16/11/2014 | Yazar: Kaos GL

Dünya LGB hayat tarzına ve haklarına alışmaya başlıyor. Artık kurumların ‘sessiz’ trans öğrencilerin farkına varma zamanı geldi.

Üniversitelerde neden cinsiyetsiz tuvalet bulunmalı? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ Çalışmaları Kulübü’nden Lilith HB, Independent’tan Eva Hartley’in yazısını çevirdi:

 

Üniversite genellikle gençlerin kendilerini özgürce ifade edebildikleri, evin sınırlamalarından kurtulma şanslarının olduğu; tüm ilginç, iddialı ve yanlış anlaşılmış gençlerin kendilerini bir şeyin parçası hissedebildikleri bir yerdir. Geleceğin kahraman sporcuları, muhteşem akademisyenleri ve hayalperestler için; herkes için bir yer varmış gibi görünüyor.

 

Birçoğunun kendini bir şeyle özdeşleştirebildiği bu özgür ortam, unutulanlar için dışlamayı arttırıyor. Mutsuzluk, depresyon, zorbalık, panik atak krizleri, kendine zarar verme ve intihar düşüncesi üniversitedeki trans*ların hayatlarının parçası. Sorun şu ki birçok üniversite, trans*ların cinsiyetsiz tuvalete sahip olma haklarını inkâr ediyor.

 

Trans*, cinsel kimlik farklılığı olan tüm insanlar için kullanılan bir şemsiye terimdir. Yani birisi doğduğu cinsiyetten başka bir cinsiyete ait hissedebilir veya kendisini iki cinsiyete de ait hissetmeyebilir veya ikisinin karışımı olarak nitelendirebilir.

 

Westminster Üniversitesi LGBTİ Topluluğunda trans temsilcisi olan Harry: “Kendisini yaralayan veya intihara teşebbüs eden trans bireylerin oranı oldukça yüksek. Bu nedenle üniversiteler tüm öğrencilerin kendilerini rahat hissetmesini sağlamak için yapabilecekleri her şeyi yapmalıdır.” diyor.

 

Tabii ki bazı üniversiteler bu adımı çoktan attılar. Örneğin Manchester’da 2008 yılında öğrenci birliği meclisinin cinsiyetsiz tuvaletlerin tanınması yönündeki politikası başarıya ulaştı. Manchester Üniversitesi konuşmacısı “Birlik üyeleri ve ziyaretçileri cinsiyetsiz tuvalet açılımına olumlu dönüt verdi ve şimdiye kadar hiç şikâyet olmadı” dedi.

 

Böylesine büyük ve muhtelif bir üniversitede hiç şikâyet yokken neden değişime hala direnen bu kadar üniversite var? Bence bu, transların görünmez olmadıklarını gösteren özgürlük ve eşitlik için bir adım.

 

NUS (National Union of Students/Birleşik Krallık Ulusal Öğrenci Birliği) cinsiyetsiz tuvaletleri destekliyor. Çözümün masrafsız olduğunu, üniversitelerin kapıdaki işareti değiştirerek kendini geliştirmekten kaçındığını belirtiyor.

 

Westminster’da bir öğrenci olan Nicky “Geçiş sürecimde ben de - tüm trans*lar gibi - umumi tuvaletlerden birini seçme kararıyla yüzleşmek zorunda kaldım. Her zaman için en kolay seçenek olan engelliler tuvaleti olmadığında kadınlar tuvaletindeki sözlü aşağılamalar ile erkekler tuvaletindeki cinsel tacizler arasında seçim yapmak zorunda kaldım” diyor.

 

Dünya LGB hayat tarzına ve haklarına alışmaya başlıyor. Artık kurumların “sessiz” trans öğrencilerin farkına varma zamanı geldi. Öğrencilerin konuyu üniversitelerde gündeme getirerek tuvalet sessizliğini bozması gerek. 


Etiketler: yaşam, dünyadan
İstihdam