08/08/2017 | Yazar: Aslı Alpar
Seks işçileri, evdekileri uyutmuş bir kadının iç geçirmesi, gece mesaiden korku ile dönen bir kadın, kadın sevgilisinin yolunu gözleyen bir başka kadın pekâlâ geceleri gelebilecek hikâyelerden değil mi?
Seks işçileri, evdekileri uyutmuş bir kadının iç geçirmesi, gece mesaiden korku ile dönen bir kadın, kadın sevgilisinin yolunu gözleyen bir başka kadın pekâlâ geceleri gelebilecek hikâyelerden değil mi?
Çizgi öykü sevenler buraya! Tuncer Erdem’in farklı zamanlarda ürettiği çizgi hikâyeler “Gece Gelen Öyküler” adıyla Yapı Kredi Yayınları tarafından Haziran ayında yayınlandı.
Tuncer Erdem’i tanımayanlar için kendisinin Çarşaf, Gırgır, Limon, Nankör, Deli, Express, Öküz, Kitap-lık, Özgür Edebiyat, Roll, Kül Öykü, Bir+Bir, Notos, Tic, Levende Billede ve Frigidaire dergilerinde yazıp çizdiğini, mizahının ve kaleminin popüler mizah dergilerinde rastladığınız çalışmalara benzemediğini söyleyivereyim hemen.
Kendisinin ayrıca farklı yayınevlerinden çıkan çizgi albümleri, çizgi romanları ve öykü kitapları bulunmakta. Edebiyat ve mizahı mürekkeple buluşturduğundan, bu iki alana da yakın kişilerin mutlaka tanıması gereken bir sanatçı Tuncer Erdem.
Erdem'in mürekkebi mizah ve edebiyatı birleştiriyor
Kitap ismini gerçekten de gece gelen öykülerden alıyor. Kitabın giriş yazısında Erdem öykülerin, “bir derginin arka sokağa bakan odasında çizilmeleri, öykünün gece yarısı gelmesi ve çizimin günün ilk ışıklarıyla bitmesi”nden bahsediyor. Mürekkep izlerinin anlatı üzerinde kurduğu hâkimiyet, okura da bu öykülerin gün batımından sonra yazıldığı-çizildiğini hissettiriyor.
“Gece Gelen Öyküler”de sık sık muzip bir öç alma, kötü olanı cezalandırma teması işleniyor. Ava giderken avlananlar, büyüklenirken ufalananlar… Diğer yandan da küçük zaferlere müsaade edilmiş. Çok da tutarlı olmayan bir adalet, belki de mizahın şartı bu…
Çizgi öyküler her zaman şıp diye okunmuyor. Okuyucunun içine içine işleyen kimi öyküler, durup bir dinlenmeyi, nefes almayı gerektiriyor. Kitabın ilk sayfalarında yazısız, lekelerle anlatımın sağlandığı öyküler yer alırken, kitabın ilerleyen sayfalarında kelimeler de işin içine girdikçe, şiirsel bir atmosfere kapılmamak elde değil.
Gelmeyenler
Son olarak karakterlerin hemen hemen tamamı erkek figürler. Kadın hikâyesi-mizahı geceleri gelmemiş demek ki… Türkiye’deki yayınlara baktığımızda bu hikâyeler gündüzleri de pek gelmiyor gibi? Oysa seks işçileri, tüm gün ev işinde yorulmuş ailenin tüm fertlerini uyutmuş bir kadının iç geçirmesi, gece mesaiden korku ile dönen bir kadın, kadın sevgilisinin yolunu gözleyen bir başka kadın pekâlâ geceleri gelebilecek hikâyelerden değil mi?
Uzatmayayım, sırf bunları düşündürmesi ile bile “Gece Gelen Öyküler” bana iyi geldi.
Keyifli okumalar…
Kitaptan tadımlık...
İlgili yazılar:
Kentin, bedenin ve unutuşun kitabı: Küçük Kudüs Selanik
“Kıyamet Koparken” yapabileceğimiz bir şey var!
Nasır Ali Bey’in ölümü ve Nuriye Gülmen
Tecavüz mizahıyla muhalif olunmaz, iktidardan rol çalınır!
Para Tuzağı’nın düşündürdükleri: Başka bir mizah hepimizin hakkı
*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Etiketler: