21/04/2023 | Yazar: Yıldız Tar

SODAP Eş Sözcüsü, Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Kezban Konukçu’yla konuştuk: Tek adam rejiminden kurtulma ve yaşanabilir bir ülkeyi birlikte inşa etme mücadelesi LGBTİ+’ların hakları savunulmadan verilemez.

Yeşil Sol adayı Kezban Konukçu: LGBTİ+’lara ayrımcılığa son vermek üzere komisyon kurulması için çalışacağız Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

SPoD, geçtiğimiz günlerde “LGBTİ+ Hakları Sözleşmesi”ni duyurdu. Sözleşmeye ilk imzaları Yeşil Sol Parti İstanbul 2. bölge adayı Özgül Saki ve TİP İstanbul 2. bölge adayı Talya Aydın attı.

Sözleşmenin duyurulmasının ardından SPoD, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Eş Sözcüsü, Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Kezban Konukçu’yu da ziyaret etti. Konukçu, sözleşmeyi imzalayan ilk isimler arasına adını yazdırdı.

İmza ve ziyaretin ardından Konukçu’ya mikrofon uzattık. LGBTİ+’lara dönük ayrımcılığa son vermek için bir meclis komisyonu oluşturacaklarını söyleyen Konukçu, KaosGL.org’un sorularını yanıtladı.

Hükümetin LGBTİ+lara adeta savaş ilan ettiği bu dönemde LGBTİ+ haklarını savunmak ne anlama geliyor?

Tek adam rejimi olarak da tanımlayabileceğimiz hükümet, savaş politikalarıyla ayakta kalmaya çalışıyor. Daha önceki seçim dönemlerinde açılım adı altında Kürtler, Aleviler gibi toplumsal kesimlere “vaatlerde” bulunurken bu seçim döneminde kendi seçmenini konsolide etmek için tamamen savaş politikalarına sarılmış durumda. Patriyarkal kapitalizmin sıkı bir uygulayıcısı olan hükümet, dünyadaki pek çok sağ hükümetin yaptığı gibi “aile”nin kutsanması üzerinden kadına ve LGBTİ+’lara saldırıyor. Kadınların hakkını yok sayarak LGBTİ+’ların varlığını yok sayarak saldırıyor. LGBTİ+’ların varlığını yok sayarak onlar için çok ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu dönemde LGBTİ+’ların haklarını savunmak bir hayat memat meselesine dönüşmüştür. LGBTİ+’ların kimliğiyle birlikte hayatta kalma mücadelesi diğer ezilen-sömürülen toplumsal kesimlerin mücadelesinin önünde ya da arkasında değil, yan yana hatta iç içedir. Tek adam rejiminden kurtulma ve yaşanabilir bir ülkeyi birlikte inşa etme mücadelesi LGBTİ+’ların hakları savunulmadan verilemez. Nasıl ki Kürt halkının mücadelesini desteklemeden birlikte mücadele kanalları oluşturmadan kurtuluş mümkün değilse LGBTİ+’ların mücadelesi ile de sıkı bir ilişki kurmak gerekiyor. 

Karşınızda bir yandan HÜDA-PAR ve Yeniden Refah'ın yer aldığı Cumhur İttifakı; diğer yandan Saadet Partisi ve İYİ Parti'nin yer aldığı Millet İttifakı var. Emek ve Özgürlük İttifakı'nın üçüncü yol siyasetinde LGBTİ+'lar nerede duruyor?

Cumhur İttifakı’nda cisimleşen tek adam rejiminin LGBTİ+’lara bakışı belli. Millet İttifakı ise İstanbul Sözleşmesi’ne geri dönmeyi dahi taahhüt etmedi. Tek adam rejiminden kurtulmanın tek adresi gibi davranarak bunca mücadeleyi görmezden gelebileceğini zannediyor. Ama gerek kadın mücadelesinin geldiği aşama gerekse de LGBTİ+’ların mücadelesi net bir şekilde kendini ortaya koyuyor. İstanbul Sözleşmesine tekrar girilecek, 6284 uygulanacak. Bunun garantisi LGBTİ+’ların ve kadınların mücadelesidir. Emek Özgürlük İttifakı ve içindeki partilerin yaklaşımının dinamosu da bu mücadelelerdir.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın kurucularından HDP ve bileşen partileri LGBTİ+’ların hakları ve görünürlüğü konusunda ciddi mücadele veren kurumlardandır. Şimdi Yeşil Sol’da kendini ifade eden partimiz mücadele dinamikleri ile sürekli etkileşim halinde olarak programlarını oluşturuyor. Üçüncü yol derken ana mantığımız bu aslında. Katılımcı ve yerinden demokrasi modelini geliştirmek ve güçlendirmek için mücadele dinamikleri ve toplumsal kesimlerle sürekli etkileşim halinde olmayı önemsiyoruz. 

Seçim bildirgenizde LGBTİ+'lara her türlü ayrımcılığa karşı adım atarak eşitliği getireceğinizi söylüyorsunuz. Mecliste bu konuda atacağınız ilk adım ne olacak?

Nasıl ki partiyle mücadele dinamiklerinin ve toplumsal kesimlerin sürekli etkileşim halinde olmasını önemsiyor katılımcı demokrasi modelini hakim kılmaya çalışıyorsak meclisle sokak arasındaki duvarları da kaldırmaya çalışacağız. LGBTİ+’lara dönük ayrımcılığa son vermek için de bir komisyon kurulması için çalışacağız. Bu komisyon sadece meclis bileşenlerinden oluşmamalı, LGBTİ+ örgütlerinin temsilcilerinin de katıldığı bir komisyon olmalı. Bu komisyonun çalışmaları sonucu gerekli düzenlemeleri hayata geçirmek için hem mecliste hem sokakta etkin bir şekilde mücadele etmemiz gerekiyor.


Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, siyaset
nefret