23/08/2019 | Yazar: Aslı Alpar

Türkiye’nin bağımsız veri merkezlerinden biri olan şirketten cinsiyet kimliği nedeniyle işten çıkarılan K. yaşadığı mobbing ve ayrımcılığı kaosGL.org’a anlattı.

“Trans geçiş süreci çalışmamı engellemiyordu, ona rağmen beni işten çıkardılar” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Türkiye’nin bağımsız veri merkezlerinden biri olan şirketten cinsiyet kimliği nedeniyle işten çıkarılan K., yaşadığı mobbing ve ayrımcılığı kaosGL.org’a anlattı.

İllüstrasyonlar: Cat O’Neil

K., 32 yaşında ve bilişim sistemleri mühendisi. Dijital pazarlama uzmanı olarak çalıştığı Türkiye’nin bağımsız veri merkezlerinden biri olan şirketten cinsiyet kimliği nedeniyle işten çıkarılan K., bu süreçte yaşadığı mobbing ve ayrımcılığı kaosGL.org’a anlattı.

K., “Açılmak kolay değil, ben kendimi açmış, süreci onlarla paylaşmışken değil destek görmek aksine ayrımcılıkla karşılaştım” diyor ve başka translar da ayrımcılık yaşamasınlar diye hukuki mücadelesini sürdürdüğünü söylüyor.

İşe ne zaman başladınız?

Yeni bir işe başlamıştım. O sırada R. Veri Merkezi özgeçmişime kariyer sitelerinden ulaşarak beni aradı. Bir ön görüşme yaptık, hemen işe başlamamı önerdiler. Kariyerime katkısı olacağını düşündüğümden tekliflerini kabul ettim ve 27 Aralık 2017’de işe başladım.

İşe başladığınızda trans geçiş sürecinin hangi aşamasındaydınız?

2017 Eylül ayında başlayabildim sürece. Aslında daha önce bu süreci başlamak istedim ama ailevi ve ekonomik sorunlar nedeniyle mümkün olmadı. Maddi sıkıntımızın olduğu bir dönem başlamıştı mezun olur olmaz… İş hayatında belirli bir noktaya gelmeyi bekledim. Tek amacım iyi bir kariyer edinip kendi ayaklarım üzerinde durabilmekti. Belirli bir seviyeye gelince sürece başlama kararı aldım. Ve trans geçiş sürecimi başlattım.

Ben yıllar sürer diye düşünüyordum ama hiç öyle olmadı. Zaten psikolojik olarak hazırdım ve fiziksel olarak da herhangi bir sağlık sorunum çıkmadığı için psikolojik süreç takibinin hemen ardından endokrin servisine yönlendirildim.

İş görüşmesinde cinsiyet kimliğinize yönelik bir ayrımcılıkla karşılaştınız mı?

İş görüşmesine gittiğimde de maskülen bir görünümüm vardı ama henüz hormona başlamamıştım. Benim yapacağım iş yani Dijital Pazarlama Uzmanlığı sürekli bilgisayar başında çalışmayı gerektiriyor. Zaten iş yeri, iş görüşmesinde benim maskülenliğimi fark etti, buna dair hiçbir soru sormadı.

Kendilerine “kılık kıyafetle ilgili bir sorun yaşar mıyım” diye sorduğumda da hiçbir sorun yaşamayacağımı söyleyip zaten çalışan herkesin sportif giyindiğini belirttiler.

 “İşten çıkarılma sebebim ‘öngörülemeyen sağlık problemleri’ olarak belirtilmiş”

Hormona başladığınızda iş yeri ile görüştünüz mü?

Cerrahpaşa Araştırma Hastanesi’nde Endokrin bölümü testlerim sonucunda hormona başlamam onaylayınca, önce iş yerinde samimi olduğum bir arkadaşımla bu durumu paylaştım ve yöneticimizle konuşmak için cesaret toplamaya çalıştım.

Arkadaşım yöneticimiz ile kendisinin önden konuşabileceğini söyledi, kabul ettim. Nitekim arkadaşım, satış direktörümüz yani yöneticimiz ile görüştü ve sorun olmadığını, bağlı olduğumuz yöneticimizin bu durumu doğal karşıladığını belirtti. Ben de o rahatlıkla gidip kendisine trans bir birey olduğumu, uzman hekimlerin önerisi ile trans geçiş sürecine başladığımı, 3 ayda 1 doktor kontrolüne gidip hormon yaptıracağımı ve bu sürecin işimi etkilemeyeceğini detaylı bilgilerle aktarmaya çalıştım. 

Yönetici nasıl karşıladı anlattıklarınızı?

Yöneticim beni dinledi ve “bu durumu yönetim kurulu ile paylaşmak zorundayım” dedi. Ben de kendi adıma bu bilgi paylaşımının sorun olmayacağını söyledim.

Sonra?

Sonra 1 ay bekledim. 1 ay boyunca bana herhangi bir dönüş yapılmadı. 1 ay sonunda da, şirketin İnsan Kaynakları Yöneticisi beni çağırdı ve “Neden ilk bana söylemedin?” dedi. Ben de sorusunu, “iş yerindeki hiyerarşiyi takip ettiğimi, bir üstüme bilgi vermenin daha doğru olacağını bildiğim için” diye yanıtladım. İnsan Kaynakları Yöneticisi de “Yönetim Kurulu seni işten çıkarmaya karar verdi” dediğinde çok şaşırdım. Sanki başımdan aşağı kaynar sular döküldü.

İşten çıkarılma sebebiniz olarak ne sundular?

Önüme bir kâğıt koydular imzalamam için. Getirdikleri kâğıtta işten çıkarılma sebebim olarak “Öngörülemeyen sağlık problemleri” yazıyordu. Hasta olmadığımı ve geçiş sürecimin işimi etkilemediğini ve etkilemeyeceğini tekrar tekrar hatırlatma ihtiyacı duydum.

Birden bire işten çıkarılmam benimle beraber ailemi de olumsuz etkileyecekti çünkü maddi olarak herkesin olduğu gibi benim de sorumluluklarım vardı. Onlara bu durumu anlatıp işten çıkarıldığımda işsizlik maaşı alıp alamayacağımı sordum.

İnsan Kaynakları Yöneticisiyle oturup hesap yaptığımızda 25 iş günü daha çalışırsam ancak işsizlik maaşı hak edişim olabileceğini saptadık. Ben de 25 gün daha beni çalıştırmalarını rica ettim maddi olarak daha da kötüye gitmemek adına.

Kabul ettiler mi?

Ettiler ama şöyle… Burada bir gerçeği daha öğrendim. Sessiz geçen 1 aylık sürede benim pozisyonuma yeni birisini almışlar. Yani sessizlikleri hayra alamet değilmiş. Hangi ara adaylarla görüştüler, hangi ara teklif yapıp işe alımı yaptılar aklım almadı. Trans geçiş sürecine başladığımı açıklamamla birlikte zaten beni gözden çıkarmışlar. İşsizlik maaşı alabilmek için 25 günlük çalışma talebimi, yeni başlayacak kişiye eğitim vermem ve bu süre içinde de asgari ücreti kabul etmem koşuluyla mümkün olacağını söylediler.

Kabul ettim mecburen çünkü o işsizlik maaşına ihtiyacım vardı.

“Hamile olsam da işten mi çıkaracaktınız?”

Sonra neler yaşandı? 25 gün daha çalışabildin mi?

Hayır, ne yazık ki… Kendimi çok kötü, aldatılmış hissediyordum. Ertesi gün kendimi topladım ve işe gittim. Ne olursa olsun, o 25 gün çalışmam gerekiyordu.

İşe gittim. Sosyalleştiğimiz ortama (sabahları o ortamda tüm ekip arkadaşlarımız ile kahvaltı ediyoruz) bağlı olduğumuz Satış Pazarlama Direktörü geldi ve “Git ve arkadaşını eğit” dedi. Ben yeni başlayan arkadaşla tanıştırılmadım, işe ne zaman başlayacağı konusunda da bana herhangi bir bilgi verilmedi. Dolayısıyla bu tepki beni çok şaşırttı. Ne tanıştırma, ne haber verme gibi herhangi bir aksiyon alınmadı, dışlanmışlıktan, hor görülmekten ve işsiz kalmanın üzüntüsüyle karışık bir duygu gözlerimin dolmasına sebep oldu ve herkesin içinde ağlamamak için oradan uzaklaştım.

Bağlı olduğumuz direktör akabinde beni odasına çağırdı, gittim ve bana “İşleri daha böyle ilk günden zorlaştıracaksan, hemen işine son veririm.” dedi. Ardından da  “Bir sürü çalışan hamile kaldı, onların psikolojileri de değişti ama biz senin bu durumunu kaldıramayız” denildi. Ben de bunun üzerine “Hamile olsam beni işten mi çıkaracaktınız?” diye sorduğumda. “Sen hamile değilsin, karıştırma olmayan herhangi bir şeyi” deyip azarlayıcı tarzda konuştular. Kendimi daha fazla tutamadım ağlamaya başladım. İnsan Kaynakları Yöneticisi “Bugün izin yap, bu halde çalışamazsın. Yarın gel” dedi.

Oradan çıktığımda çok kötü hissediyordum kendimi. Psikoloğumla konuşmaya gittim, “Ağır depresyon” tanısı koyup antidepresan başladı.

Ertesi gün?

Ertesi gün gittiğimde işime son verdiler. Bilgisayarımı ve kurum kartımı istediler. Teslim ettim.

Dava açmaya nasıl karar verdin?

Çok büyük haksızlığa uğradığımı fark ettim. Gururum zedelendi. Benden önce aynı pozisyonda çalışan kişinin kanser nedeniyle hayatını kaybettiğini biliyorum ve bununla beraber önceki çalışanın yatarak terapi aşamasına geldiği dönemde dahi şirketin, çalışanın sigortasını ve maaşını ödemeye devam ettiğini de biliyorum.

Benim ise bir sağlık sorunum yoktu, hormon süreci çalışmamı, performansımı etkilemiyordu ve etkilemeyecekti de… Ona rağmen beni işten çıkardılar. Bu ayrımcılık değil de ne? Bu sebeplerle hukuki yollarla hakkımı aramaya karar verdim.

Açtığın dava ne durumda?

Davayı, Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı davranılması, iş güvencesi kapsamına girmeden işten istifasını sağlamaya yönelik baskı kurulması ve ayrımcılığa, mobbing ve kötü muameleye maruz kalarak haksız olarak işten çıkarılmam nedenleriyle, maddi-manevi tazminat istemiyle açtık.

Dava sürecinden önce İş Mahkemeleri’nde arabuluculuk kurumu zorunluymuş. Ben de o sırada dava masraflarını toparlamaya çalıştım. İşten atıldığım bu süreçte 50 bine yakın borca da girdim.

“Keşke mahkeme şirkete her yıl 1 LGBTİ+ kişi çalıştırma şartını koşsa”

Arabuluculuk hizmeti nasıldı?

Arabulucular tarafsız bir yaklaşımla iki tarafı da dinledi ve konunun bütün ayrıntılarını öğrendiler. Ancak ben trans erkek olmamdan kaynaklanan bir ayrımcılık yaşamadım bu süreçte. Tabi iş yeriyle yaşadığım ayrımcılığı arabulucu ile çözemedik. Davayı da mahkeme masraflarını toparladığım an açtık.

Dava başladı mı?

Evet, ilk duruşması bu yıl İstanbul 27. İş Mahkemesi’nde 16 Temmuz’da görüldü. Bu duruşmada ön inceleme yapıldı. İkinci duruşma “tahkikat aşaması” yani deliller toplanıp değerlendirilecek, tanıklar dinlenecek, gerekirse bilirkişi raporları düzenlenecek.

Ne yazık ki süreç içerisinde beni destekleyen ve her türlü ihtiyacımda ve gerekirse dava sürecinde yanımda olacağını ifade eden iş arkadaşlarım, işten çıkarılma ya da kariyerleri kötü etkilenir korkusu ile bana tanıklık etmekten vazgeçtiler.

Ancak yaşadığım ayrımcılık nedeniyle ağır bir depresyona girdim, buna dair psikoloğumun hazırladığı raporu da mahkemeye bildirdik.

Umutlu musun hukuki süreçten?

Umutluyum. Ben bu olay yaşanmadan önce Sosyal Politikalar Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği’nin (SPoD) düzenlediği Trans Terapi toplantılarına katılıyordum.

Burada tanıştığım ruh sağlığı uzmanlarıyla, iş yerine trans erkek olarak açılmadan ve onları sürece dair bilgilendirmeden önce görüşlerini almıştım. Gerek Türkiye’nin en büyük bağımsız veri merkezlerinden biri olması gerekse iş görüşmem sırasında maskülenliğime dair bir şey konuşulmaması nedeniyle açılmamı desteklemişlerdi.

Açılmak kolay değil. Açıldıktan sonra ayrımcılıkla karşılaşmak inanın insanı çok kötü hissettiriyor. Bu süreç aslında kişinin tamamen kendini bulması üzerine kuruluyken, trans bireyleri bu tarz ayrımcılıklar psikolojik olarak yoruyor. Trans geçiş sürecine girdiğinde insan mutlu oluyor ama karşılaşılan fobik davranışlar süreci gerçekten kötüleştiriyor.

Ben kendi hukuki mücadelemi verirken başka translar da benzer ayrımcılığa maruz kalmasın istiyorum. Hatta keşke mahkeme şirkete şart koşsa da her yıl 1 LGBTİ+ kişi çalıştırmak zorunda olsa. Böylece LGBTİ+’ları anlama fırsatlarına erişirler ve ayrımcılığın ne kadar da gereksiz olduğunu kavrayabilirler diye düşünüyorum.

Şimdi nasılsın?

Daha iyiyim. Bu süreçte çok borca girdim onları kapatmaya çalışıyorum. Sürecimin sonuna yaklaştım.

Şu an çalışıyor musun?

Evet çalışıyorum. İşten çıkarılma durumundan sonra çok temkinli davranıyorum iş hayatında. Şuanda çalıştığım şirketimde patronum haricinde kimse bilmiyor sürecimiz.

İlgili haberler:

“Sırf eşcinsel olduğum için beni jet hızıyla ihraç ettiler”

Özel sektör ve kamu çalışanı LGBTİ+’ların durumu araştırması devam ediyor!

Ayrımcılık yaşama olasılığı LGBTİ’lerin iş hayatını nasıl etkiler?


Etiketler: insan hakları, çalışma hayatı
2024