26/04/2020 | Yazar: Kaos GL

Hatay’dan sendika ve meslek örgütleri, Diyanet’in nefret hutbesini kınadı, yetkilileri yanlışlığı düzeltmeye çağırdı.

Hatay’dan Diyanet’in nefretine tepki: Mesleki sorumluluğumuz gereği uyarıyoruz Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Hatay Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Hatay Tabip Odası Kadın Hekimlik Kolu, Hatay Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği ve Hatay Psikologlar Derneği, yaptıkları ortak açıklamayla Diyanet’in nefret hutbesini kınadı. Örgütler, “Biz alanda hizmet verenler olarak; özellikle pandemiyle mücadele edilen böylesi bir zamanda ayrımcı ve nefret suçlarına zemin hazırlayabilecek söylemlerin LGBTİ+'ları ve HIV'le yaşayanları hedef haline getirebileceğinin kaygısını taşıyor ve mesleki sorumluluğumuz gereği yetkilileri uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamanın tam metni şöyle:

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 24.04.2020 tarihli geniş kesimlere ulaşan Cuma hutbesi konuşmasında bilimdışı, yanlış iddialarla eşcinselleri ve HIV’le yaşayanları hedef göstermiştir. Erbaş konuşmasında eşcinselleri hastalıkların nedeni olarak işaret etmiş, HIV “gayrimeşru yaşantı sonucu oluşmaktadır” diyerek HIV’le yaşayanları ise kriminalize etmiştir.

Pandemi gibi tüm toplum için kırılgan olan böylesi zor bir dönemde dezavantajlı grupları bilimdışı, nefret suçlarına zemin hazırlayan, ayrımcı ifadelerle hedef haline getirmek kabul edilemez.

Eşcinselliğin bir hastalık olduğu yaklaşımı 1973 yılından itibaren terk edilmeye başlanmış ve zaman içerisinde hastalık tanı listelerinden çıkarılmıştır. Hastalık tanımlaması bilimsel olarak kabul gören tanı sınıflandırmaları ile yapılmaktadır. Bu açıdan sarf edilen ifadeler bilimsel kabule aykırıdır. Eşcinselliği hastalıkla ilişkilendiren yanlış söylemler toplumda ötekileştirme aracı olarak kullanılmakta, eşcinsel bireyler cinsel yönelimleri nedeniyle ayrımcılığa uğramaktadır. Bu açıdan toplumda bir kesimi tedavi edilmesi gereken, hastalıkların nedeni olarak tanımlayıp işaret etmek bir insan hakkı ihlalidir.

Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü resmi sayfasında da ifade edildiği üzere HIV’le yaşayanların sosyal damgalanma ve ayrımcılığa uğrama endişesi ile tanı ve tedavi hizmetleri almaktan kaçındığı bilinmektedir. HIV’in tedavi ile kontrol altında tutulabildiği; yaş, ırk, cinsiyet, cinsel yönelim ayırt etmeksizin herkeste görülebildiği; bulaş yollarından sadece birinin cinsel ilişki olduğu bilimsel bilgilerdir. Bu bilimsel bilgilere rağmen HIV’e dair kriminalize eden söylemlerin; hem sosyal damgalanma korkusunu arttırması nedeniyle HIV yayılımını hem de HIV ile yaşayanlara yönelik ayrımcı tutumları pekiştirmesi muhtemeldir.

Diyanet İşleri Başkanı ‘Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte hareket edelim’ derken neyi kastetmektedir? Nasıl bir mücadele yürütmeyi istemektedir? Toplum farklı eğilimleri olan bu bireylerle mücadelede nasıl yardımcı olacaktır? Bu çağrının LGBTİ+’lara olan saldırıların artması, hizmet verilmemesi, iş verilmemesi ve gittikleri her yerde her tür şiddete maruz bırakılmaları şeklinde algılanması nasıl engellenecektir? Bu haliyle Diyanet İşleri Başkanı toplumu LGBTİ+’lara yönelik her türlü ayrımcılığa, nefrete ve şiddete davet etmediğini nasıl anlayabiliriz?

Diyanet İşleri Başkanı’nın HIV gibi tıbbi bir konuyu ‘lanetli’ olarak etiketlediği cinsel yönelimlerle eşleştirmesi; HIV’le yaşayanların hali hazırda maruz kaldığı sosyal damgalanmayı perçinleyecek, tanı ve tedaviden kaçınmaya yol açacak, HIV’le yaşayanların yaşam kalitesini olumsuz etkileyecektir.

Kamu kurumlarını temsil eden bireylerin açıklamaları, sonuçları açısından çok daha hassas bir zeminde değerlendirilmelidir. Özellikle içinden geçilen bu zor zamanlarda kamu görevlilerinin toplumsal dayanışmayı daha çok vurgulaması gerekirken dezavantajlı gruplara dönük ayrımcı, nefret söylemi barındıran ifadeleri ciddi hak kayıplarına neden olabilecek sonuçlar doğurabilir.

Biz alanda hizmet verenler olarak; özellikle pandemiyle mücadele edilen böylesi bir zamanda ayrımcı ve nefret suçlarına zemin hazırlayabilecek söylemlerin LGBTİ+'ları ve HIV'le yaşayanları hedef haline getirebileceğinin kaygısını taşıyor ve mesleki sorumluluğumuz gereği yetkilileri uyarıyoruz. Bu ayrımcı dilin bir an önce terk edilmesini; bununla birlikte LGBTİ+’lar ve HIV’le yaşayanların sağlık ve sosyal hizmetlere erişim noktalarında yaşadıkları çeşitli zorlukların tespit edilip giderilmesini talep ediyoruz. Yetkilileri, içinden geçilen bu zorlu günlerde, ayrımcı ve nefret söylemlerinin olası kötü sonuçlarını engellemek adına bilimsel içerikli açıklamalar yapmaya ve bu yanlışlığı düzeltmeye davet ediyoruz.


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, sosyal hizmet, sağlık, din/inanç, sağlık hakkı
nefret