18/11/2024 | Yazar: Kaos GL
Dr. Gece Tezcan, İstanbul’daki LGBTİ+ mekanına yönelik polis baskınını Artı Gerçek’e değerlendirdi.
Fotoğraf: Artı Gerçek
Bilgi Üniversitesi'nde insan hakları, ekoloji, toplumsal cinsiyet ve medya alanlarında dersler veren Dr. Gece Tezcan, Artı Gerçek’ten Deniz Çakmak’a konuştu. İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde hizmet veren bir LGBTİ+ eğlence mekanında gerçekleşen Kinky Turkey partisine yönelik polis baskınında 32 kişinin gözaltına alınması ve 8 kişinin tutuklanması hakkında konuşan Tezcan, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’deki BDSM (bağlama-hükmetme-sadizm-mazoşizm) oyun gecelerine yönelik bu kadar geniş çapta bir bastırma girişimi yakın geçmişimizde hiç görülmemişti, dolayısıyla Türkiye’deki devletin baskıcı tutumunda hâlâ şaşırtıcı bir potansiyel, hâlâ haber değeri var. Böylesi devingen bir baskı mekanizmasına karşı sabit bir yaşama, durağan bir mücadele zeminine sahip olmamıza imkan yok. Yerimizde duramayız; açıktayız, kırılganız; ama şaşırılan son hikayelerin çoğunun da öznesiyiz. Sihirli değnek sürekli el değiştiriyor gibi düşünün. Sihirli değneğin yeniden bizlere geleceği güne hazır mıyız? Suçlu değiliz, yalnız da değiliz; o zaman utanmadan: LGBTİ partiler suç değildir, BDSM partiler de suç değildir!”
Söz konusu partiye yönelik kovuşturmaya karşı çıkılması gerektiğini vurgulayan Tezcan şunları söyledi:
“Kinky Turkey’ye başlatılan kovuşturma, esas yönünden hürriyeti tehdit ve darp anında suçüstü yapılmış izlenimi verse de şekil yönünden belli ediyor ki bütün bunlar karşılıklı rızaya dayalı birer oyundu. O halde insanların günlerini, aylarını kof bir dava aracılığıyla çalma cüretine açıkça karşı çıkmalıyız. Hafta içi ders verecek öğrencileri ya da alın terine yevmiye ödeyecek demir çelik işçileri bulunan bu yurttaşların, hafta sonu kendi rızalarıyla (toplumun çoğu tarafından tuhaf bulunan) oyunlar oynamak için buluşmaları sebebiyle aylarca alıkonması AİHM’e kadar gider, sonunda başı ağrıyan Türkiye olur. Neden bunlarla uğraşıyoruz, asıl dertlerimize (örneğin, zıvanadan çıkan erkek şiddetine) sıra gelmesin diye mi?”
Söyleşinin tamamını okumak için tıklayın.
Gece Tezcan, Cinsel Aykırılıklar kitabını KaosGL.org okuyucuları için anlatmıştı
Gayle Rubin’in Cinsel Aykırılıklar kitabını Türkçeye kazandıran Gece Tezcan, KaosGL.org’a verdiği söyleşide Rubin’in BDSM ve LGBTİ+ hareketi arasında kurduğu köprüleri şöyle aktarmıştı:
“Rubin hem titiz bir akademi işçisi hem de kendi deneyiminden doğru noktalarda faydalanan içeriden dışarıya bir teorisyen. Yaklaşık 10 yıl arayla önce lezbiyen sonra sadomazoşist olarak iki kez açıldığını anlatması ile 1975 makalesindeki bazı görüşlerini 1984 makalesinde terse yatırması arasında bir paralellik olabileceğini düşünüyorum. Rubin’in 1984 tarihli Seksi Düşünmek makalesinde LGBTİ+ ile BDSM arasında kurduğu köprülere bir göz atalım: “Şimdi, toplumsal cinsiyet ile cinselliği, özgül toplumsal varoluşlarını hakkıyla yansıtabilmek için ayrı ayrı çözümlemek gerektiğini savunuyorum. (…) Örneğin lezbiyen feminist düşünce dünyasında, lezbiyenlere yönelik baskılar genelde kadının baskılanması çerçevesinde çözümlenir. Oysa lezbiyenler kuir ya da sapık olarak da zulme uğrarlar ki bu toplumsal cinsiyete değil, cinselliğe ait bir tabakalaşma örneğidir. Lezbiyenlerin çoğuna düşüncesi bile zul gelse de hakikat, lezbiyenlerin gey erkeklerle, sadomazoşistlerle, travestilerle ve seks işçileriyle ortak çok sayıda sosyolojik özellik taşıdığını ve aynı toplumsal yaptırımlara maruz kaldığını gösteriyor.”
Tezcan, sözlerine şöyle devam etmişti:
“Üçüncü dalga feminizm ve kuir kuram için bitti diyen var, Türkiye’ye daha gelmedi diyen var; göreceğiz bakalım neredeymişiz. Bence kink, fetiş ve BDSM gibi konular daha yeni geliyor mesela akademi çevrelerine, toplumun bazı kesimlerine. Ayrıca trans erkeklerin gerçek yaşam deneyimlerinden tutun da kız kıza aşka kadar birçok konu ayrıntılarıyla kâğıda işlenmek üzere orada bekliyor.”
Tıklayın- “Gayle Rubin, üçüncü dalga feminizm ve kuir teori zincirinde kayıp halkaydı”
Etiketler: insan hakları, kültür sanat, yaşam, cinsellik