“Resminde daha güzel görünüyordun ama”, “fotoğrafa bakınca sesin daha erkeksi çıkar diye düşünmüştüm”, “mesajlarda bir karışıklık oldu galiba” gibi tepkiler, “ama şekerim yanlış resim seçmişsin” diyen arkadaş bilmişlikleriyle birleşince güçlendirilmek şöyle dursun “Allah canımı alsa da kurtulsam” hissiyle profiller kapatılabiliyor.
Geçen ay “hayaller …, gerçekler …” temasıyla başlatılan Tinder kampanyası ile pek çok kullanıcı “daha gündelik” hallerini uzun uzadıya düşünülmüş profil resimleriyle birlikte paylaştı. Haliyle “beni seven böyle sevsin”cilerle “ilk izlenim önemlidir ama”cılar yeniden karşı karşıya geldi.
“Bana baktıklarında tek gördükleri tekerlekli sandalyem gibi”
Guardian gazetesi de profil resimlerinin engellilerin aşk ve cinsel hayatını nasıl etkilediğini paylaşmak için bir röportaj hazırladı.
19 yaşındaki Courtney Hall, kendisi için yeni insanlarla tanışmanın internette daha kolay olduğunu anlatıyor:
“Arkadaşlarımla bir bara gittiğimde beni göre hiçbir erkek yanıma gelmiyor. Bana baktıklarında tek gördükleri tekerlekli sandalyem gibi. İnternetteyse hiçbir şeyi açığa vurmadan insanlarla bir gün ya da daha fazla konuşabiliyorum.”
Hall bu yüzden Tinder’a yüklediği fotoğraflarda tekerlekli sandalyesini kesiyor.
“Demek o yüzden yalnızsın”
26 yaşındaki Michelle Middleton ise yüz yüze konuşmayı sevenlerden. İnternetten tanıştığı bir kişiye serebral palsi ile yaşadığını ilk anlatışını unutamıyor:
“Çok garipti. Benle tanışmamış birine kendimi ve serebral palsiyi pazarlamak zorunda kaldığım bir duruma daha önceden hiç düşmemiştim. İlk sorusu da ‘cinsel hayatını etkiliyor mu peki?’ olmuştu.”
Middleton internette şimdiye kadar “her türlü garip ve üstten soruyu” aldığını düşünüyor: “Seks yapabiliyor musun? Yürürken çok mu kötü görünüyorsun? Buluştuğumuzda tekerli sandalyeni de getirmek zorunda mısın?”
“En iyisi şuydu ama” diyor Middleton. “Demek o yüzden yalnızsın.”
Engelliler sosyal ortamlara davet edilmiyor
Ancak tüm bu garipliklerin arasında güzel şeyler de yaşanmıyor değil. Hall, geçen yıl Tinder’dan tanıştığı bir erkekle sinemaya gittiklerini, film sırasında kriz geçirerek adamın üstüne kustuğunu gülerek anlatıyor:
“Tepkisi hiç öyle ‘Allah kahretsin, iğrenç’ olmadı. ‘Nasıl yardım edebilirim?’ diye düşündü. Böyle bir şeyi beklemiyorsunuz tabi ama çok hoş.”
Birkaç ay sonra ayrıldıklarını belirten Hall, ilişkisinin engelli oluşundan ötürü sonlanmadığından emin.
Scope adlı engelli derneği bu ay İngiltere’de 500 kişiye şu soruyu sordu: Bir tanışma sitesinden ya da uygulamasından tanıştığınız bir engelliyle hiç randevuya çıktınız mı? Evet cevabını verenlerin oranı yüzde 5’in biraz üzerinde seyretti. Daha önceden yapılan bir araştırma ise ülkede her 10 kişiden 8’inin bir engelliyi hiçbir sosyal ortama davet etmediğini ortaya çıkardı.
“Profil resmimde tekerlekli sandalye kullandığım görülmeli”
43 yaşındaki Andy Trollope, profil resminde tekerlekli sandalyesinin belirgin olmasına her zaman dikkat ettiğini belirtiyor:
“Hayatımdan memnun olduğumu ortaya koymak istiyordum. Profilime bakan kişilere mesaj gönderip sorduğum da oldu: ‘Dürüst olabilir misin, tekerlekli sandalye kullanıyorum diye mi?’”
Trollope gibi dürüstlük arayan Hall “zaman zaman ‘ne işim var burda’ diyorsunuz ama bir de bakıyorsunuz ki karşınıza hoş biri çıkmış” diyor. Tinder’da yeni biriyle tanışan Hall şöyle anlatıyor:
“Bir gün konuştuktan sonra ona söyledim. O da bana kız kardeşinin de serebral palsiyle yaşadığını söyledi. Böyle bir şeyi beklemiyordum.”
Etiketler: yaşam