06/05/2016 | Yazar: Kaos GL

250’nin üzerinde sivil toplum kuruluşu ‘Halkın iradesine ve Meclis’teki sesime dokunma’ diyerek milletvekillerini ‘dokunulmazlık’ oylamasında hayır demeye çağıran açıklama yayınladı.

250’nin üzerinde kurumdan ortak ‘dokunulmazlık’ açıklaması Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

250’nin üzerinde sivil toplum kuruluşu “Halkın iradesine ve Meclis’teki sesime dokunma” diyerek milletvekillerini ‘dokunulmazlık’ oylamasında hayır demeye çağıran açıklama yayınladı.  

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) öncülüğünde, aralarında Kaos GL’nin de olduğu 250’nin üzerinde kurum “Halkın iradesine ve Meclis’teki sesime dokunma” başlığıyla bir deklarasyon açıkladı.

Ankara’da dün yapılan toplantıya Kaos GL adına Murat Köylü katılırken; HDK, DTK, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) eş başkanlarının yanı sıra DBP’li belediye eş başkanları ve deklarasyonda imzası bulunan kurumların temsilcileri katıldı.

Deklarasyonun Türkçesini HDK Eş Sözcüsü ve HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Kürtçesi’ni ise DTK Eş Başkanı Leyla Güven okudu.

Halkın iradesine dönük müdahale

Kurumların ortak deklarasyonunda yasama dokunulmazlığının seçilmiş siyasetçilerin söz söyleme, düşünce açıklama hakkını garanti altına almayı amaçlayan demokratik bir hak olması gerektiği vurgulandı:

“Bu hak sadece parlamentere ait olmaktan öte,  kendisini seçerek meclise gönderen halka aittir. Nitekim milletvekilleri millet adına vekâleten görev yürütürken temsil ettiği kesimlerin iradesini yansıtmakla mükelleftirler. Milletvekillerinin siyasi mücadelenin bir gereği olarak yürüttükleri düşünce açıklama faaliyetleri esnasında veya sonrasında soruşturulma, yakalanma ya da tutuklanmaları her şeyden önce halkın iradesine dönük açık bir müdahale olacaktır.

“Bu çerçevede; dokunulmazlık tartışmalarının siyasi intikam ve siyasi cezalandırma aracı haline getirilmesini tehlikeli bir gelişme olarak görüyoruz. Eş zamanlı olarak DBP’li belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine yönelik tutuklama, görevden alma, açığa alma, ağır cezalar verme gibi uygulamaların hızla devam etmesi ve halk iradesinin gaspı niteliğindeki “el koyma-kayyım atama” gibi düzenlemelerin hazırlığının yapılıyor olması tehlikenin ne kadar ciddi olduğunu göstermektedir.”

Kurumlar; yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda kaygı ve tereddütlerini de belirterek, yargı yoluyla toplumun dizayn edildiğini söyledi.

Teklif derhal geri çekilsin

Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:

“Ayrıca özelde HDP milletvekillerini hedefleyen bu anayasa değişikliğinin, yeniden çatışmalı ortama evrilen Kürt sorununda siyasi çözüm arayışlarını tümden sonlandıracağından kaygılıyız. Şiddetin son bulması için hepimizin arayışlarının ve çabalarının yoğunlaştığı böylesi bir dönemde siyaset kanallarının hukuksuzca kapatılması barış arayışlarına vurulmuş ağır bir darbe olacaktır. Geçmişte denenmiş ve sadece sorunların büyümesine neden olmuş yöntemlerde ısrarı anlamak da mümkün değildir. İhtiyacımız demokratik siyasetin kanallarını açacak tartışmalar yapmaktır.

“Kürt halkı başta olmak üzere, HDP’de temsiliyetini bulan bütün ötekileştirilmiş kesimlerin parlamentodan atılmasının önünü açabilecek bu teklifin derhal geri çekilmesini talep ediyoruz. Milletvekillerini, doğuracağı sonuçlar itibariyle yarınlarımızı ipotek altına alacak olan bu değişiklik teklifine, hayır oyu vermeye çağırıyor; gazetecilere, akademisyenlere, sivil toplum örgütlerine ve DBP’li belediyelere yönelik siyasi baskıların bir an önce son bulması,  tutuklu belediye başkanlarının derhal serbest bırakılmasını ve göreve iade edilmelerini istiyoruz.”


Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam