22/10/2010 | Yazar: Kaos GL

“Eşcinsel hareket ile diğer hareketler ayrı evlerde oturup birbirlerine misafirliğe giderek mesele çözülmeyecek, aynı evin farklı odaları olsa da odalar arasında geçis

Eşcinseller ve Kent Atölyesi Yapıldı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

“Eşcinsel hareket ile diğer hareketler ayrı evlerde oturup birbirlerine misafirliğe giderek mesele çözülmeyecek, aynı evin farklı odaları olsa da odalar arasında geçisin serbest olduğu bir mekansal ilişki için mücadele edilmelidir” 

Gülistan Aydoğdu'nun haberi.

Mimarlığın Sosyal Forumu’nda “Kentsel Mekanların Kurulumunda Heteroseksist Politikalar” atölyesi, Kaos GL’den Ali Erol ve Remzi Altunpolat’ın yürütücülüğünde yapıldı.

Eşcinsellerin kentten dışlanmaları ve sosyal hayattan kovulmalarının ele alındığı atölye, 26 kişinin katılımıyla Mimarlar Odası Ankara Şubenin toplantı salonunda dün akşam gerçekleşti.
Kaos GL’den Ali Erol, soruna, “Eşcinsel Gettolar Değil Kentin Tamamını İstiyoruz!” perspektifiyle baktıklarını söyledi. Bu perspektif ile yeni bir kent için yan yana gelmenin ve yeni politikalar üretmenin gerekleri ve olanaklarını tartışmak ve çözüm üretmek istediklerini belirtti.
 
Osmanlı’dan başlayarak Türkiye’de eşcinsel tarihe değinen Erol, “Osmanlı’da var olan hamam geleneğinin eşcinselliği besleyerek normalleştirdiğini” anlattı. Osmanlının son döneminde Tanzimat ile yüzünü sosyal ve siyasi hatta batıya dönmesiyle cinselliğe ve özelde eşcinselliğe yaklaşımın değişmeye başladığını söyledi. “Cumhuriyetle birlikte devam eden bu yaklaşım, ulus-devlet projesi ile toplumu şekillendirirken bürokratik elitlerden başlayarak eşcinsellik, kamusal ve sosyal hayattan kovuldu” dedi.  
 
Daha yakın tarihi özetleyen Remzi Altunpolat, 60’lı ve 70’li yıllarda kentlerin sermaye ve ezilenlerin karşı karşıya geldiği mücadele alanlarına dönüştüğünü söyledi. Bu dönemde eşcinsellerin nerede durduklarına ve nasıl algılandıklarına, mücadelenin içinde mi dışında mı olduklarına dair elde çok fazla bilginin bulunmadığını belirtti.

Atölyenin yürütücüleri, 12 Eylül 80 askeri darbesinden sonra, Türkiye’de sınıf mücadelesinin içine sıkışıp kalan kadın ve feminist hareketlerle birlikte eşcinsellerin de görünür olmaya, örgütlenmeye başladıklarını anlattılar. Eşcinsel pratiğin seyrettiği mekanlar olarak hamam, park, sinema ve ardından barların ortaya çıktığını belirttiler.
 
Katılımcılardan, toplumsal cinsiyet konusunda çalışmalarıyla tanınan akademisyen Ayten Alkan, “her hareket özerk olmalı, farklı örgütlenme deneyimleri eşcinselleri bu gün bu noktaya getirdi” dedi. “Çok düzenli kentler istemiyoruz, istememeliyiz de, karşılaşmalar, güçlenmeler, bu heterojen yapılarda mümkün gibi geliyor” diyen Alkan, sözlerini şöyle tamamladı: “Kimlik politikalarına nereye kadar sahip çıkacağız nerden sonra veda edeceğimizin de pek net olmadığını düşünüyorum. Ayrıca fark edildiğinde başına balyoz gibi inecek heteroseksist bir kent varken eşcinsellerin kendi kodlarını bu kadar iyi saklamış olmasını doğru buluyorum.”
 
Katılımcılardan Mimar Özgür Özakın, Avustralya ve Kuzey Amerika’da görülen gettolaşma pratiklerini anlattı. Türkiye’de benzer yönde bir gidişe karşı kozmopolit bir yaklaşımın benimsenmesinin bir önlem olabileceğini söyledi. Özakın, “Eşcinsel hareket ile diğer hareketler ayrı evlerde oturup birbirlerine misafirliğe giderek mesele çözülmeyecek, aynı evin farklı odaları olsa da odalar arasında geçisin serbest olduğu bir mekansal ilişki için mücadele edilmelidir” dedi.

Fotoğraflar: Bulut Öncü
 

Etiketler: yaşam
İstihdam