28/07/2023 | Yazar: Aslı Alpar

RTÜK eski üyesi ve medya ombudsmanı Faruk Bildirici, RTÜK’ün “kırmızı çizgileri”ni ve dijital platformlara kestiği cezaları KaosGL.org’a değerlendirdi.

Faruk Bildirici: ‘Eşcinsel ilişki var’ diyerek bir platforma ceza veremezsiniz Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) 3 Temmuz’da açıkladığı dijital platformları da bağlayan “kırmızı çizgileri”ni ve açıklamanın üzerinden bir ay geçmeden çok sayıda dijital platforma “LGBTQ+ ögeler içermesi” nedeniyle ceza kesmesini RTÜK eski üyesi ve medya ombudsmanı Faruk Bildirici’ye sorduk.

"Genel ahlak" diye bir kavram olamaz

RTÜK’ün “kırmızı çizgileri” hakkında ne düşünüyorsunuz?

RTÜK insan hakları ihlali konusunda her gün bir aşama daha kendini geliştiriyor. “Kutsal aile kurumu”, “genel ahlak”, “manevi değerler” gibi değerleri tamamen kendi anlayışına göre yorumluyor; özetle kendi yayıncılık anlayışını dayatıyor.

Ancak “genel ahlak” diye bir kavram olmaz çünkü ahlak kişiye, tarihe, coğrafyaya göre değişir. 10 yıl önceki ahlak anlayışı bugünün anlayışıyla örtüşmeyebilir, değişebilir. Bu kadar muğlak bir şeyi, tek bir kalıba sokarsanız bunun anlamı şudur; ahlak anlayışını hepimize dayatmak. Yaptıkları şey de bu.

RTÜK’ün ‘kırmızı çizgileri’ medyaya nasıl yansıyor?

2019’da RTÜK başkanı olan Ebubekir Şahin’den önceki yayınlara ve haberciliğe baktığımızda eğlence programlarındaki kadınların giysilerinden, dizilerin senaryolarına dek farkı görmek mümkün. Şahin’den sonraki dizilerde ya da programlarda en ufak bir iktidar eleştirisine dahi yer olmadığını görüyoruz.

RTÜK üyesi olduğum dönemde senaristler ‘bizi senaryo yazmakta özgür bırakın’ demişlerdi ama şu an bu ‘kırmızı çizgilerle’ özgür senaryo yazmazlar.

“Bu cezalar açıkça kanuna dayanmayan kendi yargılarının topluma dayatılması”

Dijital platformlara kesilen cezaların bir kısmı içeriklerde “cinsiyet temelli alternatif bir dünya kurgulanması”, bu gerekçeyle ceza verilebilir mi?

Platformlara verdikleri cezaları ve kırmızı çizgilerini “sapkın yayınlardan rahatsız olan kişiler”le gerekçelendiriyor RTÜK açıklamasında. Peki kim, nasıl rahatsız olmuş, bu rahatsızlığı nasıl saptamışlar? Dahası dijital platformlara insanlar para verip, üye olarak erişebiliyorlar.  Burada eşcinsel ilişki de olabilir, çıplaklık da… 

Diğer yandan bunun sınırını nasıl çiziyorlar? Sanat filmindeki çıplaklığı neye göre pornografik ya da sakıncalı olarak yorumluyorlar? Sanat filminde müstehcen bulunan sahneyi çıkarmayı önermek sanata müdahaledir.

Son olarak dijital platformlara verilen cezaların bir gerekçesi de “eşcinsel ilişkilerin yer alması” ancak Türk Ceza Kanununda böyle bir suç yok, eşcinsellik Türkiye’de suç değil. Bir filme ya da platforma “eşcinsel ilişki var” diyerek ceza veremezsiniz. Bu cezalar açıkça kanuna dayanmayan kendi yargılarının topluma dayatılması anlamına geliyor.

"RTÜK bugün Türkiye‘deki yayıncılığın gerilemesine başat rol oynuyor"

RTÜK’ün “kırmızı çizgileri” arasında “terör propagandası” da var…

Bir diğer “kırmızı çizgi” de terör… Bu dönemde gazeteci arkadaşlarımız sıklıkla “terör propagandası” suçlamasıyla gözaltına alınıyor. Bunun ne olduğu belli değil. Nasıl hükümet kendisi gibi düşünmeyenlere karşı suç icat ediyorsa RTÜK de bunu yayıncılık için yapıyor ve yayıncılığı daha dar bir alana sıkıştırıyor.

Haber yayınlarına dair RTÜK yönetmeliğinin herkese uygulandığını düşünelim, haberciliğin tarafsız olmasına dair ilke ne olacak? A Haber, ATV tarafsız bir yayıncılık mı yapıyor, ceza alacaklar mı? Ama Halk TV’te TELE 1’e cezalar yapıyor… TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın tutuklanmasından önce RTÜK Başkanı Şahin’den gelen açıklamalar, yanardağ’ı peşinen mahkum etti. 

RTÜK bugün Türkiye‘deki yayıncılığın gerilemesine başat rol oynuyor.

RTÜK’e ilişkin etik dışı başka konular da var. RTÜK üyelerinin yurt dışı harcırahı Sayıştay’ın uyarılarına rağmen en yüksek devlet memuru kategorisinden belirleniyor ve Ebubekir Şahin bu durumu düzeltmiyor. Şahin’in kendisi de Halk Bankası Yönetim Kurulu üyesi ve on binlerce lirayı cebine koymakta beis görmüyor.

Peki, bu “kırmızı çizgiler” yayıncılığı nasıl bir alana götürür?

Dijital alem yasaklara tahammül edemeyen bir alem, ne kadar yasak koyarsanız yeni mecralar çıkıyor, yeni çözümler bulunuyor. Bir linke erişim engeli getiriyorsunuz ama VPN’le bu link okunabiliyor. Elbette RTÜK’ün cezaları televizyon yayıncılığını daha kötü hale getirebilir ama dijital platformlar için bu süreç nasıl yaşanır belirsiz. Bugün Türkiye’de ona dijital yakın platform var. Daha önce bu platformlarda çocukların ‘sakıncalı’ içeriklere erişiminin engellenmesi için çocuk kilidi öngörülüyordu ancak şu an bundan vazgeçmiş görünüyorlar, bu içeriklerin hiçbir şekilde yayınlanmasını istemiyorlar.

Mesela sanat filmlerini kırpacaklar mı ya da dijital platformlar doğrudan bu içerikleri katalogdan mı çıkaracaklar belirsiz.

Bu arada şunu da hatırlatmak gerekiyor, Türkiye’de insanlar televizyon programlarının tek sesli hale gelmesi nedeniyle dijital platformlara geçmişti, şimdi RTÜK burayı da benzer bir yere sürüklüyor. İzleyici yeni yollar bulacaktır.


Etiketler: insan hakları, medya, kültür sanat
İstihdam