16/07/2014 | Yazar: Kaos GL
Sesine yabancılaşan bir transın neler yaşadığını Trans Danışma Merkezi Derneği’nden (T-Der) Aras Güngör yazdı.

Sesine yabancılaşan bir transın neler yaşadığını Trans Danışma Merkezi Derneği’nden (T-Der) Aras Güngör yazdı:
Çocukken dolmuşta inecek var demeye korkardım, son durağa kadar gidip eve yürüyerek dönerdim çoğunlukla. Konuştuğum anda herkes kafasını çevirip bana bakardı, çatlak, derin madi bir sesim vardı, utanırdım konuşmaya. Müziksiz bir hayat ölmek demektir biraz da, Lauryn Hill dinlemeden geçirdiğim günleri yaşanmış saymıyorum. Sonra lisede gitar çalmaya başladım, madi sesim kırılmaya başladı, enstrüman çalmak korkularımı biraz azaltmıştı, birkaç yıl sonra akustik gitar çalmaya başladım, çok da sevdim.
3 yıl önce hormon kullanmaya başladığımda yaşadığım en ciddi değişiklik sesimdi, her sabah uyandığımda içimde başka biri konuşuyordu sanki. Hayatımın bu ikinci ergenliği ilkinden daha zor geçti. Sesimin her gün değişmesi, yakınlarımın telefonda kim olduğumu anlayamaması ve daha çok sustuğum günler demekti.
1 yılın sonunda artık ben de kendi sesimi tanıyamaz oldum. Ve artık hiçbir zaman kendime bile şarkı söyleyemez oldum. Bu benim bir yanılsamam mı bilmiyorum ama söyleyemediğim için çalamamaya da başladım ve 3 yıldır elime gitar almadım.
Bunun gibi trans olmanın hayatımıza kattığı, hayatımızdan aldığı o kadar çok görünmez durum var ki…
Transların sporcu olması mesela, ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar büyük duvarlara çarpıp kırılması demek, konservatuarda okuyan bir transın sesinin değişmemesi için hormon kullanamaması demek, dans partneri olmadığı için dans kursuna yazılmaktan çekinmek demek.
Nefret cinayetlerine kilitlenen trans gündemin içinde sesine yabancılaşan bir transa yer var mı bilinmez, dinleme, anlama derdinde olanlar içindir bu yazı.
Etiketler: yaşam