19/07/2023 | Yazar: Kaos GL

İzmir Barosu, 11. İzmir Onur Yürüyüşü’nde görevlendirilen avukatların polis tarafından darp edilmesine dair basın açıklaması düzenledi.

“Ayrımcılığa karşı yaşamın ve eşitliğin yanında yer almak baronun asli görevidir” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İzmir Barosu’nun 11. İzmir Onur Yürüyüşü’nde görevlendirilen avukatların polis tarafından darp edilmesine dair dün basın açıklaması düzenledi.

İzmir Barosu Merkez Bina’daki Özgür Kürsü'de gerçekleşen basın açıklamasında avukatlar, 11. İzmir Onur Yürüyüşünde hak sahibi yurttaşlar ile hak ihlallerini gözlemlemek, raporlamak ve hak ihlallerine müdahale etmek amacıyla yürüyüş alanında bulunduklarını ancak kolluk güçlerince darp edilip işkenceyle gözaltına alındıklarını hatırlatıyor.

Açıklamada Baro’nun görevleri de hatırlatılıyor:

“Anayasanın ve Avukatlık Kanunu’nun barolara yüklediği sorumluluklar ve yükümlülükler çerçevesinde, LGBTİ+ yurttaşlara yönelik her türlü hak ihlaliyle mücadele etmek; baskı, şiddet ve ayrımcılığa karşı yaşamın ve eşitliğin yanında yer almak, nefret suçlarının etkili soruşturulmasını sağlamak İzmir Barosunun asli görevidir.”

İzmir Barosu Onur Ayı basın açıklamasının tamamı şöyle:

Bugün siyasi iktidar tarafından zaman içerisinde sistematik olarak toplumun çeşitli kesimlerine yöneltilen ve son yıllarda da LGBTİ+’ları hedef alan nefret dolu politikaların vahim sonuçları nedeniyle buradayız. Geçtiğimiz haziran ayında ve içinde bulunduğumuz ayda pek çok şehirde onur haftası etkinlikleri ve onur yürüyüşleri engellenmiş, meslektaşlarımız ve yurttaşlarımız tehdide, hakarete ve hukuka aykırı gözaltı işlemlerine maruz bırakılmıştır.

Yüzyılı aşkın tarihi boyunca insan haklarının tesisi için mücadele etmeye devam eden İzmir Barosu, haziran ayı boyunca iki defa saldırıya uğramış ve çeşitli sosyal medya platformları üzerinden hedef gösterilmiştir. Meslektaşlarımız darp edilmiş ve hukuksuzca gözaltına alınmıştır. Hukuku hiçe sayan, insan hak ve özgürlüklerine düşmanlık besleyen siyasi iktidarın, ayrıştırıcı ve karanlık politikalarıyla hak savunuculuğuna karşı başlatılan sindirme girişimlerine hiçbir zaman boyun eğmedik, bundan sonra da boyun eğmeyeceğiz.

Haziran ayının başında Ege Üniversitesinde onur pikniği yapmak isteyen öğrencilere karşı başlatılan hukuksuz müdahale ve yıldırma girişimleri, bir süre sonra temel bir insan hakkı olan ifade özgürlüğüne ve hak savunuculuğunun en önemli yapıtaşı olan savunmaya yöneltilmek istenmiştir. İzmir Barosu Özgür Kürsüsünde basın açıklaması yapmak isteyen üniversite öğrencileri ve orada bulunan meslektaşlarımız darp edilerek basın açıklaması engellenmeye çalışılmıştır. Buna rağmen, meslektaşlarımızın bizleri her zaman onurlandıran mücadelesi sayesinde Özgür Kürsü’de basın açıklaması gerçekleşmiştir. 

İlerleyen günlerde ise baromuzun onur haftası programının ilk etkinliği olan onur ayı kahvaltısının yapıldığı Baro Bahçe önünde, gerici ve faşist gruplar tarafından meslektaşlarımıza karşı tehditlerde ve hakaretlerde bulunularak provokatif eylemler gerçekleştirilmiştir. Barışçıl eylemlere karşı hukukun yasakladığı her türlü eylemi gerçekleştiren kolluk güçleri, bu provokatif eyleme karşı bir müdahalede bulunmamıştır. Geldiğimiz noktada yurttaşların temel hak ve özgürlüklerini korumak bir yana, kahvaltı etmelerini, film izlemelerini veya çay içmelerini yasaklayacak kadar akıldan, gerçeklikten ve hukuk ilkelerinden uzak bir anlayışla karşı karşıyayız. Bugün nefreti meşru gören ve ötekileştirilenlere her türlü araçla saldırmayı kendilerine hak gören bu güruha ve onları cesaretlendiren iktidarın ayrıştırıcı politikalarına karşı; barışı, sevgiyi ve eşitliği hep birlikte savunmak zorundayız.

 25 Haziran günü yapılması planlanan 11. İzmir Onur Yürüyüşü’nün İzmir Valiliği tarafından yasaklanması ve kolluk güçleri tarafından hukukla bağdaştırılması mümkün olmayan biçimde müdahaleye uğraması, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 34. maddesiyle korunan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının apaçık ihlalidir. İzmir Valiliğinin almış olduğu kararı cuma günü mesai bitiminde yayınlamış olması ise yurttaşların hak arama hürriyetinden mahrum bırakılmalarına neden olmuştur.

11. İzmir Onur Yürüyüşünde hak sahibi yurttaşlar ile hak ihlallerini gözlemlemek, raporlamak ve hak ihlallerine müdahale etmek amacıyla yürüyüş alanında bulunan görevli meslektaşlarımız, kolluk güçlerince darp edilmiş, işkenceyle gözaltına alınarak kötü muameleye maruz bırakılmıştır. Yürüyüşte başlayan kötü muamele ve işkence, gözaltı araçlarında ve hastanede devam etmiştir. İlerleyen saatlerde İzmir Barosu da abluka altına alınarak yurttaşlar kötü muameleye maruz bırakılmış, meslektaşlarımızın baroya girişi engellenmeye çalışılmıştır.

Anayasanın ve Avukatlık Kanunu’nun barolara yüklediği sorumluluklar ve yükümlülükler çerçevesinde, LGBTİ+ yurttaşlara yönelik her türlü hak ihlaliyle mücadele etmek; baskı, şiddet ve ayrımcılığa karşı yaşamın ve eşitliğin yanında yer almak, nefret suçlarının etkili soruşturulmasını sağlamak İzmir Barosunun asli görevidir. Başta meslektaşlarımıza yönelik olanlar olmak üzere onur ayında yaşanan tüm hukuka aykırı eylem ve işlemlerin hesabını yargı önünde de soracağız. Bu bağlamda, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurularında bulunduğumuzu ve her türlü hukuki sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz.

Ne yaptığınızın farkındayız, derdinizin aile yapısını veya çocukları korumak olmadığını çok iyi biliyoruz. İzmir Barosu olarak bu korku ve nefret iklimini kabul etmiyor; bu hukuksuz cüretkarlığa tüm gücümüzle karşı çıkıyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi; nefrete inat, yaşasın hayat!


Etiketler: insan hakları, kent hakkı
İstihdam