27/09/2022 | Yazar: Ali Erol

“Aile” mitingi adı altında LGBTİ+’ların var olma ve hayat hakkını hedef alan nefret söylemini kayda geçiren hak haberciliği manşetlerini derledik.

Homofobik nefrete karşı hak haberciliği gazeteciliği Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

LGBTİ+ onur yürüyüşlerini tehdit etmekten yargılanan ve ceza alan isimlerin Eylül 2021’de “Aileni ve Neslini Koru, Sapkınlığa Dur De” sloganıyla başlattığı homofobik nefret kampanyasının kamu temsilcilerinin doğrudan desteğiyle Eylül 2022’de LGBTİ+ karşıtı bir nefret mitingine varan süreci “Hükümet medyasının “aile” albümünden ayrımcılık ve nefret suçu kareleri” başlığı altında izlemiştik.

LGBTİ+’ların var olma ve hayat hakkını hedef alan “Aile Buluşması” adlı mitinge aracı olan “RTÜK”, “Sabah”, “Yeni Şafak”, “Doğruhaber”, “Milat”, “Aydınlık”, “Millî Gazete” ve “Akit” yayınlarının nefret manşetlerinin ardından, bu kez, homofobik nefrete karşı hak haberciliğini gözeterek söz konusu “aile” mitingiyle üretilen ve yayılan nefret söylemini kayda geçiren medya manşetlerini derledik.

“LGBT örgütünün tüm derneklerinin, yapılanmalarının kapatılması; tüm propaganda faaliyetlerinin durdurulması ve yasaklanması için” 18 Eylül’de İstanbul Fatih’teki Saraçhane Parkı’nda düzenlenen, olmuyorsa “idam”a kadar yolu var söyleminin dillendirilebilmesine imkân sunan mitingin tanıtım videosunu “kamu spotu” olarak televizyon kanallarına ve radyo istasyonlarına tavsiye eden RTÜK, “Aile Buluşması” adlı nefret etkinliğinden üç gün önce, Uluslararası Medya Enformasyon Derneği’yle (UMED) ortaklaşa düzenlediği “Medyada Nefret Söylemi” paneli kapsamında “Nefret Söylemine DUR de!” diyordu:

“Bir grup insanı aşağılamak, bunlara karşı ön yargı oluşturmak amacıyla gerçekleştirilen söylemler ile hedef alınan gruplara "toplumda size yer yok" mesajını yineleyerek vermek insanın en temel hakkı olan "yaşama ve katılım hakkı"nı ihlal etmektir.”

“Nefret söylemi, temel hak ve özgürlükleri yok etmeye yönelik olarak hakkın kötüye kullanımıdır. Nefret içerikli ifadeler ile diğer hak ve özgürlüklerin çatışması nedeniyle, nefret söylemi sınırlandırılmalıdır. Çünkü nefret söyleminin sınırlandırılmamasıyla, aslında bu ifadeler ile hedef alınan kişi veya grubun otonomi ve benliklerine yönelik saldırıların önü açılmış olacaktır. Ayrıca, nefret söylemiyle mücadele edilmemesi, bunun temelindeki ayrımcı davranışın uzun dönemde normalleşmesi sonucunu doğuracaktır.”

Cumhuriyet: Protesto değil nefret suçu

Cumhuriyet gazetesi, “Aile Buluşması” adı altında, İstanbul Saraçhane’de 18 Eylül’de düzenlenen mitingi, “Protesto değil nefret suçu” manşetiyle gördü.

“Protesto değil nefret suçu” manşetini, “AKP eliyle toplumu kutuplaştırma, LGBTİ+ karşıtı eylemle tırmandı”, “RTÜK destekli gösteri”, “Ceza hukukuna konu olur” ara başlıklarıyla açan Cumhuriyet, “İstanbul'da gericiler LGBTİ+ karşıtı miting yaptı” başlığıyla devam etti: “Saraçhane Meydanı’nda buluşan LGBTİ+ karşıtı birçok tarikat ve cemaat üyesi, iktidarın diline doladığı “nefret suçu” kavramını eyleme dönüştürdü. Onur Haftası Yürüyüşü’nü yasaklayan İstanbul Valiliği’nin bu yürüyüşe izin vermesi tepkiye yol açtı.”

“Büyük Aile Buluşması” adı altında LGBTİ+ karşıtı yürüyüş düzenlendiğini belirten Cumhuriyet, “Mitingte aile kurumunun saldırı altında olduğu iddia edildi”ğini, “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”un hedef alındığını ekledi.

“RTÜK destekli eylem” ara başlığı altında, Cumhuriyet, ““Dijital çağda LGBT propagandasının Türkiye’yi ve dünyayı saran bir virüs” olduğu ve “Cinsiyetsizleştirmek, insan neslini azaltmak, aile kurumunu yok etmek isteyen küresel ve emperyalist lobilere ‘dur’ demek istiyorsan, ailemizi, çocuklarımızı ve gelecek nesillerimizi korumak için büyük aile buluşmamıza sen de katıl” ifadeleri”nin kullanıldığı yürüyüş için hazırlanan tanıtım videosunun Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) internet sitesinin “kamu spotları” bölümünde yer aldığına dikkat çekti.

Cumhuriyet gazetesi son olarak, LGBTİ+ karşıtı yürüyüşün insan hakları hukuku açısından nefret söylemi olduğunu söyleyen ve yürüyüşün Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında “ifade özgürlüğü” kapsamına girmediğini belirten hukukçu görüşünü ekledi.

İstanbul Saraçhane'deki LGBTİ+ karşıtı eyleminin protesto değil, nefret suçu içerdiğine vurgulayan psikiyatr görüşü de aldı: “Cinsel kimlik, yönelim; katılınmayan bir görüş ya da istenmeyen bir eylem gibi protesto edilecek bir şey değildir. İnsan olmayı protesto edemezsiniz.”

Cumhuriyet gazetesi, “İstanbul'da yapılan LGBTİ+ karşıtı mitinge yurttaşlardan büyük tepki” başlıklı bir de sokak-röportajı videosu hazırladı: “Cumhuriyet TV'ye konuşan yurttaşlar, giderek artan ayrımcılık ve kutuplaştırıcı bu tutumlarla ilgili ne düşündüklerini anlattılar.”

Cumhuriyet’in, “İstanbul'da LGBTİ+ karşıtı miting: Tepkiler çığ gibi büyüdü” başlıklı haberi ise Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği (BÜMED) tarafından twitter hesabından paylaşıldı: “Onur yürüyüşünün, 8 Mart etkinliklerinin, Boğaziçi direnişi eylemlerinin engellendiği ülkemizde, dün, devlet kurumlarının desteği ile cinsel kimlikleri ve yönelimleri üzerinden insanların varoluşlarını tehdit eden bir yürüyüş düzenlendi… Haklı olarak 'nefret yürüyüşü' olarak nitelenen ve tepki gösterilen gösteriyi düzenleyenlerin taleplerinden biri de üniversitelerde LGBTİ+ dayanışma ağ, oluşum ve etkinliklerinin yasaklanması. Kendisi ve kendisine benzer olanlar dışındakilerin varoluşunu kendi varlığına tehdit gören, bu varoluşları kriminalize eden, bastırmaya çalışan bu zihniyetin icraatlarını yaklaşık iki yıldır Boğaziçi Üniversitesi'nin işgal projesinde de yaşıyoruz.

Bu süreçte Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü kapatıldı, gökkuşağı bayrağı taşıyan öğrenciler gözaltına alındı. Daha önce üniversitemizde sekiz defa düzenlenen Onur Yürüyüşü'ne acımasız bir polis şiddeti marifetiyle engel olundu. En temel gösteri ve ifade özgürlükleri hukuksuzca, keyfekeder kısıtlanırken, nefret söylemini yaygınlaştıran, kampüsleri hedefine koyan bir toplaşmanın devlet eliyle pazarlanması kabul edilemez. BÜMEDeğer olarak yaşamın, çoğulculuğun ve özgürlüğün yanındayız.”

“İstanbul'da LGBTİ+ karşıtı miting” haberini, “Normal bi hukuk devletinde “nefret” suçu, “halkın bir kesimini bir kesimine karşı kinlendirme ve kışkırtma suçu” ile gözaltına alınırlardı” ifadesiyle paylaşan Dr. İbrahim Sözen isimli twitter kullanıcısı ise Hitler Almanyası’nı hatırlatan bir paylaşımla devam etti: “Türkiye’de tıpkı 2. Dünya Savaşı öncesi Hitler Almanyası’ndaki belli insan gruplarının ötekileştirilmesi, hedef gösterilmesi, halkın bu gruplara karşı kışkırtılması süreci yaşanıyor. Bu faşizmdir, insanlık suçudur ve AKP bunun ortağı ve izin verenidir”

“Devletimizin gerekli tedbirleri alması”nı isteyen Aydınlık ise “Protesto değil nefret suçu” manşeti atan Cumhuriyet gazetesini hedef aldı: “‘Nefret suçu’ halayının başında kim var?’”

“Pedofili, Ensest, Zoofili” ara başlığı altında Cumhuriyet’in manşetini dezenforme eden Aydınlık, “Aradığınız nefret suçuna ulaşılamıyor” başlığı altında Cumhuriyet’in yanı sıra BirGün gazetesini de hedef aldı.

BirGün: Devlet destekli nefret

BirGün gazetesi, LGBTİ+ karşıtı mitingi, “Devlet destekli nefret kustular” manşetiyle gördü.

“İktidar ve gerici çevreler toplumsal yaşamı hedef almayı sürdürüyor. Peş peşe gelen konser ve festival yasaklarının ardından bu kez LGBTİ+ bireyler hedef tahtasına konuldu. İstanbul Saraçhane’de cemaatlerin ve tarikatların da katılımıyla ‘Büyük Aile Buluşması’ adlı LGBTİ karşıtı yürüyüş gerçekleşti. Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu, İsmailağa, Hakyol, Hüdayi Vakfı, Siyer Vakfı, TÜGVA, İHH, Ülkü Ocakları, Yesevi Alperen Ocakları, Osmanlı Ocakları gibi 150’ye yakın kuruluşun yanı sıra Vatan Partisi de mitingde yer aldı… nefret sloganları… RTÜK’ün destek verdiği Valiliğin engel olmadığı yürüyüş…”

BirGün gazetesi, nefret mitingi öncesi, “RTÜK’ten nefreti körükleyen kamu spotuna onay”, “RTÜK’ten skandal kamu spotu: LGBTİ+'ları hedef alan mitingin propagandasını yaptırdılar”, “LGBTİ+ karşıtı ‘kamu spotu’nu RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin mevzuata aykırı biçimde yayınlatmış!”, “LGBTİ+ karşıtı miting açık tehdit” haberleri geçti.

LGBTi+ karşıtı mitinge siyasi partilerden sanatçılara, demokratik kitle örgütünden yurttaşlara kadar çok sayıda tepki mesajı geldiğini duyuran BirGün gazetesi, “İstanbul'da LGBTİ+ karşıtı miting: Nefret yürüyüşüne tepki yağdı! “Kimse varoluşuyla hedef gösterilemez”” paylaşımı yaptı.

Şarkıcı Mabel Matiz’in “Herkesi LGBTİ+’larla dayanışmaya çağırıyorum” paylaşımını da veren BirGün, akademisyen Yasin Durak’ın değerlendirmesine de yer verdi: “Tüm bu infial yaratma çabası Saray rejimini Türkiye kültürü karşısında daha da komik duruma düşürmekten başka bir işe yaramıyor. Örneğin çok karşılık bulacağını sandıkları şu ‘aile elden gidiyor’ fiyaskosu dahi bugün Türkiye’deki LGBTİ+ gerçeğini örtmeye yetmiyor. Dikkat edin ne ölçüde heteroseksist kodlarla bezeli olursa olsun, bu ülkenin kültür tarihinde eşcinselliğe muhakkak şu ya da bu şekilde bir alan tanındığını görürsünüz. Bir müstehcenlik örtüsüyle de olsa eşcinsel olanın yaşamına olanak tanındığını görürsünüz. Bu yüzden iktidar yaşamın kendisiyle olan kavgasını ne yaparsa yapsın halka havale edemeyecek. Bu kültür en muhafazakâr uğraklarında dahi saray rejiminin böylesi saçmalıklarına eşlik edemiyor. Zeki Müren’in ‘aleni sırrının’ itinayla dillendirilmediği, Bülent Ersoy’un ezan okuduğu bir ülkede yaşadığımızı unutmaksızın, maruz kaldığımız ‘kültür kırımın’ bu dönemecinde de LGBTİ+’ya arka çıkmak elzem.”

Evrensel: Nefret söylemi İstanbul’da sokağa indi

Evrensel gazetesi, “aile” adı altındaki nefret mitingini, “Bir tek nefrete yasak yok” manşetiyle karşıladı.

“LGBTİ karşıtı yürüyüşe tepkiler sürüyor: Ayrımcılık suçtur!” başlığı ile devam eden Evrensel, “LGBTİ karşıtı mitinge siyasetçiler, sanatçılar, gazeteciler ve yazarlardan tepki yağıyor” diyor ve ekliyor: “Cemaatlerin ve tarikatların da katılacağı "Büyük Aile Buluşması" adlı LGBTİ karşıtı yürüyüşe tepkiler sürüyor. Siyasetçiler, sanatçılar, gazeteciler ve yazarlar, Onur Haftası'nda yürüyüşü yasaklayan İstanbul Valiliği'nin bu yürüyüşe izin vermesi tepki gösterdi, ayrımcılık suçu işlendiğini vurguladı. Nefret söylemi içeren duyuru videosu RTÜK'ün internet sitesinin “Kamu Spotları” bölümünde yer alan yürüyüşün Saraçhane Parkı'nda başlayacağı bildirildi…”

Evrensel, nefret mitingi öncesinde, HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy’un Meclis gündeminden, “RTÜK LGBTİ+'lara yönelik nefret suçu işliyor!” haberi geçti.

“LGBTİ karşıtı mitingden notlar” başlığı altında, Evrensel, nefret mitingini izledi: “Nefret söylemi İstanbul’da sokağa indi. Olan biten aslında tam olarak bu. Günlerdir konuşulan -İstanbul Valiliği’nin izin verdiği, RTÜK’ün kamu spotu diye çağrısını yayımladığı- LGBTİ’leri hedef alan “Büyük Aile Buluşması” mitingi bugün Saraçhane’de gerçekleştirildi. Kürsüden LGBTİ’lere savaş açtıklarını duyuran konuşmacılar da oldu, "biz buraya gitar dinlemeye mi geldik” diyerek sahneden yapılan müziğin susmasını isteyenler de…”

“Mitingin daha başında eline mikrofonu alan sunucu LGBTİ'lerin lobiler ve küresel güçler tarafından desteklendiğini iddia etti, sunucu yine aynı konuşmada LGBTİ'leri hedef almadıklarını savundu: "Burada LGBTİ’ler hedef alınmıyor, nefret söylemine yer yok. Ailemizi ve hassasiyetlerimizi korumak için burayı doldurduk.”

“Kürsüden yapılan konuşmalarda kadın hareketi ve 8 Mart eylemleri de hedefe alındı. Konuşmalarda İstanbul Sözleşmesine dair sözleşmeden çekildiği süre boyunca sıralanan 'Sözleşme LGBTİ sözleşmesi, aileyi hedefe koyuyor' argümanlar tekrarlandı. İstanbul Aile Vakfı ise İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasını yeterli görmüyordu: "6284 Sayılı Kanun değişmeli” diyerek Anayasal değişiklik istediklerini ilan ettiler Saraçhane’de.”

“Mitingin çağrıcılığını yapan Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu, LGBTİ örgütlerinin kapatılması, basın yayın organları, sosyal medya platformlarında "propaganda ve reklam faaliyetlerinin" yasaklanması ve suç kabul edilmesi için kanuni düzenleme talep ederek mitinge katılanlardan imza topladılar.”


Etiketler: medya
İstihdam