29/06/2018 | Yazar: Kaos GL
İstanbul Valiliği, İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü “oluşabilecek muhtemel olumsuzlukları” gerekçe göstererek yasakladı.

İstanbul Valiliği, İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü “oluşabilecek muhtemel olumsuzlukları” gerekçe göstererek yasakladı. Onur Haftası Komitesi, “İstanbul Valiliği son iki yıldır Ramazan’a denk gelmeyen ve bu yıl hiçbir tehdit almamış yürüyüşümüzü yasaklayarak gösterdiği gerekçelerin sadece birer bahane olduğunu ve aslında Valilik kararının bizlere yöneltilen nefretin bir parçası olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır” dedi.
Fotoğraf: İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü, 2017, Şener Yılmaz Aslan
İstanbul Valiliği, 1 Temmuz Pazar günü Taksim’de yapılacak LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü yasakladı. Valilik bu kararıyla İstanbul Onur Yürüyüşü’nü dördünce kez yasaklamış oldu.
İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi’nin yürüyüş başvurusuna yanıt veren Valilik, “…açık alan etkinliklerinin düzenlenmek istendiği İstiklal Caddesi ve Beşiktaş İskele Meydanı 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamında belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüş alanları içerisinde yer almadığından ve oluşabilecek muhtemel olumsuzluklara karşı güvenlik nedeniyle açık alan etkinliklerinin düzenlenmesinin uygun görülmediği”ni söyledi.
25 Haziran’da başlayan 26. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası’nın 1 Temmuz Pazar günü saat 18.00’de Taksim’de yürüyüşle sonlanması planlanıyor. İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nü Valilik 2015 yılından beri her yıl yasakladı. Geçtiğimiz yıllarda yürüyüş için sokağa çıkanlara polis saldırdı, çok sayıda kişi darp edilerek gözaltına alındı.
Valiliğin yasak kararının ardından açıklama yapan İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası Komitesi, “İstanbul Valiliği son iki yıldır Ramazan’a denk gelmeyen ve bu yıl hiçbir tehdit almamış yürüyüşümüzü yasaklayarak gösterdiği gerekçelerin sadece birer bahane olduğunu ve aslında Valilik kararının bizlere yöneltilen nefretin bir parçası olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır” dedi.
Onur Haftası Komitesi’nin açıklamasının tam metni şöyle:
"BASINA VE KAMUOYUNA DUYURUMUZDUR."
"İstanbul Onur Haftası Komitesi olarak her yıl olduğu gibi bu yıl da haziran ayının son haftasına denk gelen haftamızı ve haftanın son gününe denk gelen Onur Yürüyüşü’nü organize etmek üzere bir araya geldik. Haftamız ve Yürüyüşümüz sistematik olarak görmezden gelinen bizler için kimliklerimizden utanmamız gerektiği öğretilen bir toplumda kendi görünürlüğümüzü sağlamak ve varoluşumuzdan duyduğumuz onuru kutlamamız için çok önemlidir. Yıldan yıla daha da kalabalık hale gelen Onur Yürüyüşü’ nün haftanın son yani Pazar günü yapıldığı bir sır değildir. Aksine görünürlüğümüzü sağlamak için düzenlediğimiz bu yürüyüşün herkes tarafından duyulan bir çağrıya dönüşmesi için yirmi altı yıldır aynı kararlılıkla mücadele etmekteyiz."
"Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 3. Maddesi’nde de söylendiği gibi barışçıl olduğu sürece her türlü toplantı ve yürüyüşü düzenlemek önceden izin alınmaksızın her vatandaşın hakkıdır. Buna rağmen her yıl yaptığımız üzere bu yıl da valilikten yedi cihanın bilmekte olduğu yürüyüşümüz hakkında konuşmak üzere bir görüşme talep ettik. Vali Yardımcısı ile yaptığımız görüşmede önceki yıllarda yürüyüşün Ramazan’a denk geldiği için yasaklandığı, bu yıl böyle bir durum olmadığı için yürüyüşün önünde bir engel olmadığı fakat son kararı yine de Vali’nin vereceği cevabını aldık.
Görüşmenin ardından komite tarafından yazılı olarak da haftanın ve yürüyüşün bildirimi Valiliğe yapılmıştır. Üzülerek belirtiriz ki Valilik verdiği cevapta aslında bizim protesto hakkımızı korumaya alması gereken Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri kanunu göstererek bizim güvenliğimizi alamayacağını ve Onur Yürüyüşü’ nün düzenlenmesini uygun bulmadığını söylemiştir."
"On altı yıldır düzenlenen Onur Yürüyüşü polis saldırıları başlamadan önce on üç yıl boyunca aralıksız hiçbir güvenlik sorunu yaşanmadan gerçekleştirilmiştir. İlk başta Ramazan’ı ve güvenlik meselesini bahane eden İstanbul Valiliği son iki yıldır Ramazan’a denk gelmeyen ve bu yıl hiçbir tehdit almamış yürüyüşümüzü yasaklayarak gösterdiği gerekçelerin sadece birer bahane olduğunu ve aslında Valilik kararının bizlere yöneltilen nefretin bir parçası olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır. Vali kendisine verilen yetkiyi toplumun bir kesimine ayrımcılık yapmak üzere kullanarak bir suç işlemektedir. Bir suç niteliği taşıyan ve bizlere yöneltilen nefreti körüklemekten başka hiçbir şeye hizmet etmeyen bu karar meşru değildir. Evet, Valilik kararında denildiği üzere bir güvenlik sorunumuz vardır fakat bu sorunun sebebi bizzat bunu diyen Valiliğin kendisi ve her yıl en demokratik hakkımız olan yürüyüşümüze saldıran polis güçleridir. Bu karar her gün kendisine yöneltilmekte olan nefretle yaşamaya çalışan biz lgbti+’lar için Onur Yürüyüşü’nün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu yürüyüş tam da Valilik kararının daha da körüklediği şiddete ve ayrımcılığa karşı mücadele etmek için yapılmaktadır. Yirmi altı yıldır olduğu gibi bu yıl da aynı azimle Onurlu Yürüyüşümüzü gerçekleştireceğimizi basına ve kamuoyuna duyurur ve her lubunyanın bir Onur Yürüyüşü olduğunu tekrar hatırlatmak isteriz."
2017’de ne olmuştu?
İstanbul Valiliği 2017 LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne “izin verilmeyeceğini” açıkladı. Valilik internet sitesinden yaptığı son dakika açıklamasıyla 25 Haziran 2017 LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne izin verilmeyeceğini söyledi. Açıklamada “Bu çağrıya karşı toplumun farklı kesimlerinden çok ciddi tepki gösterildiği görülmektedir”, “turistlerin güvenliği ve kamu düzeni gözetilerek anılan gün ve öncesi ve sonrasında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmesine izin verilmeyecektir” ifadeleri yer aldı.
Valilik açıklama haberi için tıklayınız.
Polis ve milliyetçi, İslamcı gruplar 15. LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’ne saldırdı. İstiklal Caddesi’ni kapatan polis üzerinde gökkuşağı sembolü taşıyan veya yürüyüşe katılacağını “düşündüğü” kişilerin caddeye girmesine izin vermedi. Bütün saldırılara rağmen Beyoğlu’nun çeşitli yerlerinde eylemler yapıldı.
Polis günün erken saatlerinde İstiklal Caddesi’ni kapattı. Gün boyunca keyfi bir şekilde geçiş sağladı. Kimin neye göre geçtiğini soranlara ise, “sezgilerimize göre” gibi cevap verdi.
Gözaltındaki aktivistlerden bazıları kendilerine “Kuran dinletildiğini” belirtti. Çoğu kişi gözaltına alınırken darp edildi. Polis, bir işkence metodu olarak ters kelepçe yaptı.
Onur Haftası'na hukuki destek veren 4 avukat da zorla gözaltına alındı. Yaklaşık bir saat süren gözaltının ardından avukatlar serbest bırakıldı.
Onur Yürüyüşü’ne saldıran milliyetçi ve İslamcı gruplar gün boyunca Taksim çevresindeydi. Saldırganların bazıları polis tarafından gözaltına alınırken, LGBTİ+ aktivistleri bazı yerlerde polisin saldırganların başını okşadığını, yakın pozlar verdiğini gözlemledi.
Yürüyüş boyunca yaşananlar için tıklayınız.
Yürüyüşten tanıklıklar için tıklayınız.
Ankara’da yasaklar
Öte yandan 18 Kasım 2017 tarihi itibariyle Ankara’da “LGBTİ sivil toplum örgütleri tarafından gerçekleştirilen etkinlikleri” “toplumsal hassasiyet ve duyarlılıklar”, “kamu güvenliği”, “genel sağlık ve ahlakın korunması” ve “başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması” gerekçeleriyle süresiz olarak yasakladı.
Yasağın üzerinden 7 ay geçti. Kaos GL ve Pembe Hayat derneklerinin yasağa ilişkin yürütmeyi durdurma talepleri reddedildi. Kaos GL, yürütmeyi durdurmanın reddi ve yasağı Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Davalar devam ediyor.
Yine Mayıs ayında Ankara Valiliği, Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi’nin LGBTİ+ kısa film seçkisini yasaklamıştı. Komünist LGBT’lerin Onur Haftası için 28 Haziran’da Ankara’da göstermeyi planladıkları “Onur/Pride” filmi gösterimi de yasaklandı.
2911 sayılı kanun ne diyor?
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu 3. maddesine göre; “Herkes, önceden izin almaksızın, bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.”
Kanunun 12. maddesi Düzenleme Kurulu’nun sorumluluklarını şöyle sıralıyor:
“Düzenleme kurulu, toplantının sükun ve düzenini, bildirimde yazılı amaç dışına çıkılmamasını sağlamakla yükümlü ve sorumludur. Kurul, bunun için gereken önlemleri alır ve gerektiğinde güvenlik kuvvetlerinin yardımını ister. Toplantının amacı dışına çıktığı veya düzen içinde gerçekleşmesini imkânsız gördüğü takdirde kurul veya toplanamadığı takdirde kurul başkanı dağılma kararı alır ve durumu derhâl yetkili kolluk amirine bildirir.”
AİHM ne diyor?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Rusya’daki Onur Yürüyüşünün engellenmesi ve yürüyüşe yapılan saldırıyla ilgili Alekseyev v. Rusya kararı bulunuyor. Mahkeme 2006, 2007 ve 2008 Moskova Onur Yürüyüşleri’nin yasaklanmasının 11. maddeyi açıkça ihlal ettiğine karar verdi. AİHM, bu karar ile toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının yasaklanmasının meşru bir amaca dayanıp dayanmadığına veya kanunla düzenlenip düzenlenmediğine bakmayı demokratik toplumun gereği açısından gereksiz gördüğünü ve 11. maddenin gösterinin konu ve amacından rahatsız olabilecek veya göstericilerle aynı fikirde olmayan kişilerin saldırılarına karşı korumayı da içerdiğini yineledi. Mahkeme sadece riskin varlığının gösteriyi yasaklamak için yeterli olmadığını, yetkililerin potansiyel saldırılara ilişkin gerekli önlemleri alması gerektiğinin altını çizdi.
Benzer şekilde AİHM, Identoba ve Diğerleri v. Gürcistan kararında da özellikle saldırı sırasında söylenen homofobik cümleleri dikkate alarak, LGBTİ’lerin gösteri sırasında maruz kaldıkları şiddeti, o sırada duydukları korkuyu ve hissettikleri aşağılanmayı 14. maddeyle bağlantılı olarak 3. maddenin ihlali kabul ederek ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendirdi. Mahkeme Mayıs 2012’de yapılan yürüyüşe saldırının madde 11’i ihlal ettiğinin altını çizdi ve yetkililerin başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğünün önyargılı şiddetten koruyamadığını, bunun madde 3 ve 14 ile birlikte madde 11’in ihlali olduğunu belirtti. Yine Mahkeme yürüyüşten 9 gün önce yetkililere haber verildiğini, bu sürenin gerekli önlemleri almak için kullanılabileceğini, gösterinin barışçıl bir şekilde devam etmesinin devletin yükümlülüğü olduğunu, yürüyüş öncesi kamu açıklamaları yapıp hoşgörüyü vurgulayabileceklerini ya da böyle bir gösteriye yapılacak olan saldırının mevcut hukuki sonuçları konusunda uyarı yapabileceklerini belirtti.
İlgili haberler:
Ankara Valiliği’nden ‘LGBTİ etkinliklerine’ süresiz ‘genel ahlak’ yasağı
Kaos GL ve Pembe Hayat: Valilik yasağı hukuka aykırı
Kaos GL ve Pembe Hayat Valilik yasağına dava açtı
Yasaklı günlerde LGBTİ+ hakları
“LGBTİ etkinlik” yasaklarına yürütmeyi durdurma talebi reddedildi
LGBTİ+ etkinlik yasağı Anayasa Mahkemesi’nde!
LGBTİ+ yasağıyla hangi haklarımız, nasıl ihlal edildi?
LGBTİ+ yasağı İdare Mahkemesi’nde görüşüldü
Etiketler: insan hakları, kent hakkı