11/12/2015 | Yazar: Umut Güner

Gökhan’ın kız arkadaşları gelince başka odaya geçerdim. Kız arkadaşları gittiğinde yanıma gelirdi ve delice sevişirdik…

Yaşamın içinden gizli kartpostallar - Karadeniz’in dik yamaçları Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

‘Bir daha erkeklerle yatmayacağım’ diyerek evlenen, evliliğinin 8. gününde sözünü bozan Karadeniz’den Mert’in hikayesi: Gökhan’ın kız arkadaşları gelince başka odaya geçerdim. Kız arkadaşları gittiğinde yanıma gelirdi ve delice sevişirdik…

Bu köşe kendini doğurdu. Yeni medya araçları üzerinden insanların “açık” olmadan birbirlerini bulma çabaları, aynı zamanda açılamayan eşcinseller için bir buluşma noktasına döndü.

Karadeniz’in dik yamaçları, eşcinsel, biseksüel ve translar için sanırım daha da dikleşiyor. Türkiye’nin dört bir yanından örgütlenme filizleri atılırken Karadeniz, LGBT görünürlüğünün en az olduğu coğrafyalardan biri olmaya devam ediyor.

Bir Karadeniz kasabasından Mert ile çocukluğu, evliliği, eşcinselliği, aşklarını ve gizlenme hallerini konuştuk. 28 yaşında, bir çocuk babası, 5 yıldır evli. “Bir daha erkekle yatmayacağım” diye başladığı evlilik hikayesinin 8. gününde başka bir erkekle birlikte olduğunu söylüyor.

Mert’in sohbet etme ihtiyacı bu süreci başlattı. Mert’e Söyleşi yapmak ister misin bunu daha fazla insan okusun” dediğimde “Belki bana da iyi gelir, terapi gibi olabilir” dedi. Bu söyleşide şehir bizde saklı kalıyor, Mert ismi ise mahlas. Ama yaşadıkları açık ve gerçek…

Kendinden bahseder misin biraz? Çocukluğundan, eşcinselliğini fark etmenden ya da keşfetmenden ve ailenden?

Arkadaşlarımdan farklı olduğumu hep hissediyordum. Sanırım ilkokul öğretmenim de hissediyordu. Beni hep kızlarla oturtuyordu. Eli ayağı düzgün temiz naif bir çocuktum. Kız arkadaşlarım hep daha fazla oldu. Ama erkekleri hep başka bir gözle süzer ve hayranlık duyardım. Aklımdan geçirdiklerim için suçluluk duyduğum, kendimi suçladığım çok olurdu ilk ergenlik dönemlerimde. İlkokul ortaokul dönemine bilinçsizce birbirimize dokunduğumuz arkadaşlarımız vardı. Ama ilk deneyimimi 17 yaşında yaşadım.

Annemin bankadan mesai arkadaşı ve lojman komşumuz biri vardı. Abi dediğim evli biri. Ders çalıştırıyordu bana. O 36 yaşındaydı ben 17 yaşındaydım, annemle aynı bankada çalışıyorlardı ve aynı lojmanda apartmanında kalıyorduk. 

Hem utanıyordum göz göze gelmekten hem de karşı koyamıyordum. Tam anlamıyla bir ilişki olmuyordu aslında. Evliydi ve iki çocuğu vardı Hasan abinin. Görece büyük bir Karadeniz şehrinde büyüdüm. Üniversite döneminde de ve sonradan da düğünüme geldiler çocukları ve eşiyle.

İlk ilişkim onun dışındaki biriyleydi. Başka biriyle birlikte oldum, yani pasif oldum. Onunla sadece çılgınlar gibi sevişiyorduk. Her yerimi öpüp yalardı. Utanırdım ama inanılmaz keyif alırdım. Kimse de şüphelenmiyordu onunla yakınlaşmamızdan. Ne onun eşi ne de benim ailem. Genel olarak iyi birisiydi ama aman zaman çok kızdığım olmuştu ona. Suçluluk duymama sebep oluyordu. Ve bana sürekli ‘yaşadıklarımız için kendini suçlama, utanma lütfen’ diyordu. Ama neden onunla ilk olmadı hep merak ettim.

Üniversitede neler olduğunu ona anlattığımda tekrar tekrar anlattırıyordu ve üniversite ikinci sınıftayken ilk kez Hasan abimle tam anlamıyla bir ilişki yaşadık, öncesinde sürekli olarak deliğimi yalıyordu ama hiçbir zaman bana sahip olmayı denemedi. Bir başkasıyla yaptığımı söyleyinceye kadar neden içime girmedi hiç onu hep düşündüm. Hasan’a karşı hissettiklerim ilk başta aşk değildi ama zamanla aşka dönüştü.

Hasan’dan sonra iki ilişkim oldu. Birincisi üniversiteden Gökhan ile diğeri de eşimle aynı hastanede çalışan evli bir arkadaşı ile beş sene süren bir ilişki idi.

İlk ilişkim üniversite benden iki sınıf üstten olan ama alttan bizimle ders alan bir arkadaşımla oldu. Hayatımdaki ilk oydu. İlk sevgili, ilk erkek, her anlamıyla ilk. Yurttan çıkmış, ev tutmuştuk. Onun son senesi idi o yıl. Bizimkiler tanımadan izin vermemişlerdi, tanıyınca güvenmiş ve sevmişlerdi. Annem “derslerinde de faydası olur, temiz güvenilir çocuk” demişlerdi. “Ailesiyle birlikte gelebilir, Karadeniz gezisi yapsınlar” diye davet ettiler. O da ailesiyle birlikte geldi.

Çok çapkın biriydi ve ekonomik olarak durumları çok iyiydi. Etrafında çok fazla kız arkadaşı vardı. Deli oluyordum ama yapacak bir şey yoktu. Yurtta oda arkadaşımızın arkadaşı idi. Okul dışında da grup olarak beraber takılıyorduk ve genellikle onun çapkınlıkları konuşuluyordu.

Sınavlar bitmek üzere iken çoğu arkadaşımız gittiğinde beni evine davet etti. Beraber Yüksel caddesindeydik, sanırım kurban bayramı arifesi idi. Onun evine gittik, giderken ucuz şarap aldık ve film izlemeye başladık. Seksten konuşmaya başladık sonra sevişmeye başladık. Sonrasında ev arkadaşlığı başladı. Kendimi hem çok iyi hem çok kötü hissediyordum. Gelgitler yaşıyordum, aynı an içinde farklı bir duyguydu bir hudut aşılmıştı. Başarı ve hüzün gelgitleri… Neden izin verdim, neden bu kadar ileri gittim diye düşünüyordum. Aynı evdeyken tek bir yatakta birlikte yatıyorduk ama onun kız arkadaşları geliyordu ve ben diğer odada kalıyordum. Rahatsız olsam da mecburen susuyordum. Kız gittikten sonra da benimle delice sevişiyordu. Bir keresinde annemler geldikten sonra, onlar gittikten sonra da delice sevişmiştik sanırım yasak olanın çekiciliği ile iyice azıyorduk. Gökhan benden başkasıyla birlikte olmadı, bana sen özelsin diyordu. Ve kendisini eşcinsel ya da biseksüel olarak adlandırmıyordu. Sadece benimle yaşıyordu.

Sonrasında birkaç kişiyle günü birlik ilişkilerim oldu ancak onlar öyle ayrıntılı bir durum yoktu. Çoğu zaman Hasan’a ve Gökhan’a kızgınlıkla yaptığımı düşündüm. Ve gelgitler, pişmanlıklar yaşıyordum. Bu yüzden de evlenmek benim bu yaşantıdan kurtulmamı sağlayacak diye düşündüm.

Devam edecek…


Etiketler: yaşam, cinsellik
nefret