06/04/2015 | Yazar: Kaos GL

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, LGBT’leri de kapsayan Sosyal Uyum ve Sosyal İçerme Kanun Teklifi’ni TBMM Başkanlığına sundu.

CHP’den Sosyal Uyum ve Sosyal İçerme Kanun Teklifi Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, LGBT’leri de kapsayan Sosyal Uyum ve Sosyal İçerme Kanun Teklifi’ni TBMM Başkanlığına sundu.
 
Kanun, sosyal dışlanmadan ve ötekileştirmeden; ve böylece kurumsal ayrımcılık dâhil pek çok insan hakları ihlalinden muzdarip olan on milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını yakından ilgilendiriyor. Kanun teklifi kapsamında, sosyal dışlanma döngüsüne hapsedilme ve marjinalleştirilme mağduru kesimler arasında "cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temelinde" dışlanan eşcinsellerin ve transların da adı anılıyor. 
 
Kanun teklifi kapsamında "sosyal dışlanma, damgalanma, dezavantajlı ve hassas toplumsal konum, marjinalleştirme" gibi kavramlar tanımlanıyor ve bunlarla mücadele edecek kamu politikaları öngörülüyor.  
 
Kanun teklifi çerçevesinde; Türkiye’de sosyal dışlanma, marjinalleştirilme ve yoksulluk riski en yüksek olan toplumsal kesimler öncelikli olarak hedefleniyor. İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu bugün yaptığı açıklamada "Engelliler, Romanlar, Kürtler, Aleviler, eşcinseller, translar, çalışan veya çalışmak isteyen her yaştan çocuklu çocuksuz kadınlar, mevsimlik tarım işçileri başta olmak üzere tüm dışlanan kesimlerden vatandaşlarımızı eşitsizliğe, yoksulluğa, dışlanmaya, ötekileştirilmeye karşı korumak üzere bu kanunu geliştirdik. Kendilerinin Türkiye Cumhuriyeti’nin kamu hizmetlerinden ve bütçesinden adil biçimde yararlanmalarının önünü açmak için Sosyal Uyum ve Sosyal İçerme Kanun Teklifimizi TBMM Başkanlığına sunuyoruz," şeklinde konuştu.
 
Kimlik temelinde eşitsizlik ve dışlama
 
Kanun teklifinin gerekçesinde "ekonomik varlıkların paylaşımındaki eşitsizliklerin yanında, belirli kesimlerden bireylerin maruz kaldığı ve kökleri derine inen dezavantajlar, ’ötekiler’ ile ilgili yerleşik tutumlar, yani ’fiili durum’, ’kanun önünde eşitlik’ ilkesinin tek başına herkese fiili eşit olanak tanımasını ve ayrımcılık ya da yoksulluk ile mücadelenin başarılmasını engeller. Ten rengi ya da etnik köken, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, yaş, engellilik, sağlık durumu gibi toplumsal kimlikler temelinde canlılığını koruyan eşitsizlikler, bir nesilden diğerine aktarılan mahrumiyet, yoksulluk ve toplumsal dışlanma döngüleri yaratır. Kimlik temelinde dışlanan insanlar, ’sadece yoksul’ değil, ’daha yoksul’, ’daha yoksun’ ve her tür ihlale karşı ’daha savunmasız’ durumdadırlar. Sadece ekonomik düzeyde değil, ’kim oldukları’ temelinde de dezavantajlı konuma itilirler," deniyor.
 
Sosyal İçerme Kurumu 
 
18 maddelik kanun teklifi ile, merkez ve iller bazında teşkilatlanması olacak Sosyal İçerme Kurumu ve onun altında Sosyal İçerme Kurulu kuruluyor.
 
Kurum, sosyal dışlanma ile mücadeleden sorumlu çok sayıdaki kamu kuruluşunun çalışmalarını bir araya getirerek koordinasyon sağlayacak 5 senelik Sosyal İçerme Programı’nı hazırlayacak. Programı oluşturmak ve Bakanlar Kurulu’na sunmak üzere Sosyal İçerme Kurumu kapsamında Sosyal İçerme Kurulu oluşturulacak. Kurul’a Bakanlıklar, Kamu Denetçiliği Kurumu, İnsan Hakları Kurumu, RTÜK, İŞKUR gibi kamu kuruluşlarının yanı sıra Türkiye’de en çok sosyal dışlanma mağduru olan kesimleri temsil eden sivil toplum kuruluşlarından temsilciler ile konu ile ilgili çalışma yürüten üniversiteler/akademisyenler katılacak. İller düzeyindeki Sosyal İçerme İl Kurullarında da benzer bir katılımcı yapısı gözetilecek.
 
Sosyal İçerme Programı dâhilinde yapılması gerekenler hem Ankara’da, hem illerde ve ilçelerde, tüm ilgili Bakanlıklar, kamu kuruluşları, özel sektör, akademi, medya ve sivil toplum kuruluşlarıyla koordinasyon içinde gerçekleştirilecek.
 
Sosyal İçerme İl Kurulları yerellerde sosyal dışlanmaya maruz vatandaş kesimlerini bulacak ve onlarla görüşerek çözüm yolları geliştirecek. Gerektiği yerlerde bürolar ve masalar kuracak. Bu çözümleri TBMM ve Bakanlıklar başta olmak üzere tüm paydaşların dikkatine sunacak. 
 
Sosyal İçerme Programı’nın merkezi ve yerel düzeylerde ele alacağı Sosyal İçerme Politika Alanları şunlar olacak:
 
a) Toplumsal ve kültürel kimliklerin tüm çeşitliliği içinde tanınması
b) Kültürel ifadenin ve medya görünürlüğünün desteklenmesi
c) Hukuki kişiliğin tanınması
ç) Ayrımcılığın yasaklanması ve ayrımcılıkla mücadele
d) Şiddetten ve nefret suçlarından koruma
e) Damgalanmadan ve nefret söyleminden koruma
f) Kişisel verilerin korunması
g) Bilgiye ve iletişim mekanizmalarına erişim
ğ) Adalete erişim ve hukuki güvenliğin sağlanması
h) Şikâyet mekanizmalarına erişim
ı) Hesap verebilirliğin güvenceye alınması ve cezasızlık ile mücadele
i) Sağlık hizmetlerine erişim, kapsayıcı sağlık müfredatı
j) Barınma hakkının korunması, kapsayıcı şehir planlama
k) İşgücüne katılım ve istihdam edilme
l) Sosyal güvenlik ve sosyal koruma
m) Karar alma süreçlerine etkin katılıma ve siyasi temsile açık teşvik
n) Eğitim ve öğretim hizmetlerine erişim, kapsayıcı müfredat
o) Aile içi şiddet ile mücadele, aile içi dayanışmanın desteklenmesi
ö) Çocukların ve gençlerin dışlanma döngüsü riskine karşı korunması
 
Kanun teklifinin tamamına ulaşmak için lütfen tıklayınız.  

Etiketler: yaşam, siyaset
İstihdam