10/04/2023 | Yazar: Yıldız Tar
“Hortum Süleyman’dan Süleyman Soylu’ya homofobi ve transfobinin mirasına karşı, bir daha şiddeti, sürgünü yaşamamak; bir kişi daha eksilmemek için mücadele eden iki trans kadın adayız.”
14 Mayıs seçimleri için partiler, milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) sundu. Kimi adaylar tartışma yarattı, partilerden istifalar bile oldu. YSK’ya listeleri ulaştırmak için son tarih olan 9 Nisan’ın gecesinde parti genel merkezlerinde ışıklar hiç sönmedi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) hariç. TİP’in adaylarının büyük çoğunluğu önceden belliydi. Genel Başkan Erkan Baş, her yeni adayı bizzat tebrik etti. Sosyal medyadan paylaşarak “Hoş geldin” dedi.
Yine de TİP’te de sürpriz adaylar yok değildi. Onlardan biri, gencecik trans bir kadın olan Talya Aydın’dı. Talya’nın adaylığı parti içerisinde sürpriz olmasa da, daha geniş kamuoyu açısından beklenmedik bir adaylıktı.
Ülker Sokak’tan bugüne transların insan hakları mücadelesinin, feminist mücadelenin sembol isimlerinden Esmeray’ın adaylığını herkes beklerken; Esmeray’la aynı bölgeden, İstanbul 2. bölgeden başka bir trans kadının daha aday olması aynı listede biri ellili, diğeri yirmili yaşlarında iki kadının el ele mücadele ettiği görüntüler doğurdu. Hem de AKP’nin adayı Süleyman Soylu’yla aynı bölgede!
TİP listelerinden İstanbul 2. bölge 18. sıra adayı Talya Aydın’ı daha yakından tanımak için açtım telefonu. Tüm gün süren aday toplantılarından yeni çıkmıştı. Diyecekleri, sözü, politikası çok net bir siyasetçiyle tanışmış oldum. Her ne kadar görüşmemiz bittikten sonra basına ilk demeci olduğunu söylese de, görüşmede bana hiç de öyle gelmemişti. Net ve kararlı bir sesle konuşmuş, kendisinden yola çıkarak bütün sistemi o kısacık görüşmede faş etmişti…
TİP’le nasıl tanıştınız?
Liseden sonra burslu bir programla yurtdışında okumuştum. Döndüğümde sol eğilim beni çekiyordu zaten. Sorunları görüyordum, değiştirmek istiyordum. Tek başıma yapamayacağımı biliyordum. Öyle tanıştım ben TİP’le. 2021 sonundan itibaren de partiliyim.
Uyum sürecimden önce partiyle örgütlendim ben aslında. Ve uyum sürecimi başlatabilmek için finansal güvenceye ihtiyacım olduğunu fark etmiştim. Çalışarak, didinerek o güvenceyi sağladıktan sonra uyum sürecine başlayabilmiştim. Aynı durum başka translar için de geçerli. O süreçte kimsenin finansal güvencesizliğe düşmemesi gerektiğini daha çok düşünmeye başladım. Uyum sürecine girebilmek bile finansal güvence istiyor. Toplumsal olarak da herkesin bu finansal güvenceyi hak ettiği yönünde bir düşüncem vardı. TİP’i de bu düşüncelerime en yakın parti olarak gördüm ve örgütlendim.
Partinin LGBTİ+ komisyonu da var. Komisyon olarak neler yapıyorsunuz?
Bizim partide çok sevdiğim bir gelenek var: Bir şeyi bilmiyorsan sor ve öğren. Haliyle bizim de komisyon olarak partideki en büyük görevlerimizden bir tanesi LGBTİ+’ların sorunları ve hak mücadelesini partinin diğer organlarıyla istişare etmek oldu. Öznelerin kendi dertlerini anlatabilmesi çok kıymetli. Ama bir yandan saha tarafı da var. Derneklerle, basınla hep iletişimdeyiz ama saha sadece medya değil. Onur Yürüyüşleri de var, 8 Mart’larda var. Partili olmanın verdiği dayanışmayla bu yürüyüşlere gidebildim ben.
Aynı bölgede Cumhur İttifakı’nın adayı LGBTİ+ düşmanı söylemleriyle bilinen Süleyman Soylu. Onun karşısında iki trans kadın olarak adaysınız. Nasıl bir kampanya öngörüyorsunuz?
Nefret, sonradan öğretiliyor. Kimse homofobik ya da transfobik doğmuyor. Süleyman Soylu da homofobi ve transfobiyi yayarak halkı kin ve düşmanlığa teşvik etme suçunu işliyor senelerdir. Kendisinin bu kadar korktuğu, bu kadar hedef aldığı insanlarla aynı seçim bölgesinde burun buruna gelmesinin sembolik bir anlamı da var. Esmeray açısından bir yandan da Hortum Süleyman var tabi. Hortum Süleyman’dan Süleyman Soylu’ya homofobi ve transfobinin mirasına karşı, bir daha şiddeti, sürgünü yaşamamak; bir kişi daha eksilmemek için mücadele eden iki trans kadın adayız…
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, siyaset