08/10/2019 | Yazar: Ali Erol

Ekim ayının ilk haftasından, homofobik nefret söylemiyle bendini aşıp “köşe”lerine sığmayan gazete yazıları…

Homofobik nefret söylemiyle bendini aşıp “köşe”lerine sığmayan gazete yazılarını sizler için okumaya devam ediyoruz. Milat, Millî Gazete, Malatya SonSöz ve Akit’ten seçtiğimiz işte Ekim ayının ilk haftasından nefret “köşe”leri…

Malatya SonSöz gazetesinden Cemal Karabaş, giyim kuşamda cinsiyet ayrımı kalmadığından yakındığı “Cinsiyetsiz, Cibilliyetsiz…” başlıklı köşe yazısında, “Şimdi zaten arkadan kimin kız, kimin oğlan olduğu da anlaşılmıyor” diye yazdı.

“Namus bizde sözdür, dindir, ahlaktır, vatandır, ailemizdir, ezandır, bayraktır” diye saydıran Cemal Karabaş, “köşe yazısı”nı “lezbiyen” ve “eşcinsel”e bağlayarak bitirdi:

“Dünyayı savaşlarla, soygunlarıyla kaosa sürükleyen Batı, şimdi bizlerden cinsiyetsiz, cibiliyetsiz , homo bir nesil istiyor. Aile ve toplumun gelenek baskısına maruz kalmış erkek veya kız çocuklarının cinsiyet tercihlerine dokunulmamasını ,kız çocuğunun lezbiyen, erkek çocuğu eşcinsel eğilimine müdahale edilmemesini istiyor.”

Milat gazetesinden Asiye Türkan, “Rahman bir düzen kurmuş, hangi millet bu düzeni bozmaya, ilahi kanunun dışına çıkmaya çalışmış ve sorumsuzca hareket etmişse, hüsrana uğramış kötü sonuçlarla karşılaşmıştır” dediği “Aklını kullanmayanlar pislik içindedir!” başlıklı köşe yazısında, “toplu helâklar”ın gerekçesini sıraladı: “…fıtratının dışına çıkılmış, egolar tatmin edilmeye başlanmış, aile mevhumu ortadan kalkmış, kadın erkek, erkek de kadın gibi olmuş, yasak ilişkiler helal olmuş... işte o zaman toplu helâklar olmuştur.”

Sıra “helâk”a gelir de, Milat yazarı Asiye Türkan, “köşe yazısı”nı “homoseksüelik”e bağlamaz mı: “Emrimiz geldiğinde altlarını üstlerine getirdik. Balçıktan pişirilmiş, ufak taşları üstlerine yağdırdık. Bunlar Rabbin tarafından damgalanmışlardı. Böylece azap, zalimlerden uzak olmaz.„ denilen Lut (a.s.)’ın kavminin başlıca özelliği eş cinselliği, homoseksüelliği değil miydi?”

Millî Gazete’den Abdülaziz Kıranşal, “Bu sistem Müslümanların hiçbir sorununu çözemez” başlıklı köşe yazısında, “yuvalarımızın yıkılmasını ailelerimizin dağılmasını, kadınlarımızın şiddete maruz kalması”na yol açan “sistem”e saydırıyor: “…anneliği ve ev hanımlığını basitleştirip, iş kadınlığını teşvik ediyor, ETCEP projesi, İstanbul Sözleşmesi, AB uyum yasaları, LGBT dernekleri, pozitif ayrımcılık, haksız nafaka yasaları ve yanlış aile politikalarıyla kendi toplumunun aile yapısını çökertiyor.”

Akit’in, “Yazar Kıranşal'dan yanlış aile politikaları vurgusu: Bu sistem değişmedikçe hiçbir şey değişmez” başlığıyla, Millî Gazete köşe yazarını selamladığı görüldü.

Akit’ten Abdurrahman Dilipak, “Fay hattı nereden geçer?” başlıklı köşe yazısında, “insan hakikat yolculuğundan saparsa, fay kırığı oluşur” diye yazdı ve tabii ki “Lut kavminin helak olduğu o Lut gölü kırığı, aslında bir gay ve lezbiyen kırığıdır” diyerek de homofobik nefretin yol açtığı “beyninden ve kalbinden geçen fay hattı”nın “köşe yazısı” konusu ne olursa olsun değişmeyeceğini bir kez daha göstermiş oldu.

Not: Bu haberde, internet ortamı ile sosyal medyadan yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alıntılanıyor.


Etiketler: medya
2024