20/12/2012 | Yazar: İsmail Alacaoğlu

İsmail Alacaoğlu’nun Stockholm’de düzenlenen ILGA Dünya Konferansı’nda Venezuela’dan Tamara Adrián Hernández ile yaptığı söyleşi.

Trans Aktivist, Avukat, Profesör: Tamara Adrián Hernández Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Tamara Adrián Hernández, Venezuela’nın başkenti Caracas’ta yaşayan transseksüel bir aktivist. Ancak onu öne çıkaran özelliği faal olarak avukatlık yapıyor ve üniversitede hukuk fakültesinde profesör olarak ders veriyor olması. Hernandez Güney Amerika’da oldukça iyi tanınan bir aktivist. LGBT hakları konusundaki çalışmaları kendi ülkesinde olmasa da Ekvator ve Bolivya’da LGBT hakları hukuk diline yerleşmesini sağlamış. Ayrıca Tamara 2009 yılında Yogyakarta Prensiplerinin iyileştirilmesi için Los Angelas’ta bir araya gelen 33 uzmandan birisi. Halen ILGLaw (Uluslararası Lezbiyen ve Gey Hukuk Derneği)’nin başkan yardımcısı ve Güney Amerika Kadın Direktörü olarak görev yapıyor. 

Bize biraz kendinden bahseder misin?

Ben 1954 yılında Caracas’ta doğdum. Hukuk Fakültesini Caracas’ta Católica Andrés Bello Üniversitesi’nde bitirdim, doktoramı ise 1982 yılında Paris’teki Panthéon-Assas Üniversitesi’nde yaptım.  1986 yılından beri de Caracas’ta mezun olduğum üniversitede profesör olarak çalışıyorum. Ayrıca avukatlık da yapıyorum ve aktivistim. Cinsiyet düzeltme operasyonu yaptırdıktan sonra 2004 yılında kadın olarak tanınmak için mahkemeye başvurdum. Üzerinden 8,5 yıl geçti ve daha hala davayı kabul bile etmediler. Sanki duvara konuşuyor gibiyim. Ben Venezuela’da halen erkek olarak kayıtlıyım, erkek ismimi kullanmak zorunda kalıyorum. Ben avukatlık işimi ve üniversitedeki profesörlük görevimi hakkıyla yerine getiriyorum, hatta fazlasıyla çalışıyorum. Çünkü nasıl ki bir kadın olarak erkeklerin sahip olduğu statüye ve maddi gelire sahip olmak için iki kat daha fazla çalışmak gerekiyorsa, transseksüelseniz bu üç kata efor sarfetmeniz anlamına geliyor. Sadece erkeklerle aynı statüye sahip olabilmek için onlardan üç kat daha fazla çalışıyorum. Kendimi kurban olarak hissetmeden çalışmaya gayret ediyorum.

Tamara, bize Venezuela’daki LGBT’lerin yasal durumundan biraz bahseder misin? Örneğin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği anayasal düzeyde korunuyor mu?

Venezuela’da eşcinsel ilişki 1999 yılından beri yasal ancak hemcins birliktelikleri tanıyan bir kanun yok. Ekvator ve Bolivya’nın anayasalarının aksine Venezüella anayasası cinsel yönelim ya da cinsyet kimliğine yönelik ayrımcılığı içermiyor. 2003 yılında eşcinsel çiftlerin ekonomik haklarının korunması için anayasa mahkemesine gittik ancak 2008 yılında Anayasa Mahkemesi ayrımcılık karşıtı yasanın cinsel yönelimi de kapsadığını belirleterek bunu reddetti. Kapsamak dediği, Anayasa’nın ayrımcılığı düzenleyen maddesindeki din, dil, cinsiyet, etkin köken gibi spesifik olarak belirtilen alanlara ek olarak yer alan  “ve benzeri” ibaresi. Mahkeme bunun cinsel yönelimi de kapsadığını belirtti.

Venezuela’da cinsiyet düzeltme operasyonu hakkı yok. Dolayısıyla bu ameliyatı olsanız dahi, benim gibi erkek isminizle yaşamak zorundasınız. Venezuela’da biz kurbanız, öldürülüyoruz, ayrımcılığa uğruyoruz. 

Biz Venezuela’da bir şeylerin iyi gittiğini düşünüyorduk. LGBT’ler lehine herhangi bir kazanım yok mu?

Venezuela’da şimdiye kadarki iki kazanımımızdan birisi istihdamda ayrımcılık karşıtı yasanın cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğini de kapsaması oldu. Ayrıca yasada teorik olarak barınma haklarına cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği eklenmiş durumda ama pratikte bu çok da işlemiyor. Çünkü ev sahibinin kiracısına cinsel yöneliminden ya da cinsiyet kimliğinden ötürü ayrımcılık yaptığını, ev vermediğini ya da evden çıkardığını ispat etmek çok zor. Bunlar dışında herhangi somut bir gelişme yok. Aynı şekilde istihdam konusunda da ayrımcılığın şeklini ispat etmek zor. Bu yüzden dediğim gibi yalnızca teoride kalıyor maalesef. Pratikte çok az gelişme var.

Bu hakların kullanılması ve LGBTI’ların ayrımcılığa karşı korunması konusunda Venezuela hükümetinin tutumu nedir?

Venezuela hükümeti kendisini devrimci bir hükümet olarak tanımlıyor. Oysa dünyanın geri kalanında çoğu sol parti, sosyalist parti LGBTI haklarını desteklerken Venezuela hükümeti kendisini devrimci olarak nitelemesine rağmen herhangi bir şey yapmıyor. Biz meclise eşcinsel birlikteliklerin tanınması ve birliktelikten doğan temel hakların korunması yönünde yasal değişiklik yapılması için birkaç kez öneride bulunduk. Başvuruyu alıyorlar, dosyaya koyuyorlar ve unutuyorlar. Hükümet bu konuda oldukça isteksiz ve talepleri dikkate dahi almıyor. Diğer Güney Amerika ülkeleriyle kıyaslayınca sözde biz devrimci bir ülkeyiz; ama pek öyle değil aslında. Hükümet LGBTI bireylere karşı çok ayrımcılık yapan bir hükümet değil ama LGBT’lere yasal bir statü kazandırmak ve varlıklarını yasal olarak tanımak için de herhangi bir şey yapmıyor. Bizimle bir mücadele içinde değiller ama bir yandan da görmezden geliyorlar. Venezuela’da durum bu.

Peki Hugo Chavez’in politikaları LGBT’leri nasıl etkiliyor?

Olumlu yönde etkilediğini çok fazla söyleyemeyeceğim, genelde olumsuz etkiliyor. Bahsettiğim istihdam ve barınma alanları dışında başka bir kazanım elde edemedik. Chavez, sürekli televizyonlarda, radyolarda konuşma yapıyor. Yaptığı onca konuşmanın içerisinde bugüne kadar yalnızca bir kez LGBT haklarından bahsetti, o da bir dakikadan bile az sürdü. “Tüm herkes gibi eşcinseller de eşit haklara sahip olmalılar” dedi, hepsi o. Bir keresinde de kendisi hakkında yapılan bir belgesel film için Venedik’e gittiğinde bir  gazeteci eşcinsel evlilik hakkında ne düşündüğünü sordu. Chavez, Venezuela halkının buna iyi bakmadığını söyledi. Gazeteci “Peki, siz ne düşünüyorsunuz?” diye sorduğunda da, “Hiç kimse ayrımcılığa uğramamalı, hiçbir koşulda ama bu konuda ben de Venezuela halkı gibi düşünüyorum” dedi. Dolayısıyla, Chavez’in politikalarında biz yokuz.    

Chavez bundan yaklaşık bir ay kadar önce ulusal bir plan yapmak üzere sivil toplum kuruluşlarına çağrıda bulundu. Çok informel bir süreçti ve LGBTI hareket olarak biz de bu çağrıya ses verdik. Bir toplantıyla sivil toplum kuruluşları olarak hükümeti temsil eden bir kadınla bir araya geldik. Kadın biz yoksulluğu tartışmak için buradayız dedi. Ben de transseksüellerin yüzde 95’inin yoksulluk içinde olduğunu, iş bulamadıklarını, barınacak ev bulamadıklarını, korunmadan yoksun olduklarını söyledim. Kadın, burada “normal” insanların yoksulluğunu tartışıyoruz dedi. Ben de “Normal insanlar kim? Heteroseksüeller mi? Biz anormal miyiz? Anormallerin yoksulluğa bile hakları olmadığını mı düşünüyorsun?” diye sordum. Kadın “Yoo hayır, yanlış anladınız, öyle demek istemedim” gibi şeyler söyledi. Yani hükümet temsilcisi de hükümet gibi söylediği şeyin ne anlama geldiğinin farkında bile değil.  

Chavez’e yakın birisi ona şöyle demeli: “Dinle Chavez, eşitliği destekleyen ve bunun için mücadele eden bir lider olarak görülme fırsatını kaçırıyorsun. Arjantin Başbakanı’na bak, onun gibi insanların eşitliği için çalışan bir başkan olarak anılma fırsatını kaçırıyorsun. Bu bir insan hakları problemi. Bölgedeki tüm diğer ülkeler bunun için çabalıyorlar. Eğer yapmaya çalıştığın bir devrimse bu konuyu da dikkate almalısın”

Toplumun LGBT’lere bakış açısı nasıl?

Çok az da olsa bir şeyler değişiyor çünkü LGBT örgütler olarak medya ile yakın ilişki içindeyiz ve ittifak halinde çalışıyoruz. Ben ve birlikte çalıştığım grup en az ayda iki kez televizyona çıkıp LGBT hakları üzerine konuşuyoruz, tartışıyoruz. Gazetelerde de öyle. Eğer medyayı kendi yanınıza çekerseniz genel düşünme yapısını da etkilersiniz. Buraya gelmeden bir hafta önce eşcinsel evlilik ve eşcinsellerin evlat edinmeleri konusunu tartışmak üzre televizyondaydım. Medyayı kullanmak çok öenmli. Daha çok özel televizyon ile işbirliği içindeyiz. Bizi çok destekliyorlar, bu da topluma ulaşmanın en etkili yollarından birisi. Hükümet sessiz ve karşılıksız kalınca biz de baskıyı dışarıda yapalım dedik ve bunu medya yoluyla yapacağımıza karar verdik. Toplumun bakış açısını yavaş yavaş değiştirdiğimizi düşünüyoruz. En son yapılan kamuoyu araştırmaları toplumun % 52’sinin eşcinsel evliliğe karşı olduğunu, %48’inin ise desteklediğini gösteriyor. Çoğunluğu sağlayabilmemiz için %3’lük bir fark kaldı, bunu medya ile başaracağız.

Bu noktaya nasıl geldiniz peki, ne kadar zaman aldı?

Çok uzun bir yolu yavaş yavaş geldik. Çünkü tüm hükümet kurumları bu konuda çok isteksiz. Devrimden bahsediyorlar ama LGBTI’ları tanımıyorlar, görmezden geliyorlar, hatta cevap bile vermiyorlar. 2002 yılında mücadeleye başladık ve 10 yıldır devam ediyoruz.  Biz de dedik ki o zaman dışarıdan baskı yapalım.

Venezuela’da LGBTI haklarının geleceği konusunda umutlu musun?

Evet umutluyum. Eninde sonunda haklarımızı alacağız. Bu bölgede LGBTI hakları için 15 yıldır mücadele ediliyor. Brezilya, Ekvador, Bolivya, Arjantin, bunların hepsi başardı. Toplumun hazır olmasından bahsediliyor. Bu ülkelerde toplum nasıl hazır oldu? Venezuela’nın o ülkelerden ne farkı var? Bu bölgede yaşayanların üçte ikisi haklarına kavuştu, bize de sıra gelecek. Bu hazır olup olmama meselesi değil, bu insan hakları meselesi. Eşitlik istiyoruz, eşit haklar istiyoruz.


Etiketler: yaşam, dünyadan
İstihdam