25/05/2023 | Yazar: Yıldız Tar

Quantum Leap ve Sandman'in yıldızı Mason Alexander Park’la ‘radikal’ trans neşesi ve temsili üzerine…

“Televizyonda gerçek insanlar görmek istiyorum” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Mason Alexander Park, Hollywood'da bir projeden diğerine atladığı bir dönemde ve transların da spot ışıklarının altında yer almasını istiyor.

Park, Hedwig and the Angry Inch'in Broadway Ulusal Turnesi'nde sahneye hakimiyetiyle ün kazandı. Cowboy Bebop'un canlandırıldığı Netflix uyarlamasında hayranların en sevdiği anime karakteri Gren'e kendi tarzını kattı.

Ardından Park, Netflix'in The Sandman'indeki şuh, güzel ve zalim Desire rolüyle interneti kasıp kavurdu. NBC'nin Quantum Leap reboot'unda non-binary karakter Ian Wright olarak başrolü aldığında ise büyük yayın platformundan TV ekranlarına kusursuz bir geçiş yaptı.

“Trans neşesi hayatınızı değiştirebilir”

PinkNews'e konuşan Mason Alexander Park, ekranda geçirdiği onca zamana aldırmadan, trans olarak hissettiği görkemli neşeyi temsil etmenin kendisi için önemli olduğunu söylüyor.

“Dünyada gördüğünüz tek şey, trans topluluğuna doğrudan karşı olan insanların sayısız dehşetiyle karşı karşıya kalan translar olduğunda, trans neşesi hayatınızı değiştirebilir”, diye açıklıyor.

“Bu, tarih boyunca muhtemelen diğer tüm dışlanmış gruplarda gördüğümüze benziyor” diyor ve ekliyor:

“Eşcinsel harekete bakarsanız, bunu bir akıl hastalığı olarak damgalamanın bir taktik olduğunu görürsünüz - tıpkı insanların translığı kimsenin olmak istemediği bir şey olarak göstermeye çalıştığı gibi.

“Bence trans sevinci, dünyanın en çarpıcı anlamıyla onarım terapisine doğrudan karşıttır.

“Hayatımdaki tüm transların yaptığı gibi mutlu ve dolu dolu yaşayan insanları gördüğümde, bu, bir tür radikal pozitifliği benimsemek gibi çok özel bir mesaj gönderiyor, 'Bakın, sefil bir günahkar oldukları ya da X, Y ve Z oldukları için geçiş yaptılar' diyebilmek için talihsizliğinizi arayan insanlara yem vermiyor.”

“İnsan olmanın güzelliği, hepimizin birbirinden çok farklı olması”

Mason Alexander Park, Emma Corrin, Sam Smith, Janelle Monáe ve The Last of Us'ın yıldızı Bella Ramsey'in de dahil olduğu en tanınmış non-binary ünlüler arasında yer alıyor.

Yine de Park, topluluğun tam olarak temsil edilmesinin biraz zaman alacağının farkında. Park, medyayı sadece “beyaz, sarışın, çok seksi ve süper zayıf” olan “küçük bir trans demografisini” öne çıkardığı için eleştiren bir dolu ses arasında yer alıyor.

“Bir sonraki adımda daha fazla insan görmeyi bekliyorum” diyor.

“Televizyonda daha dolgun bedenli, non-binary insanlar görmek istiyorum. Televizyonda daha fazla beyaz olmayan insan görmek istiyorum. Queer topluluğunun ve insan olmanın güzelliği, hepimizin birbirinden çok farklı olması.”

Mason Alexander Park, medyanın "çocukların kendilerinden nefret etmesine" ve insanların " lüzumsuz şeyler başarmak istemesine" neden olan " idealleştirilmiş, seçilmiş" bir imaj yerine, insan deneyiminin tamamını temsil etme "sorumluluğuna" sahip olduğunu söylüyor.

“Bu bana aptalca geliyor. Televizyonda gerçek insanlar görmek istiyorum” diyor.

“Dışarıda var olduğunu bildiğim ifade zenginliğini ve çeşitliliği görmek istiyorum çünkü tanıdığım transların yarısı beyaz olmayan insanlardan oluşuyor; tanıdığım transların yarısı zayıf ve sarışın değil.”

Ve şunu ekliyor: “Bu yüzden kendilerini ekranda görebilmelerinin, özellikle de açıkça trans ya da non-binary gibi rollerde görebilmelerinin önemli olduğunu düşünüyorum.”

Kaynak: PinkNews


Etiketler: medya, kültür sanat, dünyadan
nefret