17/04/2023 | Yazar: Yıldız Tar
ÜniKuir’in bir araya getirdiği taleplerde adaletten iklime, emekten sosyal politikalara eşitliğin yol haritası çiziliyor.
“Yapılacak olan seçim öncesinde ve özellikle umudumuzun yazı Gezi’den bu yana bilinçli bir şekilde yükseltilen LGBTİ+ karşıtlığı, artırılan nefret söylemleri, LGBTİ+’lar üzerinden körüklenmeye devam edilen kutuplaşma, hak savunucuları üzerinde kurulan baskı, demokratik araçların ve bağımsız yargının giderek daha fazla örselenmesi düşünüldüğünde seçimlerin sonucunun LGBTİ+’lar için hayatta kalma meselesi haline geldiği görülecektir.”
Böyle başlıyor ÜniKuir Derneği’nin hazırladığı seçim bildirgesi. 15 farklı ilden, 21 farklı üniversiteden 87 kişiyle görüşen, forumlar düzenleyen dernek “Üniversiteli ve Genç LGBTİ+’ların Seçim Sürecinden ve Sonrasından Talepleri”ni geçtiğimiz günlerde yayınladı.
Bildirgede talepler sekiz ana başlık altında toplanıyor: Adalet ve insan hakları, çevre ve iklim krizi, eğitim, emek, sağlık, siyasal katılım, sosyal politikalar ve hizmetler, 6 Şubat’ta yaşanan depremler.
“Siyasette üç kutup var”
Derneğin Siyasal Katılım ve Savunuculuk Programı Koordinatörü Mahmut Şeren, bildirgeyi hazırlama süreçleri ve bundan sonrasını KaosGL.org’a değerlendirdi. Faaliyetleri ve meclis izleme çalışmaları sonucu siyasette LGBTİ+ hakları söz konusu olduğunda üç kutup tespit ettiklerini belirten Şeren, bu kutupları şöyle sıraladı:
“LGBTİ+’ları düşmanlaştıranlar, nefret siyaseti yapanlar ilk kutup. İkincisi ise hak temelli perspektif oluşturanlar ancak bunda zorlananlar. Son kutup, suskunlukla geçiştirip sürece dahil olmamaya çalışanlar. Bizim bu bildirgeyi yazma sebebimiz hak temelli talepleri gündeme getirenleri güçlendirmek. LGBTİ+’ların sorunlarını gündeme getirenlerin LGBTİ+’ları belli başlıklara sıkıştırdığını, geniş bir perspektifle ele almadığını, bağlantılı sorunları görmediğini ve bütüncül olmayan bir yaklaşımları olduğunu fark ettik. Bunu değiştirebilmek için kapsamlı bir talepler listesi hazırlamak istedik. Öte yandan suskunlukla izleyenlerin de bir yerden sonra bir tarafta yer almak zorunda kalacağını öngörüyoruz. Bu bildirge onlar açısından da bir hazırlık olarak görülebilir. Bildirge seçim kampanyasında kullanacağımız en önemli araç ama 14 Mayıs’ta nokta koymayacağız. Halktan yetki alanların bu bildirgedeki talepleri yerine getirmesi için çalışmaya devam edeceğiz.”
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi kaldırılsın”
Bildirgenin adalet ve insan hakları başlığında en öne çıkan talep Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sona ermesi. Çoğulcu, katılımcı, demokratik ve parlamenter sisteme dayalı bir Cumhuriyet inşasına da talep olarak yer veren bildiride ayrıca İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun da es geçilmiyor:
“İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalanmalı ve 6284 Sayılı Kanun’dan LGBTİ+’ların da yararlanma hakkı olduğu açıkça düzenlenmelidir.
“Yürütme tarafından imzalanmış olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne Ek 14 No’lu Protokol TBMM tarafından onaylanmalıdır. Ayrıca Birleşmiş Milletler Zorla Kaybedilmeye Karşı Herkesin Korunması Sözleşmesi gibi henüz imzalanmayan insan hakları sözleşmeleri imzalanmalı; Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme gibi imzalanan ancak çekince koyulan sözleşmelerdeki çekinceler kaldırılmalıdır.”
Adalet komisyonları talebi
Vatandaşlığın yeniden tanımlanmasından nefret suçlarına, sığınaklardan yargı bağımsızlığına bir dizi talebin yer aldığı başlıkta dikkat çeken bir diğer talep ise adalet komisyonlarının kurulması. ÜniKuir, Geçmişte yaşanmış nefret suçları, zorla kaybetmeler, kimlik temelli ağır insan hakları ihlalleri, savaş suçları gibi durumlar için geçiş dönemi adaleti komisyonları kurulmasını ve bu komisyonlarda LGBTİ+’ların temsil edilmesini istiyor ve ekliyor:
“Geçmişte yaşanmış nefret suçları devlet tarafından tanınmalı, kamusal özür dilenmeli, hayatını kaybedenlerin isimleri sembolik yapılara ve alanlara verilmeli, mağdurların ve yakınlarının zararları tazmin edilmelidir.”
Zorunlu askerliğe son
Genç LGBTİ+’ların siyasetçilerden talepleri arasında zorunlu askerliğin kaldırılması, vicdani ret hakkının tanınması, enerji, sanayi, kentleşme ve tarım politikalarında canlılar arasında eşitliğin olduğu ekolojik yaklaşımın esas alınması, kampüslerde LGBTİ+’ların ifade, protesto ve örgütlenme özgürlüğünün korunmasına yönelik gerekli tedbirler alınması gibi talepler de yer alıyor.
Grev hakkına anayasal güvence
Emek alanında ayrımcılığa karşı adımların yanı sıra grev hakkına anayasal güvence de talep eden dernek, siyasi partileri LGBTİ+’lara nefret ve şiddete karşı harekete geçmeye çağırıyor:
“Seçim sürecinde LGBTİ+’ların hedef gösterildiği, nefret söyleminin üretildiği ve şiddet olaylarının yaşanması durumunda siyasi partiler bunlara tepki göstermelidir.
“Nefret suçlarını azmettiren, iştirak eden veya destek olan ya da nefret söylemi üreten siyasi örgütlenmeler hakkında mali desteğin kesilmesi, kamu kurumlarıyla işbirliği kurumaması, kamusal alanlarda faaliyet yürütmesinin engellenmesi gibi yaptırımlar uygulanmalıdır.”
Bildirgenin tamamına ulaşmak için tıklayın.
Etiketler: insan hakları, sivil anayasa, nefret suçları, çalışma hayatı, eğitim, kent hakkı, barınma, sosyal hizmet, aile, askerlik, sağlık, siyaset, ekoloji, onur yürüyüşü, ekonomi, anayasa, dava