18/02/2020 | Yazar: Umut Güner
Kaos GL'nin kendi tarihine sahip çıkmaya başlamasını sadece geçmişi hatırlamak ve geleceğe taşımak değil; aynı zamanda bir örgütlenme pratiği olarak nasıl örgüt olduğunu bugüne taşıma uğraşısı olarak görmek lazım.
Kaos GL’ye ilk geldiğimde 8. yıl etkinlikleri sonrasına denk geliyordu. Türkiye’de bir “eşcinsel örgütünün” 8 yıl ayakta kalması, 8 yıldır bıkmadan usanmadan bir dergiyi çıkartıyor olması; diğer toplumsal hareketler ve politik örgütler için homofobilerini dönüştürecek bir etki yaratmasa da dönüp bakılması gereken bir yer olduğunu hissettirmesine yol açtığı ve “bu ibneler ne ayak?” sorusunu bazen içlerinden, bazen mırıldanarak, bazen de doğrudan yüzümüze sordukları bir dönemdi.
Lubunya olmanın şanındandır, güllümü severiz! Ayol neden 5 değil, 10 değil de 8 kutladık diye geyiğini de ara ara yapıyorduk. Sonrasında 25. yılda “Nasıl bir Türkiye nasıl bir Kaos GL olur acaba” diye hayallere dalıyorduk ve şimdi 25. yılı kutluyoruz.
25 mi 26 mı o da ayrı bir tartışma konusu. Kaos GL’li insanların bir araya gelip, örgütlenmeye başladıklarını beyan etmeleri 16-23 Nisan 1994, sayı 12, Express dergisine denk geliyor:
“Gay, Lezbiyen, ve Anti-heteroseksistlere Çağrı: Yalnız olduğunuzu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Toplumun her kesiminde ve her alanında daima vardık ve varız. Ama kendi kimliğimizle değil, heteroseksizmin bize sunduğu ve dayattığı; bizi tanımlamayan bir kimlikle. Bu kimlikleri değiştirme zamanı gelmedi mi?”
“Biz ilk adımı attık ve ciddi bir posta kutusu kiraladık. Amacımız hem bir iletişim ağı oluşturmak hem de ileride birlikte yürümek isteyenlerle buluşmak.”
Ama tabi bu duyurunun öncesinde bir araya gelme, düşüp kalkma, Güvenpark’ta çark atma ve “bir şeyler yapmak lazım” sorusunu önce kendi kendine sonra diğerlerine ve lubunyalara sormayla başlayan bir örgütlenme süreci olduğunu hesaba katarsak bu hikâye bizi 93’ün başlarına kadar götürüyor. (Kaos GL’yi kuran ve inatla vazgeçmeyen Ali’lere ve Gözüm’e sanırım selam çakmadan devam edemeyeceğim.)
Nasıl kurulduğu, ne zaman kurulduğu bilgisinin bu kadar muğlaklaşmasının en büyük nedeni Kaos GL’yi kuran insanların politik bir tercihlerinin olması. Kendilerine ve kuruluş süreçlerine bir atıfta bulunmadan örgütün kendisini önceleyen bir yaklaşım sergilediler. Bir yandan da aslında bir örgütün kuruluş hikayesinde belki de yüzlerce insanın emeğinden çok bir avuç insanın emekleri olduğunun üstünü hafifçe bir örtme isteği olabilir. İster sevgili Kaos GL sözlü tarih ekibinin çalışmalarına bakın, isterseniz Kaos GL’yle temas etmiş aktivistlerin kişisel hikayelerini dinleyin, önemsedikleri ilk temastır, Kaos GL ile ne zaman örgütlendiklerine ilişkin hikâye teferruattan ibarettir. Kaos GL kurucu ve örgütleyici bir hareket olma isteğiyle öncelikli olarak eşcinselleri güçlendirmeye çalıştığı için aslında hikâye tam da ilk temasta başlıyor. Doğal olarak Kaos GL’nin örgütlenme tarihi de içindeki, dışındaki, eleştiren, küfreden ya da dahil olan, gizli gizli destekleyen herkesin ilk temaslarından oluşan bir tarih.
Kaos GL Dergisi hareketin dergisi olduğu kadar aynı zamanda hareketi oluşturan, örgütlerin de tarihi. Doğal olarak kişisel tarihlerimizden ayrı bir yerde konumlandırmak mümkün değil ancak bir yandan da Kaos GL bizim kişisel hikayelerimizden ibaret değil. Onu aşan etki alanı üzerinden dokunduğu, temas ettiği, temas etmeden değişimine yol açtığı toplumsal hareketlerinde tarihi.
Kaos GL'nin kendi tarihine sahip çıkmaya başlamasını sadece geçmişi hatırlamak ve geleceğe taşımak değil; aynı zamanda bir örgütlenme pratiği olarak nasıl örgüt olduğunu bugüne taşıma uğraşısı olarak görmek lazım. Kaos GL’yi Kaos GL yapan değerler var ancak sadece bu değerleri bilme halinin kendisi Kaos GL’ye sadece bir “sivil toplum örgütü” olarak anlam yüklememize ve kendimizi o anlam içinde bir yere konumlandırmamıza imkân sağlar. Ancak o değerlerin yaratılma süreci, eksikleri, hatalarıyla, yarattığı olanaklarla, kişisel ve örgütsel hikayelerle süreci anlamak Kaos GL’nin politik bir örgüt olduğunu idrak etmemizi olanaklı hale getirme potansiyelini taşıyor. Bu yüzden tarih çalışması ve tarihine sahip çıkma çabasının kendisi de politik bir mesele olduğunu her daim akılda tutmak gerekiyor.
Yolu Kaos GL’den geçen herkese hürmetle…
*Bu yazı ilk olarak Kaos GL dergisinin “Bellek” dosya konulu 169. sayısında yayınlanmıştır. Dergiye; online aboneler dergi websitesinden ulaşabilir. Dergiyi internetten satın almak için ise Notabene Yayınları ile iletişime geçebilirsiniz.
*KaosGL.org Gökkuşağı Forumu’nda yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. Yazının KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Etiketler: yaşam