26/06/2015 | Yazar: Yıldız Tar

Soykırımın 100. yılında Ermenistan’da LGBT mücadelesi Onur Haftası’nda konuşuldu. Soykırımla yüzleşme, heteroseksizm ve ırkçılıkla mücadelede dayanışma yolları tartışıldı.

Ermenistan’da LGBT mücadelesi Onur Haftası’nda tartışıldı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı
Soykırımın 100. yılında Ermenistan’da LGBT mücadelesi Onur Haftası’nda konuşuldu. Soykırımla yüzleşme, heteroseksizm ve ırkçılıkla mücadelede dayanışma yolları tartışıldı.
 
23. İstanbul LGBTİ Onur Haftası etkinlikleri hız kesmeden devam ediyor. Cezaevindeki LGBTİ’lerden; ruh sağlığı ve homofobiye birçok konunun çeşitli atölye ve panellerde tartışıldığı haftada, Ermenistan’da LGBTİ mücadelesi ve karşılıklı dayanışma kanalları da konuşuldu.
 
Bugün (26 Haziran) Fransız Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelde Pembe Ermenistan örgütünden Nvard Margaryan, Agos yazarı Karin Karakaşlı ve Meltem Naz konuştu. Panelin moderasyonunu üstlenen Lambdaistanbul’dan Sertan Kıyan, “Soykırımın 100. yılında Onur Haftası’nda böyle bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan çok mutluyuz” dedi.
 
Ermenistan’da LGBTİ mücadele tarihi
 
Pembe Ermenistan’dan Nvard Margaryan, Ermenistan’daki LGBTİ mücadelesi ve LGBTİ’lerin durumunu aktardı. 1936’dan 2003’e kadar “erkekler arasındaki cinsel ilişki”nin suç olarak tanımlandığını hatırlatan Margaryan, 2003 yılında Ermenistan’ın Avrupa Konseyi’ne katılmak için eşcinselliği suç olmaktan çıkardığını söyledi.
 
Margaryan, Ermenistan’da LGBT’lerin insan haklarının hayatın neredeyse her alanında ihlal edildiğini vurguladı. 2014’te Ermenistan Araştırma Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırmaya görme Ermenistan toplumunun yüzde 91’inin LGBT haklarının kısıtlanması gerektiği fikrinde olduğunu belirtti. Margaryan, “Bu rakamlar Ermenistan’da toplumun ne kadar homofobik olduğunu gösteriyor” dedi.
 
Homofobik nefret kampanyaları LGBT mücadelesini hedef alıyor
 
Ermenistan’da LGBT etkinliklerine dönük baskı ve saldırıların tarihini anlatan Margaryan, “Medyada nefret söylemi sonucu LGBT barına molotof kokteyli atıldı, Çeşitlilik Yürüyüşü engellendi hatta ‘toplumsal cinsiyet’ kavramı üzerinden örgütlenen homofobik nefret kampanyası sonucu bu kelime tabuya dönüştü” ifadelerini kullandı.
 
Margaryan son olarak Ermeni Soykırımı’nın 100. yılı dolayısıyla Kaos GL ile yaptıkları basın açıklamasından bahsederek, bu tarz ortak çalışmaların artması gerektiğini ifade etti.
 
Meltem Naz ise, Kaos GL ve Pembe Ermenistan ile yaptığı röportajları da içeren akademik çalışmasından ve öznel tecrübelerinden bahsetti. Ermenistan’a ilk gittiğinde “Bizde eşcinsel yok, Ermenilerden eşcinsel çıkmaz” sözlerini duyunca şok olduğunu belirtti.
 
Nefret söyleminin izinde makbul vatandaş
 
Agos gazetesi yazarı Karin Karakaşlı da Ermeni kimliği ile eşcinsel ve trans kimliğini siyasi, toplumsal ve devlet politikaları açısından ele aldı. Nefret söyleminin Türkiye’de çok yaygın olduğunu ve devletin vatandaşını güvenlik sorunu olarak gördüğünü belirten Karakaşlı, “Nefret söyleminin izini sürdüğümüzde dışlanmış toplulukları hemen tespit edebilir ve o dışlanmışlıklara bakarak devletin makbul vatandaşın kim olduğunu görebilirsiniz” dedi.
 
“Bir LGBTİ örgütünden soykırım açıklaması gelmesi her şeyden kıymetlidir”
 
“Kompartımanlarımızda durup sadece kendi haklarımız için mücadele ettiğimizde sistem içinde ‘muhalif’ olarak bile bir yerimiz var. Ancak birbirimizle ilişkilendiğimizde o zaman esas mesele başlıyor” diyen Karakaşlı sözlerine şöyle devam etti:
 
“Bir Anadolu topluluğu olan Ermenilerin İstanbul’da küçük bir cemaate indirilmesinden bahsediyoruz soykırım derken. Soykırım dediğimiz sadece o andaki insanların öldürülmesi değil bir gelecek ihtimalinin de yok edilmesidir. Kaos GL ve Pembe Ermenistan’ın ortak açıklamasında ‘tazmin edilemez’ ve ‘geri döndürülemez’ denen de tam olarak budur. Ve yine benim için Türkiyeli bir LGBTİ örgütünden Ermeni Soykırımı açıklaması gelmesi her şeyden daha kıymetlidir.”
 
İlgili haberler:

Etiketler: yaşam, dünyadan
nefret