28/08/2009 | Yazar: Kaos GL

Ermenistan, Birleşmiş Milletlerin Aralık 2008’de ilan ettiği cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına karşı bildiriyi onayladığı halde gey Ermenilerin çoğu korku içinde yaşıyor ve çok azı h

Eşcinsel Ermeniler değil, Ermenistan değişecek! Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Ermenistan, Birleşmiş Milletlerin Aralık 2008’de ilan ettiği cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılığına karşı bildiriyi onayladığı halde gey Ermenilerin çoğu korku içinde yaşıyor ve çok azı hakları için ortaya çıkarak direnmeyi göze alabiliyor.

“Ermenistan halkı “Avrupa’ya mal edilen” insan haklarını kabul etme meselesini aşmayı denemelidir. Ne de olsa, Avrupa, Ermenistan'ın bir gün ulaşmaya çabaladığı yer değil midir?”
 
Ermeni gazeteci Yelena Osipova’nın, eşcinsel Ermeniler üzerine kaleme aldığı makalesini, Kaos GL Çeviri Ekibinden Zeynep Ovalı, kaosgl.org için çevirdi.

Erivanlı bir üniversite öğrencisi olan Khachik (22), ailesi “geleneklere aykırı” bir cinsel yönelime sahip olduğunu fark ettiğinde evden kovuldu. Khachik bu yılın başlarında ailesinin, artık onların evladı olmadığını ve evi terk etmesi gerektiğini ifade ettiğini, IWPR‘ye (Uluslararası Savaş ve Barış Haberleri Enstitüsü) bildirdi.

Khachik yakın akrabalarından, arkadaşlarından bile buna benzer bir tepki alan Ermenilerden yalnızca biridir. Aynı IWPR makalesi, babalarının eşcinsel olduğunu öğrenmesinin ardından, annenin kendi çocuklarını reddederek onu bir yetiştirme yurduna gönderdiği veya bir babanın, -sonrasında sokaklarda fahişelik yapmak zorunda kalacak- 14 yaşındaki gey oğlunu evden attığı bu gibi vakalara iş hayatı boyunca sıkça rastladığını ifade eden Psikolog Davit Galstyan’ın sözlerinden alıntı yapıyor.
 
Toplumdan dışlanma

Homofobi toplumsal bağlamda Ermenilerin ruhuna derinden işlemiş gibi görünüyor. Gregoryan kilisenin bazı temsilcileri eşcinselliğin ölümcül bir günah olduğu görüşünü savunuyorlar. Ararat Patriarkal Piskoposluk bölgesi kilisesinin çeşitli konulara bakışı ile ilgili pek çok soruyu cevapladığı “Papazım” adlı online programda Diyakoz Tigran Baghumian şöyle söyledi, “Eşcinsellik ruhsal bir kötülük ve bir günahtır” ve bu gibi ilişkiler “doğal olmadıkları” için kınanmalıdır. Bu görüşünü desteklemek için de İncil’den pek çok alıntı yaptı.

2003 senesinde www.gayarmenia.com’un yaptığı bir röportajda ise Ermeni Helsinki Derneği’nin başkanı Mikael Danielyan’ın söyleminde, “bizim toplumumuz ya cahildir ya da eşcinselliğin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğuna inanır veyahut insanlar oldukça basit biçimde, kendi geleneksel ahlak ve aile anlayışlarından farklı olan bir şeyi kabul etmek istememektedirler” gibi ifadeler yer almaktaydı.
 
Tahmin edileceği gibi, “Ermeni Aryan Nizamı” gibi gruplar, “Eşcinselliğin Avrupai değerlerin bir parçası olması nedeniyle” gey Ermenileri Avrupa’ya göndermeyi önerdiler. Fakat bu tutum sadece sağ kanata ait bir görüş değildi.

Tanınmış bir çevreci, Karine Danielyan, Ermenistan’daki demografik azalmayı işaret ederek, eşcinselliği ulusal bir güvenlik sorunu olarak tanımlamıştı.
 
Yasal mevzular

1922’de eşcinsellik yeni kurulan Sovyetler Birliğinde cezayı gerektiren bir suç olmaktan çıktı. Fakat Sovyetler, toplumsal bağlamda giderek muhafazakâr bir yapıya büründüğü için, daha sonra bu husus cezai kanunlara dâhil oldu. Ermeni Cezai kanunlarının 116. maddesi (1961) şunu öngörüyordu: “bir erkeğin başka bir erkekle olan cinsel birleşmesi beş yıla kadar hapisle cezalandırılır.”
 
Avrupa Konseyinin, birliğe girilebilmesi için gerekli koşullardan biri olarak, kanun değişikliği ile Ermenistan’da eşcinselliğin suç halinin ortadan kaldırılmasını talep etmesiyle, bu madde 2003’te yürürlükten kaldırıldı. Dahası 2008 Aralık ayında, Ermenistan hükümeti, BM’in cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelindeki ayrımcılığa karşı bildirisine onay verdi. Bu girişim halkın bazı kesimlerinin ayaklanmasıyla sonuçlandı.
Fakat bu BM önerisi sadece bir bildiriydi, yasal olarak bağlayıcı diğer belgelerle aynı güce sahip değildi.
 
ILGA (Uluslararası Lezbiyen ve Gey Birliği) Avrupa Bölge kuruluşu ve COC (Hollanda) tarafından Şubat 2009’da yayınlanan “Dışlanmak: Ermenistan’daki LGBT insanlar” adındaki bir rapor, Ermenistan'da insan haklarının korunmasının pratikte çok sınırlı kaldığını gösteriyor. Rapor LGBTT bireylerin haklarına saygı göstermede, haklarını korumada ve bunları uygulamadaki başarısızlığın; hükümet, halk ve ailenin de içinde bulunduğu, toplumun istisnasız bütün birimlerine yayıldığına dikkat çekiyor.

Dahası, yasal birimlerden kaynaklanan sıkıntı ve istismar ile birlikte kurumsal ayrımcılık hâlâ sürmektedir. LGBT meseleleri ile ilgilenmiş olan Ermeni Helsinki Derneği’nden Danielyan polisten sıkça gelen tehdit ve şantaj vakalarını rapor etmiştir. 2004’de yayınlanan bir IWPR makalesinde cinsel yönelimleri hakkında ailelerinin veya işverenlerinin haberdar edilmesindense rüşvet vermeyi kabul eden gey bireylerden genellikle polisin fayda sağladığını açıkça ifade etti. Üstelik gey bireyler keyfi olarak alıkonulabiliyor ve genellikle buna fiziksel ve sözlü taciz de eşlik ediyordu.
 
Silahlı kuvvetlerde de pek çok ayrımcılık ve istismar durumları rapor edilmişti. Eşcinsellik bir hastalık olarak görüldüğü için geylerin çoğunun askerlik yapması engellenmişti. Danielyan, askere alınanlara daha sonra “eşcinsel” teşhisi konulduğunu ve “özel tedavi” için akıl hastanelerine gönderildiklerini söylüyor.
 
Eğer askerlik hizmetlerini yapacak olurlarsa, gey askerler alay, bezdirici davranışlar ve şiddete maruz kalıyorlar.
 
Gey Ermenilerin çoğu korku içinde yaşıyor ve çok azı hakları için ortaya çıkarak direnmeyi göze alabiliyor.
 
Medya meselesi

Ermenistan’daki gey bireylerin kitle iletişim araçlarını kullanma olanakları çok sınırlı. ILGA-Avrupa ile COC’nin raporunun, günümüze dek Ermenistan’daki LGBT meseleleri ile ilgili hiç bir yayın, radyo ya da tv programının, bununla beraber, görünür bir hareket ya da sosyal faaliyetin olmamasına işaret etmesine rağmen, internet üzerinden iletişim oldukça etkilidir. Pek çok sosyal internet sitesi ve blog LGBT’lerin yeni dostluklar kurabilmek, tartışmalarda yer alabilmek, haber ve bilgi paylaşımında bulunmak ve ortak dayanışmayı sağlamak için buluşma yeri haline gelmiştir. Sonuç olarak Kanun değişikliği ile eşcinselliğinin suç olmaktan çıkmasından bu yana, koşullar en azından Ermeni geylerin bazıları için iyileşmiş gibi görüyor.
 
Micha Meroujean, Paris’te bulunan eski Ermeni Gey ve Lezbiyen Birliğinin (AGLA) kurucusu ve başkanıdır. Aslen Ermenidir. Bir röportajında; “alenen bir LGBT organizasyonu oluşturmak için 2003’den beri süregelen pek çok çabaya rağmen, PINK Ermenistan organizasyonu şimdiye kadar gelinen en yakın noktadır. PINK özellikle HIV/AIDS ile ilgili meseleler üzerinde yoğunlaşmasına rağmen, aynı zamanda Ermenistan’daki LGBT bireyler için eşitliği de destekliyor. Bir organizasyonun olduğunu söyleyebiliyoruz fakat henüz yeterince sağlam değildir” şeklinde konuştu.

Bu gibi meseleler medya tarafından ele alındığında, genellikle alayla karşılanıyor. Dahası, geylerin adı genellikle yasadışı suçlar, HIV/AIDS, uyuşturucu bağımlılığı veya seks ticareti ile ilgili haberlerde anılıyor.

Aravot gazetesi, Ermenistan’da en popüler ve nispeten bağımsız olan gazetelerden biridir. Bir yandan: “Eşcinseller genellikle kuaför, aktör, şarkıcı, muhabir ve model olarak çalışıyorlar.” diyerek basmakalıp bir ifade kullanırken, diğer yandan şöyle yazıyor: “Görünüşe göre eşcinsellik Ermenistan’da bile şimdiden normal olarak görülüyor; öyle normal ki cinsel yönelim temelinde ayrımcılığa karşı bir BM beyanatı bile verdik.”

Cinsel azınlıkların daha adil, doğru ve dengeli biçimde yansıtılması yalnızca bu grupların haklarının desteklenmesine yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda bu kötücül zulüm halkasının kırılmasına yarayacak olan farkındalığın da gelişmesine katkıda bulunacaktır.
Meroujean’a göre: “Ermeni toplumunun toplumdan dışlanmış olarak gördükleri kişileri görmesi, dinlemesi ve ilgili konuları ele alması gerekir. Aleni bir münazara veya tutarsız bir bilgi olmadığı zaman eski klişeler ve önyargılar devam eder ve kamuoyunda egemen olur.”

Harekete geçme zamanı!

“İlerlemenin sağlanabileceği uygun bir ortam olmadığı takdirde sadece kanunlar mevcut durumu değiştiremezler. LGBT Ermenilerin yasamaya ilişkin basit formların ötesinde değişimlere ihtiyacı var. Değişim süreci pek çok kültürel ve eğitsel etkenler ile bağlantılıdır” diye devam eden Meroujean, örneğin hükümetin üniversite öğrencileri ve okul çocukları için özel eğitim programları oluşturması gerektiğini önerdi. “Bu şimdi yapılmalıdır. Ve daha sonrasında değişimler başlayacaktır,” diyerek ekledi.
 
Diğer araçlar; medya, kamu duyarlılığı kampanyaları ve elbette ki siyasi ve kültürel önderlerin Ermenistan’da lobi oluşturmaları, LGBT bireylerin görünürlüğünü hem etkinlik, hem de toplum içine karışabilme açısından daha çok kapsayabilir.

Dış İşleri Bakanlığında, Uluslararası Kuruluşlar Başkanı Dziunik Aghajanyan, bir röportajda şunları dile getirdi: “Sahip olduğu siyasi veya herhangi bir eğilime bakılmaksızın, diğer bir insana karşı saygı ve tolerans vurgusu ile birlikte, insan haklarının korunması konusunda ilerleme kaydetmemiz gerekir.”
 
Toplumun, kendi kalıplaşmış yargılarının üstesinden gelmesi gerekir ve halkımız “Avrupa’ya mal edilen” insan haklarını kabul etme meselesini aşmayı denemelidir. Ne de olsa, Avrupa, Ermenistan'ın bir gün ulaşmaya çabaladığı yer değil midir?(AE)
 

Etiketler: insan hakları
İstihdam