26/12/2019 | Yazar: Yıldız Tar

Alan Savunması’ndan Ali Safa Korkut ile konuştuk: “LGBTİ+’lar, gündelik hayatın her alanında olduğu gibi sanattan spora, edebiyattan siyasete kadar birçok alanda çalışma yürütmelerine karşın medya tarafından görmezden geliniyor.”

“Yayın politikamızın temel öznesi kadın ve LGBTİ+ spor insanları” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Alan Savunması, “spor medyasındaki cinsiyetçiliğe karşı toplumsal cinsiyet odaklı habercilik yapmak” için yola çıktı. Bir yıla yakın bir süredir alansavunmasi.org adresinde yayın hayatını sürdürüyor. Ayrımcılığa karşı bir spor anlayışını haber ve yazılarında yaygınlaştırmaya çalışıyor.

İki üniversite öğrencisinin çabaları ve gönüllü katkılarla yoluna devam eden Alan Savunması, spor haberciliğinin nasıl olabileceğine dair örnek oluşturuyor. Bir sporcunun maruz bırakıldığı ayrımcılık, LGBTİ+fobi de onlar için haber; LGBTİ+ bir sporcunun başarıları da…

Sporun ataerkil ve heteroseksist yapısına karşı alan savunmasına girişen sitenin editörlerinden Ali Safa Korkut ile yayın çizgilerini, habercilik anlayışlarını ve spor medyasındaki ayrımcılık ve sansürü konuştuk.

Spor medyasındaki cinsiyetçiliğe karşı kadın ve LGBTİ+ sporcuların haklarını gözetmek için yola çıktınız. Yayın hayatınız bir yıla yaklaştı. Yola çıktığınız günden bugüne neler oldu?

Sizin de söylediğiniz gibi yayın hayatımıza başlamamızın üzerinden neredeyse bir yıla yakın bir süre geçti ve en azından şimdiye kadar elde ettiğimiz veriler ışığında bir değerlendirme yapmamız mümkün. “Kadın ve LGBTİ+ sporcuların haklarını gözetmek ve medyada görmezden gelinmelerine karşı bir alternatif oluşturmak” ilkemizden kopmadığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Yayınlarımız hep bu kapsamda oldu ve öyle görmek istediğimizden mi yoksa gerçekten öyle olduğundan mı bilemiyorum ama biz en azından alternatif medyada bir değişim yarattığımızı düşünüyoruz.

Hâlâ daha yeterli düzeyde yer verdikleri söylenemez ama alternatif medya kuruluşları, yayınlarında eskisine oranla kadın ve LGBTİ+ sporculara daha fazla yer vermeye başladılar. Bunda Alan Savunması’nın aldığı olumlu tepkiler ve verdiği geri bildirimlerle okurun böyle bir şeye ihtiyaç duymasını göstermesinin etkili olduğunu düşünüyorum.

Yanı sıra, sporda toplumsal cinsiyet eşitliği alanında STK nezdinde veya münferit olarak çalışan insanlardan da çok güzel geri dönüşler aldık. Yıl içerisinde özellikle Bilgi Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi İlknur Hacısoftaoğlu’nun girişimleriyle, spor alanındaki kadın ve LGBTİ+’ların bir araya geldiği çeşitli çalıştay ve etkinliklerde yer aldık. Yine gönüllü sporcu ve beden hareketçilerinden oluşan BoMoVu– Sosyal Güçlendirme için Spor ve Beden Hareketi Ağı ile düzenli irtibat halindeyiz ve spor alanlarındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin nasıl giderilebileceğine dair fikir alışverişleri yaptık, yapıyoruz.

Tüm bunların dışında, yayın politikamızın temel öznesi olan kadın ve LGBTİ+ spor insanlarından çok güzel geri dönüşler aldık.

yayin-politikamizin-temel-oznesi-kadin-ve-lgbti-spor-insanlari-1

Yayın çizginizi nasıl oluşturuyorsunuz? Hangi haberlere nasıl yer veriyorsunuz?

Yayın çizgimizin temelini, kadın ve LGBTİ+ spor insanlarının spor faaliyetlerinde yaşadıkları olaylar oluşturuyor. Yani bu insanların, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli ayrımcılıklar başta olmak üzere maruz kaldıkları her türlü ayrımcı ve ötekileştirici tutumun yanı sıra elde ettikleri başarılar, gerçekleştirdiği spor içi-spor dışı etkinlikler vs. bizim yayın politikamızı oluşturuyor.

Baş aktörü kadın ve LGBTİ+ spor insanları olan her türlü haber ve olayı okurlarımıza duyurmaya çalışıyoruz. Alan Savunması, bir haber platformu olmasının dışında, sporda toplumsal cinsiyete dair bir arşiv de oluşturmaya çalıştığı için kadın ve LGBTİ+ spor insanları ve sporda toplumsal cinsiyet kavramlarıyla alakalı tüm gelişmelere yer vermeye çalışıyoruz. Bunu gerek internet sitemize girdiğimiz haberler gerekse Twitter ve Instagram hesaplarımız üzerinden paylaştığımız gönderilerle yapmaya çalışıyoruz.

Aynı zamanda sadece Türkiye ile sınırlı kalmadığımızı ve küresel ölçekte haberlere yer verdiğimizi belirtmek istiyorum.

Yaptığınız haberlere nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?

Bunun habere göre değişiklik gösterdiğini söyleyebilirim. Ancak özellikle trans kadın sporcularla ilgili yaptığımız haberlerde yer yer LGBTİ+ hakları için çalışan bazı insanlardan dahi olumsuz tepkiler aldığımızı söyleyebilirim.

Trans kadın sporcularla ilgili haberler, genelde mücadele ettikleri branşlarda elde ettikleri başarılar ve bu başarılar sonrası maruz kaldıkları transfobi üzerine oluyor.

Yakın zamanda, trans kadın bisikletçi Rachel McKinnon’ın, Manchester’da düzenlenen bir bisiklet yarışında Dünya Şampiyonu olduğu için spor kamuoyundan bunun kadın sporculara karşı yapılmış bir haksızlık olduğuna dair yoğun transfobik tepkiler almasını haberleştirmiş ve bu tepkileri McKinnon’a karşı yapılmış bir transfobi olarak vermiştik. Bu haber sonrası, LGBTİ+ hakları ve sporda toplumsal cinsiyet eşitsizliğini gidermek için çalışan bazı takipçilerimizin tepkileriyle karşılaşmıştık. Tepki gösterenler de trans kadın bir sporcunun kadın kategorisinde yarışıp şampiyon olmasını, kadın sporculara yapılmış bir haksızlık olarak değerlendirenlerdi. Ancak bu, tüm LGBTİ+ aktivistlerinin böyle düşündüğünü göstermiyor tabii ki.

Bunun dışında, aldığımız tepkilerin genellikle olumlu olduğunu söyleyebilirim. Ancak tabii ki eleştiri de alıyor ve bu eleştirilere ciddi bir de önem veriyoruz.

Spor; LGBTİ+’lara ayrımcılığın çok yaygın olduğu bir alan. Bu alanda “savunma yaparken” nelere dikkat ediyorsunuz?

Bu alanda savunma yaparken özellikle haberlerimizi olağanca açık ve anlaşılır şekilde yazmaya çalışıyoruz. Öyle ki bizi, sporla ilgilendiği için değil de sırf kadın ve LGBTİ+ spor insanlarıyla bir dayanışma göstermek, bu insanların sayısının az olmadığını belirtmek için takip edenler de var ve sayıları hiç de azımsanacak gibi değil. Bu insanların da haberlerimizi daha iyi anlaması için haberin öznelerini verirken bu öznelerin sportif başarılarını, spor dünyasındaki değer ve konumlarını ve varsa bu alandaki çalışmalarını da veriyoruz.

Örneğin Chelsea Futbol Kulübünün sporda toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik bir çalışmasını haberleştirirken “Dünyanın en prestijli futbol liglerinden biri olan İngiltere Premier Lig’in köklü ekibi/son şampiyonu/önde gelen temsilcisi Chelsea..” gibi ilgili spor, lig veya takımı hiç bilmeyen insanların da kafalarında bir konumlandırma yapabilmelerini sağlayacak tanımlamalar kullanıyoruz. Keza aynı şey sporcular için de geçerli.

yayin-politikamizin-temel-oznesi-kadin-ve-lgbti-spor-insanlari-2

Kaos GL’nin 2018 Medya İzleme Raporu’na göre, LGBTİ+’lar spor haberlerinde neredeyse hiç yer almıyor. Bu tabloyu değiştirmek için gazetecilere önerileriniz neler?

Maalesef LGBTİ+’lara uygulanan bu sansür, sadece spor medyasıyla sınırlı değil. LGBTİ+’lar, gündelik hayatın her alanında olduğu gibi sanattan spora, edebiyattan siyasete kadar birçok alanda çalışma yürütmelerine karşın medya tarafından görmezden geliniyor.

Ana akım medyanın böyle bir tavır alması karşısında herkes gibi ben de pek şaşırmıyorum ancak hak haberciliği iddiasındaki bazı alternatif medya kuruluşlarının da bu yönde bir tavır sergilemesi, tüm sıfatlardan öte, haber alma hakkı kanunlarla tanınmış bir okur olarak beni de üzüyor açıkçası. Ve bir de sanırım bazı yayın kuruluşları, okurlarının LGBTİ+’lara karşı olan yaklaşımı sebebiyle okur kaybı ve buna bağlı olarak da maddi kayıp yaşamamak adına LGBTİ+’lara yönelik haberlere pek yer vermiyor.

Burada benim düşüncem, ayrımcılığa uğramış bir kişi/grup/toplum/topluluğun hakkını savunabilmek için illa o kişi/grup/toplum/topluluktan olmak gerektiği yanılgısı içinde olan Türkiye toplumunda, LGBTİ+ olmayanların LGBTİ+ haklarına yönelik savunuculuk faaliyetlerinde bulunması yönündedir. İçinde bulunduğumuz yüzyıl itibarıyla bunu söylemek beni çok üzüyor ama çeşitli cinsel yönelim veya cinsiyet kimliklerine sahip olmanın normal bir şey olduğunu insanlara ancak böyle anlatabileceğimizi düşünüyorum.

Gazetecilere bir şey önermenin henüz pek haddim olduğunu düşünmüyorum ancak en ufak bir tweetle bile destek verebilecekken bu gibi ayrımcılıklar karşısında bazılarının sessiz kalmaları herkes gibi beni de üzüyor.

Biraz da haber odanızdan konuşalım. Kaç kişilik bir ekipsiniz?

Şimdilik sadece iki kişiyiz. Bunu söylediğimiz zaman insanlar genelde şaşırıyorlar ama durum bu. Bir de zaman zaman dışarıdan gönüllü olarak çeviri desteği sunan arkadaşlarımız oluyor. Bunun dışında Alan Savunması’nın internet sitesinden sosyal medya uygulamalarına kadar olan tüm aşamalarında sadece iki kişi çalışıyoruz.

Dışarıdan katkılara açık mısınız?

Dışarıdan gelebilecek her türlü katkı, öneri, yorum, eleştiri veya işbirliğine sonuna kadar açığız. Alan Savunması, hepimizin ortak kalbi. Ne yapacaksak birlikte yapacağız. Bu yüzden dışarıdan gelen katkılar, bir dayanışma örneği sergilemesi sebebiyle de bizleri ayrıca mutlu ediyor.

Peki önümüzdeki dönem için planlarınız neler? Alan Savunması’nda okurlarınızı neler bekleyecek?

Öncelikle Alan Savunması adına öncelikli hedefimiz, sürdürülebilirliği ve düzenli bir haber akışı sağlayarak olası aksamaları engellemek. Zira ikimiz de öğrenci olmamız sebebiyle özellikle sınav dönemlerinde işler bazen aksayabiliyor. Bu sene mezun olacak olmamız sebebiyle Haziran ayı itibarıyla tek uğraşımızın Alan Savunması olacağını ve bu nedenle platformumuza daha çok vakit ayırabileceğimizi düşünüyoruz. Ancak aksi bir durumun söz konusu olması da kuvvetle muhtemel.

Zira şu an mevcut olarak eğitimimizi sürdürdüğümüz için Alan Savunması’ndan herhangi bir maddi beklentimiz yok. Fakat ilerleyen süreçte hayatımızı kazanmamız da gerekeceği için şu anlık 4 ay sonrası için dahi bir kestirimde bulunamıyoruz.


Etiketler: medya, yaşam, spor
nefret