05/05/2023 | Yazar: Yıldız Tar

Yeşil Sol Ankara adayı Çağdaş Küpeli’yle iktidarın LGBTİ+ düşmanı kampanyasını konuştuk: Biz anadilde eğitim hakkına nasıl yaklaşıyorsak, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime de aynı şekilde yaklaşıyoruz.

Yeşil Sol adayı Küpeli: LGBTİ+ haklarını savunduğumuz için bize saldırılmasından onur duyarız Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Türkiye’nin geleceği açısından tarihi öneme sahip seçimlere sadece 9 gün kaldı. 14 Mayıs’ta yeni Cumhurbaşkanı ve meclis üyeleri seçilecek. Hem cumhurbaşkanı adayları hem de siyasi partilerin milletvekili adayları seçim çalışmalarına son sürat devam ediyor.

Yeniden Refah ve HÜDA-Par’ın “LGBTİ+ derneklerinin kapatılacağı” sözünü alarak katıldığı Cumhur İttifakı’nın kampanyasının iskeletini de LGBTİ+ düşmanlığı oluşturuyor. İttifakın Cumhurbaşkanı adayı ve mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açılış adı altındaki seçim mitinglerinde her gün LGBTİ+’ları hedef alıyor. İçişleri Bakanı ve aynı zamanda AKP’nin İstanbul adaylarından Süleyman Soylu’nun kampanyası da LGBTİ+ düşmanlığı üzerine kurulu.

Hem Erdoğan hem Soylu, LGBTİ+’lara düşmanlık etmeyenleri hedef almaktan da vazgeçmiyor. Mitinglerde her iki adayın da dilinde Millet İttifakı ve Yeşil Sol Parti var. İYİ Parti’nin seçim bildirgesinde cinsel yönelime yer vermesi, uzun yıllardır LGBTİ+ haklarını savunan HDP’nin seçime girdiği Yeşil Sol Parti’nin kapsamlı çözüm önerileri iktidarın hedefinde olmalarına yetiyor.

Yeşil Sol Parti’nin Ankara 1. Bölge adaylarından Çağdaş Küpeli’ye göre, bu saldırıların arkasında iktidarın bir yandan kendi kitlesini konsolide etme çabası diğer yandan da muhalefete zarar verme strateji var. Ancak Küpeli bu düşmanlaştırmaya, “LGBTİ+ haklarını savunduğumuz için bize saldırılmasından onur duyarız. Biz anadilde eğitim hakkına nasıl yaklaşıyorsak, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime de aynı şekilde yaklaşıyoruz” diyerek cevap veriyor.

Küpeli’nin KaosGL.org’un sorularına yanıtları şöyle:

“Size illa bir düşman lazımsa, kendinize düşman olun”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun neredeyse her gün seçim kampanyasında LGBTİ+ları hedef almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sistemin, sağ siyasetin ve otoriter rejimlerin iyi ve kötü diye ayıramadığı, dönüştüremediği ve kendisine içkin hale getiremediği LGBTİ+lar her daim hedefte oluyor.  Siyasal İslamcıları ittifakı altında toplamış iktidarın bu nefret, düşmanlık içeren söylemlerine şaşırdığımı söyleyemem. Onlara diyeceğim şu ki; size illa bir düşman lazımsa, fikrimce kendinize düşman olun. Bence bunu hak ediyorsunuz. Bu kötülüğü yenmeniz için kendinizle savaşmanızı öneririm.

Seçimlere sayılı günler kala sıkışan ve güç kaybeden iktidar ve ortaklarının cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığını meşrulaştıran homofobik nefret söylemlerinin dozunu artırıyor; yaftalıyor, hedef gösteriyor, kriminalize ediyor ve hatta terörle ilişkilendiriyor.  Bu söylemlerin hepsi vaka-ı adiyeye dönmüş durumda. Cinslerin kendi arasında evlenmesine karşı duyulan nefret ve düşmanlıkla başladı en son insanla hayvan evlenmesi suçlamasına vardıracak kadar deli saçması bir hale geldi.

İktidarın insan temel hak ve özgürlüklerini dahi yok sayarak yürüttüğü bu düşmanlaştırma kampanyasıyla bir yandan kendi kitlesini konsolide etmeye çalışırken bir yandan da muhalefete zarar verme stratejini yürütüyor. İktidarın LGBTİ+ ları muhalefetle özdeş hale getirerek, karşısındaki güçleri zayıflatmak ve kitlesinin dağılmasını engelleme arayışı var. Muhalefete zarar verme derken, sanılmasın ki muhalefet partilerinin seçim bildirgesinde LGBTİ hakları tarif edilmiş. Böyle bir durum da maalesef yok. Tam bir sessizlik hali var. Millet ittifakı içinde LGBTİ+ haklarını seçim bildirgesine alan tek parti sanırım İYİ Parti. İşte buna oldukça şaşırdım.

“Biz eşit yurttaş olmak istiyoruz, eşitlik içinde bir arada yaşamak istiyoruz”

Yeşil Sol Parti de LGBTİ+ haklarını savunduğu için Cumhur İttifakı’nın hedefinde yer alıyor. Yeşil Sol’un bu tarz hedef gösteren açıklamalara karşı stratejisi nedir?

Cumhur ittifakının uzun süredir hedefinde olan ve bizi etkisiz kılmak için devletin tüm aygıtlarıyla bize saldıran bir partiyiz. Ama biz varız buradayız. İnsan onurunu, eşit ve adil yaşam hakkını, eşit yurttaşlığı savunuyoruz savunacağız. LGBTİ+ haklarını savunduğumuz için bize saldırılmasından onur duyarız. Biz anadilde eğitim hakkına nasıl yaklaşıyorsak, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime de aynı şekilde yaklaşıyoruz. Bu temelde bir insan hakkı bir yurttaşlık hakkıdır. Bu ülkede kimliğinden, etnik kökeninden, inancından, cinsel yöneliminden dolayı farklı olan, kendisini eşit yurttaş olarak hissetmiyor. Kamusal alanda ayrımcılığa uğruyor. Biz eşit yurttaş olmak istiyoruz, eşitlik içinde bir arada yaşamak istiyoruz. Bu coğrafyada ortak bir yaşamı paylaşan bizlerin hiçbiri diğerinden üstün değildir. Biz çoğulcu bir toplum inşası için mücadele ediyoruz. Biz bu topraklarda yaşayan her bir bireyin “anayasal yurttaşlık” çerçevesinde eşit olmasını istiyoruz. Seçim bildirgemizde de belirttiğimiz gibi; temel hak ve özgürlükleri koruyan, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan uluslararası sözleşmelerin iç hukukta şartsız koşulsuz geçerli olmasını sağlayacağız. Nefret suçlarının etkin ve etkili soruşturulması ve cezalandırılması için gerekli yasal düzenlemeleri yapacağız. Ayrımcı yasaları çıkaracağız. LGBTİ+lara yönelik bu nefret suçları cezasız kalmayacak.

“LGBTİ+ların sözüne söz, gücüne güç katmaya çalışacağım”

Ankara adayısınız ve bu şehir aynı anda hem güçlü bir hareketine hem de yasaklarla dolu bir tarihe sahip. Seçilmeniz durumunda LGBTİ+ haklarına dair neler yapmayı planlıyorsunuz?

LGBTİ+ların hak ve özgürlüklerinin korunması ve iyileştirmesi amacıyla LGBTİ+ların örgüt ve hareketleriyle diyalog halinde olacağım. Onların sözüne söz, gücüne güç katmaya çalışacağım. Partimizin de seçim bildirgesinde belirttiği ayrımcılık karşıtı mevzuatın hazırlanması için çalışma yürüteceğim. Nefret söylemi ve nefret suçları ile mücadeleye destek olup, bu mücadeleye omuz vereceğim. Biz her zaman mali olan politiktir dedik, bu yüzden toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı bir bütçe hazırlanması için çalışacağım.

LGBTİ+'ların yaşam, eğitim, barınma, sağlık, çalışma, adalete erişim, ifade özgürlüğü ve diğer hak taleplerini ve sorunlarını Meclis gündemine taşıyarak bu mücadelenin görünür olmasını sağlayacağım.


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, kent hakkı, siyaset
2024