27/05/2025 | Yazar: Dilane

Dilan Yılmaz, Elenaor Medhurst’ün The Lesbian History of Short Hair başlıklı yazısını Türkçeye çevirdi: “Kısa Saçın Lezbiyen Tarihi” makalesi, saçın toplumsal cinsiyetle ilişkili karakterini tasavvur edebileceğimiz; aynı zamanda toplumsal cinsiyet ile cinsellik arasındaki ilişkinin saç performansı üzerinden nasıl kurulduğunu düşünebileceğimiz kısa ama ilham verici bir yazı olabilir.

Kısa saçın lezbiyen tarihi Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Bu yazı esas olarak Dressing Dykes sitesinde “The Lesbian History of Short Hair” başlığıyla Elenaor Medhurst imzasıyla 20 Ocak 2022’de yayımlanmıştır. Yazının çevirisini Dilan Yılmaz’ın giriş yazısıyla beraber KaosGL.org okuyucuları için paylaşıyoruz:

Giriş 

AK Parti iktidarı, 2025 yılını “Aile Yılı” olarak belirledi. Türk Ceza Kanunu’nda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklif Taslağı, heteroseksüel erkek ve kadın biçimlerini sergilemeyenlerin “Hayasızca Hareketler” maddesiyle ciddi şekilde cezalandırılmasını planlamaktadır. ‘Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete’ tabiyet göstermeyen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, milletin tahayyül edilen öznesi olmadığı; bilakis “ulusal benden” için bir incinme sebebi olduğu ve nefret ekonomisinin dolaşımda kalmasının Türkiye tarihi için pek de yabancı bir serüven olmadığını göstermektedir.

Saç stilleri, kadınların* bedenine en yakın olarak yaşadığı bir meseledir. Genellikle toplumsal normlar tarafından makbul görülen, teşvik edilen ve ‘ödüllendirilen’ heterofeminitenin bir göstergesi olarak saçlar, kadınlık performanslarına işaret eder. Bu performanslar ise, patriyarkanın ve heteronormatif düzenin yeniden üretimini sağlayan 'kadınlık yapma' biçimlerine dönüşür. Uzun saç, örtük veya açık bir şekilde çoğu kadının ‘cinsel tercihinin’ heteroseksüel olduğu varsayımını yaratabiliyor. Bu heterosentrik saç varsayımları, performe edilen kadınlığı tam da anti-feminist bir zeminde, maskülen lezbiyeni inkâr etme yoluyla güçlendiriyor.

Böylece, normatif kadınlık arzusu, inkâr ettiği ‘kısa saçlı’ lezbiyenlikle özdeşlik içinde kurulduğundan, tam da ulusal bendenleri korumaya yönelik kanunların kırılganlığının saç telimize bağlı olmasına şaşırmamak lazım.

“Kısa Saçın Lezbiyen Tarihi” makalesi, saçın toplumsal cinsiyetle ilişkili karakterini tasavvur edebileceğimiz; aynı zamanda toplumsal cinsiyet ile cinsellik arasındaki ilişkinin saç performansı üzerinden nasıl kurulduğunu düşünebileceğimiz kısa ama ilham verici bir yazı olabilir.

Kısa saçın lezbiyen tarihi

Dış görünüş kıyafetten daha fazlasıdır. Cildimiz, tırnaklarımız, ağzımızın eğimi ya da kaşlarımızın çatıklığı, bize renk katan dövmeler ve başımızdaki- bacaklarımızdaki ya da koltuk altlarımızdakiler- saçlardır. Elbette, çalışmalarımın çoğu giysiler üzerine bir çalışmayla neticeleniyor, çünkü giysiler bedenlerimizi örten, istendiğinde kolayca takas edilen ve değiştirilebilen şeylerdir. Giysiler çoğu zaman lezbiyen olasılığını işaret ediyor olabilir, ancak saç stillerinin başı çektiği zamanlar da oluyor.

Son zamanlarda tarih boyunca queer kadınların saç stilleri hakkında bir ders üzerinde çalışıyorum ve bu makale onun bir kısmına dayanıyor. Queer kadınların saçları ve lezbiyen saçları hakkında söylenecek çok şey var, ancak bu makalenin odak noktası, uzun süredir devam eden kısa saç veya tamamen traşlı kafalar teması ve dirayetli lezbiyen stereotipidir. Bu, Antik Yunan edebiyatından günümüzün düşünce yazılarına ve Instagram gönderilerine kadar uzanmaktadır ve şimdi sizin için bu kökenin izini sürmek istiyorum.

Queer kadınların kendilerini kimliklerine ya da topluluklarına daha yakın hissetmek için saçlarını kesmeleri ya da kazıtmaları hakkında sayısız modern zaman makalesi var. Bir yazar, Ella Braidwood, 2021'de şöyle yazmıştı: “[Radikal saç kesimimi], bir lezbiyen olarak kendimi nasıl hissettiğimi kucaklamak istediğim için yaptırdım.”1 Bir diğeri, Chris Belcher, 2018’de şöyle demişti: ‘Lezbiyen saç kesimimle kendimden daha büyük bir şeyin parçası olduğumu bilmekten güç aldım.’2 Bir başka örnek de, yine 2018 tarihli, yazar Sophie Wilkinson'ın belirttiği, saç traşının lezbiyen kimliğinin neden bu kadar önemli bir parçası olduğunu anlatan bir makaleden: “Lezbiyen gibi görünmenin, lezbiyen gibi davranmanın ya da saç kesiminizle lezbiyen atalarınıza saygı duruşunda bulunmanın yanlış bir tarafı yok.”3 Bu da bizi şu soruya götürüyor: Bu lezbiyen atalar kimlerdi ve saçlarını nasıl şekillendiriyorlardı?

 kisa-sacin-lezbiyen-tarihi-1

Şekil 1: Demonassa ve Megilla/Megillus'un illüstrasyonu, Lucian, Courtesans Diyaloğu, 1928 baskısı (orijinal metin MS 150 civarı) A.L.H. tarafından yayınlanmıştır.

Yukarıda, Antik Yunan yazarı Lucian'ın 'Cleonarium ve Leana Arasındaki Diyalog' adlı eserinde yer alan iki karakteri tasvir eden, 1928 basımı bir illüstrasyon yer almaktadır. Bu karakterler Cleonarium ve Leana'nın kendileri değil, Demonassa ve daha sonra Megillus olarak ortaya çıkacak olan Megilla'dır. 1993'te yayımlanan lezbiyen tarihi kitabı Passions Between Women'ın (Kadınlar Arası Tutku) yazarı Emma Donoghue, bu hikâyenin “lezbiyen arzu üzerine belki de en iyi bilinen klasik kaynak” olduğunu öne sürmektedir.4 Genç bir kadın olan Leana'nın, Megilla ve Demonassa adlı iki zengin kadın tarafından ozan olarak kiralandığı bir olayı anlatmasını ve bu iki kadının onu baştan çıkarma arayışına girmesini konu alır.

Megilla ve Demonassa sonunda Leana'yı yataklarına aldıktan sonra Megilla kendini ifşa eder. Bu ifşaat onu bir erkek değil, ama tam olarak bir kadın da değil- biyolojik olarak kadın olmasına rağmen diğer kadınlara tutku duyan bir kişi olarak ortaya çıkarır. Bu, çoğu okuyucu için ya imkânsız ya da ilgi çekici bir şey olurdu ve 21. yüzyıl lezbiyen gözü için, çok farklı nedenlerle de olsa, ilgi çekici olmaya devam ediyor. Bu özel bağlamda, en ilginç unsur Megillus'un kendini ifşa etme biçimidir. Bu açıkça hikâyenin dramatik düğüm noktasıydı; ne de olsa 1928 tarihli illüstrasyonda Megillus kafasını kazıtmış ve elinde bir peruk tutarken resmedilmiştir. Donoghue, Kadınlar Arasındaki Tutkular'da bunun nasıl gerçekleştiğini anlatır: “Megilla aniden başlığını çıkarır, bir şampiyonunki gibi traşlı bir kafa ortaya çıkar ve Demonassa'yı göstererek, 'Ben Megilla değil Megillus'um ve işte Karım' diyerek ilan eder.”5 Bu arada ‘bir şampiyon gibi’ ifadesi, dönemin traşlı atletlerine atıfta bulunmaktadır.

Megillus anlatısal olarak kadından erkeğe, zararsızdan belki de lezbiyene geçiş yaptığında, bu değişimi aktaran şey saçtır. Tıraşlı kafa, ta bu Antik Yunan hikayesinde lezbiyenliği, ya da en azından kadınlara karşı makul ve gerçek bir tutkuyu simgeliyordu. "Karısı" Demonassa da bu tutkuyu yaşıyordu, ancak tıraşlı başı olmadığı için bu kadar anormal görülmüyordu. Tıraş edilmiş kafanın basit bir kılık değiştirme olmadığını da belirtmek gerekir: Megillus hiçbir zaman sadece peruk takıp masum bir kadını ayartan bir adam olmamıştır. Emma Donoghue'dan bir kez daha alıntı yapacak olursak, “Megilla gücünü bir fallusa indirgemeyi reddeder.’6 Leana Megillus'a cinsiyet değiştirip değiştirmediğini sorduğunda (fiziksel gerçeklik olmasa da o dönemde hikâyelerde görülen bir şey), Megillus “Hayır, [...] ama erkeklerin tüm tutkularına ve eğilimlerine sahibim” der.7 Başka bir deyişle, kadınlara duyulan aşk... ve traşlı bir kafa.

kisa-sacin-lezbiyen-tarihi-2 

Res. 2: Abigail Allen'ın Portresi ve Dişi Kocanın (Female Husband) Portresi (1829). Yale Kütüphanesi.

Megillus hem çok erken bir örnek hem de kurgusal bir örnektir. Ancak yüzyıllar geçtikçe, muhtemelen lezbiyenlerin kısa saçı benimsediği başka örnekler de ortaya çıkmıştır. Özellikle 18. yüzyılda ve 19. yüzyılda bir “dişi kocalar” fenomeni vardı. Dişi kocalar, erkek gibi giyinen diğer kadın örneklerinin yanı sıra, finansal bağımsızlıktan seyahate, cinsellik, arzu, romantizm veya cinsiyetle ilgili içsel duygulara kadar çeşitli nedenlerle hayatlarını bu şekilde yaşıyorlardı. Ve bir pantolon ya da şalvar nispeten kolaylıkla giyilip çıkarılabilirken, yalnızca cross-dressing yaşamına gerçekten bağlı olanlar saçlarını kısacık kestirecek kadar uç noktalara gidebilirdi. Bu senaryolarda, kendini ifade etmekten ziyade, bir kişinin kadın olarak değil de erkek olarak görünmesini sağlayan bir araçtı.

Tüm bunlar 1920'lerde değişti. Kadınların saçları o zamana kadar pek çok şekil aldı, ancak saç modelleri genellikle uzun saçlardan oluşuyordu ve bu saçlar daha sonra örülebiliyor, bükülebiliyor ya da kıvrılabiliyordu. 20'li yıllarda kadınların saçlarının kesilme zamanı gelmişti. Modernizm modaydı ve bununla birlikte kadınlar için özel dikim kıyafetler, yüksek yakalar ve pantolonlar gibi trendleri kapsayan “oğlansı” görünüm geldi- ancak pantolonlar yalnızca spor veya son derece gündelik durumlar için giyilirdi. Tarzın önemli bir yönü saçtı ve popüler olan saç modellerinin bir tasviri aşağıda görülebilir.

Birinin saçını küt kestirmesi, onu kestirmesi anlamına geliyordu. Shingle, saçın arka kısmının bir erkeğinki gibi kesildiği ve sivriltildiği son derece kısa bir kesimdi. En moda kesim, saçın enseye doğru sivriltildiği kısa kesim olsa da birçok varyasyon görülmekteydi... Diğerleri ise saçların son derece kısa kesildiği ve erkek saçı gibi şekil verildiği aşırı Eton Crop (alagarson) stilini benimsediler.8

Geçmişte modernist stiller hakkında birçok kez yazdım (1920'lerle ilgili tüm makalelere bakınız), ancak saç söz konusu olduğunda bunların özü, kısa saçın Avrupa-Amerika'daki kadınlar için kabul edilebilir bir stil haline gelmesiydi. Kadınlar saçlarını lezbiyen bir kendini ifade etme eylemi olarak kısa kestirebilirdi, ancak kısa saç modellerinin bir trend olduğu bir toplumun radarından kaçabilirdi.

Yine de: lezbiyenler trendin belirleyicilerinden bazılarıydı. Örneğin, lezbiyen temaları nedeniyle yasaklanan ve halk arasında “ilk lezbiyen roman” olarak bilinen Yalnızlık Kuyusu'nun yazarı Radclyffe Hall'un “Londra'daki en iyi saç stiline” sahip olduğu düşünülüyordu.9 Birmingham Post gazetesi, “en iyi saç stili” övgüsüne Hall'un “erkeksi giyim tarzı” tanımıyla ilişkilendiriyordu. Tarihin başka noktalarında, kısa saç ve “erkeksi” kıyafet tanımları lezbiyenlik ya da sapkınlık için çok da ince olmayan bir kod olmuştur. Bu, 1920'lerde samimiydi.

 kisa-sacin-lezbiyen-tarihi-3

Şek. 3: Radclyffe Hall, fotoğrafçı bilinmiyor. Bromür baskı, 1930 civarı. Ulusal Portre Galerisi, Londra. Terence Pepper tarafından verilmiştir, 2012. npg.org.uk.

Kadınlarda kısa saç trendi kısa sürede söndü, ancak kısa saça olan lezbiyen büyüsü devam etti. Geçmişte bu stili kullanmaya devam eden Hall gibi moda belirleyiciler artık öyle değil. Laura Doan, 1998 tarihli makalesinde Geçici Modalar: 1920'lerde Kadın Maskulenliğini Okumak adlı makalesinde şöyle diyor: “Kadınsı olanın değişimi 1927'de yavaş yavaş başlamıştı, ama hiç şüphesiz Yalnızlık Kuyusu'nun yargılanması (trial) Modern Kız'ın ölümünü hızlandırdı.” Yazar şöyle devam ediyor: “Bundan böyle Hall ve partnerinin [Una Troubridge] giyim tarzı ve hatta sigara içme gibi kişisel alışkanlıkları lezbiyen bir altkültürün ayırt edici işaretleri haline gelecekti.”10

Hem de ne lezbiyen bir alt kültürdü. 1930'lar 40'lara ve 50'lere doğru ilerlerken, lezbiyen saçı yekpare olmayan ve kesinlikle ana akım olmayan yeni bir biçim aldı. 1950'ler ve onu çevreleyen on yıllar, lezbiyen butch ve femme kavramları için en yüksek noktaydı. Molly McGarry ve Fred Wasserman'ın Becoming Visible: An Illustrated History of Lesbian and Gay Life in Twentieth-Century America (Görünür Olmak: Yirminci Yüzyıl Amerika'sında Lezbiyen ve Gey Yaşamının Resimli Tarihi) adlı kitapta şöyle yazmaktadırlar: “Butch-femme hüküm süren erotik sistemdi: yüklü bir cinsel çekime sahip, toplumsal cinsiyete dayalı bir kıyafet ve duruş oyunu. 1950'lerde lezbiyen topluluklar, ördek kuyruğu ve mokasen giyen butch'lar ve kabarık pantolon ve yüksek topuklu ayakkabı giyen femme'ler tarafından görünür kılındı.”11 Ördek kuyruğu 1950'lerde popüler bir erkek saç kesimiydi, ancak butch lezbiyenlerin benimsediği tek kısa stil değildi- aşağıdaki fotoğrafta, o zamanki kız arkadaşı Snowbaby'nin yanında kendinden emin bir şekilde poz veren genç Siyah butch Ira Jeffries'in kısa, kıvrımlı buklelerini de düşünün.

kisa-sacin-lezbiyen-tarihi-4

Şekil 4: Ira Jeffries'in 16. doğum günü: Sağda oturan Ira, kız arkadaşı Snowbaby ile birlikte. Ira'nın lezbiyen annesi Bonita Jeffries arkada duruyor. Ira'nın doğum gününü bir “gece kulübünde” kutluyorlar. 1948. Lesbian Herstory Educational Foundation, Lesbian Herstory Archive Fotoğraf Koleksiyonu aracılığıyla.

Bu görünüşlerde önemli olan görünürlük fikridir. Yirmili yılların shingle'ı ve Eton Crop'u lezbiyenlerin ortalık yerde saklanmasına izin veriyordu, ancak yüzyılın ortalarındaki lezbiyen saç kesimleri bir alan açmakla ilgiliydi. Estetik, tehlikeli olsa da dış dünyada görünürlük talep ediyordu. Bununla birlikte, görünürlük lezbiyen mekanların kendileri söz konusu olduğunda da önemliydi. Lezbiyen barlardaki kadınlar, ayakkabılardan saç kesimlerine kadar belirli butch ve femme stilleri giyerek kişisel istek ve arzularını diğer müdavimlere ifade edebiliyor ve birlikte dans edebilecekleri veya eve götürebilecekleri birini bulabiliyordu.

Butch ve femme her lezbiyen deneyimini açıklamıyordu. Kısa saç kesinlikle evrensel bir lezbiyen tarzı değildi- ve yine de sonraki on yıllarda farklı nedenlerle de olsa çekiciliği arttı. Lezbiyen tarihinde, 70'ler ve 80'ler lezbiyen feminizmin ve bazen “dyke üniforması” olarak bilinen stilin yükselişine işaret ediyordu. Bu dyke üniforması androjenlik ideallerini ve cinsiyet ayrımlarından ve sınırlamalarından görünür bir şekilde arınmış bir dünyayı savunuyordu- kısa saçın gönülden benimsenmesi bunun ayrılmaz bir parçasıydı. Lezbiyen çevrelerde kısa saçın yaygın olarak benimsenmesi, bu tarza uymayan lezbiyenlerin hikayelerini göz önünde bulundurduğumuzda daha da belirginleşiyor.

Dvora Zipkin'in 1999 tarihli “Kısa Saçlı Lezbiyen Miti” başlıklı makalesi kısa/uzun saç ikilemini ön plana çıkarıyor. Zipkin'in katılımcılarından Maureen, saçını kısa kestirmesi için baskı hissettiğinden bahsediyor: “Kesinlikle ama kesinlikle kısa saçlı olmamın en iyi nedeninin queer olarak tanınmam olacağını hissettim.”12 Benzer bir örnek, Nestle'nin 1993 tarihli The Persistent Desire: A Femme-Butch Reader (İnatçı Arzu: Bir Butch-Femme Okuyucu) adlı derlemesinin bir parçası olan Paula Austin'in ’Femme-inisim' adlı denemesinde bulunabilir. Austin, “femme” kelimesinin, butch'lukla birlikte dışlandığı bir ortamda yeniden sahiplenilmesinin bir parçasıydı ve şöyle yazıyordu: “Ben kendini femme olarak tanımlayan bir siyahım. Saçlarım omuzlarımın biraz altında gevşek bukleler halinde sarkıyor. Sık sık makyaj yaparım ve nadiren giymeme rağmen yüksek topuklu ayakkabıları severim. Dişiliğim beni mağdur yapmıyor.”13

Kısa saç, lezbiyenliğin daha kapsamlı bir dünyaya işaret ettiği bir şeydi, ama bunu tersi de geçerliydi. Lezbiyen alanlarını güvende tutmak için, kendilerini beyaz, dyke normundan farklı bir şekilde şekillendirenler kendi topluluklarında dışlanmayla karşı karşıya kalabiliyorlardı. Yirmili yaşlarının sonlarında Güney Asyalı bir lezbiyen olan Amina'nın kıyafet seçimleri Rani Kawale tarafından 2004 yılında yapılan bir çalışmada anlatılmaktadır. Kawale, Amina hakkında şunları yazıyor: “Güney Asyalı bir kadın olarak uzun saçlarını korumaya karar verdi. Bu, kahverengi teniyle birlikte, onu içeri almayan bardaki beyaz kadın fedai tarafından 'dyke gibi' giyinmek olarak algılanmadı.”14 Amina o dönem için lezbiyen ya da dyke kimliğinin diğer birçok işaretini taşıyor olsa da, dış görünüşünün fark edilir bir şekilde Güney Asyalı olan kısımları nedeniyle hala yeterince lezbiyen olmadığı düşünülüyordu: sadece ten rengi değil, saçları da. Bazıları için lezbiyen ideali olan kısa saç özgürleştirici olabiliyordu. Diğerleri içinse boğucuydu.

kisa-sacin-lezbiyen-tarihi-5

Şekil 5: Kathy Tu, 32 yaşında. Jameson Hampton için Lauren Perlstein tarafından fotoğraflandı, 'Hair That Comes Out For You,' InStyle, 9 Ağustos 2018.

Lezbiyenler- ve diğer queer kadınlar, kimliklerimiz köşelerde birleşiyor ve örtüşüyor- artık saçlarını her zamankinden daha geniş bir yelpazede kullanıyorlar. Ayrıca bu konuda konuşmakta da daha özgürler. Yukarıdaki görsel InStyle dergisinin 2018 yılında yayınladığı 'Sizin İçin Ortaya Çıkan / Açılan Saçlar' adlı başyazıdan alınmıştır: queer saç stilleri ve bunları kullananlar için ne anlama geldiklerine dair bir koleksiyon. Fotoğrafta görülen Kathy Tu, o sırada 32 yaşındaydı. InStyle'a şunları söyledi, “Saçımı kısa kestirdiğimde, sanırım kendime erkeksi ya da 'butch' görünmekte sorun yaşamadığımı söylemek istedim. Sonra kısa saçın aslında kendimi daha iyi hissetmemi sağladığını keşfettim. “15

Kathy, yüzyıllardır kısa saçlı lezbiyenleri birbirine bağlayan bazı konuları ele alıyor. Kısa saç, tüm geçmişine rağmen hala popüler, ancak belki de geçmişte olduğundan daha özgür bir şekilde: lezbiyen feminist topluluklarda olduğu gibi belirli bir şekilde görünmek için çok fazla baskı yok ve toplum, örneğin Megilla ve Demonassa günlerinde olduğu gibi kadınların kısa saçlarını pek onaylamıyor. Saçlarımız, tıpkı giysilerimiz gibi, etrafımızdakilere ulaşmanın bir yoludur; sinyal vermek ya da işaret etmek; birbirimizle bağ kurmak ve bir topluluğun parçası olarak hissetmek için. Kısa saç ikisi de oldu, her ikisi de, ikisinin arasında bir yerde de. Bu kişisel ve değişken bir tarihtir- Her birimizin lezbiyen başını taç gibi süsleyen bir tarih.

Sonnotlar:

1: Ella Braidwood, ‘A moment that changed me: The haircut that liberated me as a butch lesbian’, 24th Nov 2021, The Guardian, theguardian.com. 

2: Chris Belcher, ‘My Queer Teen Years:How My First Lesbian Haircut Changed my Life’, 24th Dec 2018, Them, them.us.

3: Sophie Wilkinson, ‘Why shaved hair is such an important part of the lesbian identity’, 17th Aug 2018, i-D, i-d.vice.com.

4: Emma Donoghue, Passions Between Women, (Bello: London, [1993] 2014) 35.

5: Donoghue, Passions Between Women, 36.

6: Donoghue, Passions Between Women, 37.

7: Donoghue, Passions Between Women, 37.

8: Phyllis Tortora and Keith Eubank, A Survey of Historic Costume, (New York: Fairchild Publications, 1989) 299.

9: Quoted in Laura Doan, ‘Passing Fashions: Reading Female Masculinities in the 1920s,’ Feminist Studies 24.3 (1998): 683.

10: Doan,  ‘Passing Fashions’, 693-694.

11: McGarry and Wasserman, Becoming Visible, 76.Molly McGarry and Fred Wasserman, Becoming Visible: An Illustrated History of Lesbian and Gay Life in Twentieth-Century America, (USA: Penguin Studio, 1998) 76.

12: Maureen, quoted in Dvora Zipkin, ‘The Myth of the Short-Haired Lesbian,’ The Journal of Lesbian Studies 3.4 (1999): 93.

13: Paula Austin, ‘Femme-inism’ in The Persistent Desire: A Femme-Butch Reader, Joan Nestle, ed. (Boston: Alyson Publications, 1992), 364.

14: Rani Kawale, ‘Inequalities of the heart: the performance of emotion work by lesbian and bisexual women in London, England,’ Social & Cultural Geography 5.4 (2004): 575.

15: Kathy Tu, quoted in Jameson Hampton, ‘Hair That Comes Out For You,’ InStyle, 9th Aug. 2018. instyle.com.

 *KaosGL.org’ta yayınlanan köşe yazıları, KaosGL.org’un editoryal çizgisini yansıtmak zorunda değildir. Yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.


Etiketler: insan hakları, kadın, kültür sanat, yaşam, tarihimizden
İstihdam