22/07/2022 | Yazar: Kaos GL

“Trans hayatlarımız değerlidir! Vardık, varız, var olacağız! Nefrete inat yaşasın hayat!”

“Trans kadınlara baskının boyutu açıkça işkenceye vardı” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

18 Haziran ve Genç LGBTİ+ dernekleri, İzmir’de trans kadınlara polis ve bekçi işkencesine karşı sokağa çıktı.

16 Temmuz gecesi Alsancak’ta köpeklerini gezdirirken polis ve bekçinin işkencesine uğrayan trans kadınlar için dün (21 Temmuz) İzmir Barosu önünde açıklama yapan dernekler, “Trans hayatlarımız değerlidir! Vardık, varız, var olacağız! Nefrete inat yaşasın hayat!” dedi.

Son 6 aydır Alsancak’ta yaşayan trans kadınlara yönelik baskı ve şiddetin boyutunun açıkça işkenceye vardığını hatırlatan dernekler, açıklamada şöyle dedi:

“LGBTİ+’lara yönelik hedef gösterme, nefret söylemleri ve özellikle trans kadınlara yönelik kamusal saldırılardan güç alan faillerin etkin ve şeffaf soruşturma yürütülerek ‘görevi kötüye kullanma, işkence ve insanlık onuruna aykırı muamele olmak üzere işledikleri her bir suç için üst sınırdan ceza almasını talep ediyoruz!”

“Şiddete itaat etmiyoruz!”

Hande Buse Şeker’in öldürülmesini de hatırlatan dernekler, devlete nefret suçlarının önlenmesine ilişkin sorumluluğunu tekrar hatırlattı ve son bir yılda Alsancak’ta yaşananları şöyle özetledi:

“Alsancak’ta yaşayan trans kadınlara son 1 yıldır dönem dönem dozu artarak sokakta yürürken, birlikte yaşadıkları köpekleri dolaştırırken, markete giderken, arkadaşlarıyla otururken ve hatta sadece kimlik bilgilerinin elde edilmesiyle hiçbir gerekçe gösterilmeden ve genel ahlakın arkasına sığınılarak ve 5237 sayılı ‘Kabahatler Kanunu’ gerekçesiyle keyfi ve hukuksuz şekilde kolluk güçleri tarafından sistematik olarak para cezaları kesilmektedir. Mahallede yaşayan pek çok trans kadının TCK’ya göre yasal olan seks işçiliği yaptıkları gerekçesi ile oturdukları evlerden, apartmanlardan dahi çıkmalarına engel olunmakta; kurye siparişleri kapı önünden kuryelerin ‘müşteri’ oldukları iddiasıyla geri çevrilmekte ve evleri açıkça gözetlenerek haneyi ziyaret eden herkese zorla ifade tutanakları imzalatılarak özel yaşam hakkı ihlal edilmekte ve trans kadınlar kriminalize edilmektedir. Açıkça hukuksuz biçimde görevi kötüye kullanan kolluk kuvvetleri, trans kadınların yaşadığı sokakları adeta abluka altına alarak süreğen bir baskı ve keyfi ceza, sözlü taciz, alıkoyma ve darp başta olmak üzere trans kadınları sistematik olarak şiddete maruz bırakmakta ve temel insan haklarını sistematik olarak ihlal etmektedir.

trans-kadinlara-baskinin-boyutu-acikca-iskenceye-vardi-1

“İktidarın LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemi ve politikaları, nefret suçlarına yönelik cezasızlık politikası ve her türlü şiddetin açıkça teşvik edilmesinden güç alarak gerçekleştirilen bu sistematik saldırıların transları yaşadıkları, çalıştıkları bu sokaklardan açıkça göçe zorlayarak hiçbir güvenliğin ve insani koşulun olmadığı alanlara sürmek olduğunu, transfobiye eşlik eden ve ‘soylulaştırma ve rant’ politikasının sonucu olduğunu biliyoruz! Bu transfobik ve ahlakçı şiddeti, dozu arttırılarak körüklenen şiddeti ve ‘soylulaştırma’ projelerini Esat-Eryaman’dan ve Ülker sokaktan tanıyor; şehirde yaşayan trans kadınlar olarak her türlü insan hakkı ve kent hakkımıza sahip çıkıyor ve şiddet karşısında itaat etmeyi reddediyoruz!

“Tekrar vurguluyoruz: Son dönemde giderek artan translara yönelik kolluk kuvvetleri ve/ya siviller tarafından gerçekleştirilen nefret saldırıları ve cinayetleri toplumsal ve politiktir! Translara yönelik nefret saldırıları ve cinayetler, devletin adeta varlıklarını ve haklarını yok saydığı translara karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesinin; ayrımcılık ve nefret suçlarına karşı önleme, koruma ve ceza politikası geliştirmemesi ve uygulamamasının; faillere uygulanan cezasızlık halinin, önlenmeyen her türlü ayrımcılığın sonucudur. Kamusal alanlarda ve hatta bizatihi kolluk güçleri tarafından saldırıya maruz bırakılabileceği mesajı verilen, her türlü iktidar mekanizması tarafından şiddet ve ayrımcılığa sistematik olarak maruz bırakılan, içinde yaşadığı toplumda her türlü temel insan hakkı gasp edilen, kamusal destek mekanizmalarından açıkça yoksun bırakılan ve hatta toplumsal hayattan dışlanan transların maruz bırakıldığı nefret saldırıları, işkence ve cinayetlere transfobik, heteroseksist, mizojenik erk-ek iktidarlar, tüm kişi ve kurumlar ortaktır.

“Devlete, uluslararası sözleşme ve anayasal yükümlülüklerinden doğan her türlü ayrımcılık ve nefret suçunu önlemek ve cezalandırmak için görevini yapmaya; işkence yasağını şüphe uyandırmayacak biçimde uygulama yükümlülüğünü bir kere daha hatırlatıyoruz! Yoğunluğu giderek artan nefret ve şiddet ikliminde, tüm kamuoyunu açık ve örtük şekilde translara yönelik gerçekleştirilen her türlü nefret saldırısına karşı ses çıkarmaya ve dayanışmaya çağırıyoruz! Şiddet ve ayrımcılık politikalarına karşı translarla eşitlenmeyi ve insan haklarını savunmaya; ayrımcılık ve şiddetin önlenmesi, etkin soruşturulması ve cezalandırılmasını talep etmeye devam edeceğiz!”

İzmir’de polis ve bekçi el ele trans kadınlara işkence yapıyor!

Son dönemlerde seks işçisi trans kadınlara nefret saldırıları, cinayetler, polis ve bekçi baskısıyla gündeme gelen İzmir Alsancak; bu kez de trans kadınlara sokak ortasında işkence ile gündemde. 16 Temmuz gecesi Alsancak’ta köpeklerini gezdirmek için sokağa çıkan iki trans kadının yanına gelen bekçiler, “Burada bekleyemezsiniz” dedi. Kadınlar, gerekçe sorduğunda bekçi herhangi bir cevap vermedi ve kadınlara saldırmaya başladı. Trans kadınların, “Bunu yapamazsınız, yetkiniz yok” demesi ve bekçilere hukuku hatırlatmasına cevap ise daha fazla şiddet oldu. Bekçinin sokak ortasında işkencesine polisin de eklenmesiyle işkencenin boyutu arttı. İlk saldırıya uğrayan iki kadının yanı sıra; iki trans kadın arkadaşları daha polis şiddetiyle karşılaştı. Kolluk ve bekçi el birliğiyle kadınları yerlerde sürükledi, cinsel saldırıda bulundu. Saldırdıkları kadınları bir de ters kelepçeyle gözaltına aldılar. Kadınlar, 100 metre ötedeki Alsancak Polis Merkezi’ne uzunca süre götürülmeyerek araçta bekletildi. Ters kelepçeleri çıkartılmadı. Sokakta terör estiren polis, Genç LGBTİ+ Derneği’nden aktivistlerin tüm çabalarına rağmen işkence ve kötü muamelesini sürdürdü.


Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları
2024