20/04/2021 | Yazar: Belgin Günay

İnterseks bir çocuğun doğumu, 1950'lerden beri, “ebeveyn sıkıntısını önlemek” ve sözde “çocuğu korumak” için tıbbi araçlarla “düzeltilmesi” gereken “psiko-sosyal bir acil durum” olarak ele alınıyor.

İnterseks Genital Mutilasyonu (IGM) nedir? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Çizim: Aslı Alpar

“İnterseks” dosyamız kapsamında Belgin Günay, OII Avrupa sitesinden çevirdi.

İnterseks Genital Mutilasyonu (IGM) sağlıklı bir interseks bedene yapılan müdahaledir. Bu bir bireyin dış genital organları toplumsal ya da tıbbi normlara göre “kadın” ya da “erkek” olarak nitelendirilebilecek kadar “normal” görünmediğinde uygulanır.

IGM her zaman yaygın bir uygulama değildi. 20. yüzyılın ortalarından önce kadın – erkek ikiliğine uymayan genital organlarla doğan pek çok çocuk ameliyat edilmiyordu. 1950’lerden başlayarak ise, toplumsal normlara uyma baskısının kimseye aman vermediği bir çağda, standart uygulama protokolü değişti. Atipik genital organlarla doğan bebekler giderek daha sık klitoris küçültme, vajinoplasti, gonadektomi, hipospadias düzetmesi gibi, fonksiyonları geliştirmek yerine cinsiyetlendirilmiş görünümü düzeltme amaçlı, cerrahi müdahalelere maruz kalmaya başladılar.

IGM, cerrahi, hormonal ve diğer tıbbi uygulamalar gibi cinsiyet şekillendirmeye yönelik, geri döndürülemez ve hayati olmayan kozmetik nedenlere bağlı tüm zararlı tıbbi uygulamaları kapsar. 

Bebekler ve çocuklarda tıbbi müdahaleler hâlâ standart uygulama sayılıyor

Dünya Sağlık Örgütü’nün Uluslararası Hastalık Sınıflandırması’nın 11. versiyonunda (ICD-11) cinsiyet karakteristikleri çeşitliliğine sahip bireyler patolojize edilmeye ve durumları bir “bozukluk” olarak nitelendirilmeye devam ediliyor.

2009 yılından beri, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Sözleşme Denetim Organları BM’ye üye ülkelere interseks bireylerin toplum ve tıbbi ortamlar içinde karşılaştıkları insan hakları ihlallerini durdurmaları yönünde 70’ten fazla kez çağrı yaptı.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (PACE) "İnterseks kişilerin insan haklarının geliştirilmesi ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması" (2017) kararında, Avrupa Parlamentosu "İnterseks Kişilerin Hakları" kararında (2019) ve Avrupa Komisyonu “LGBTIQ Eşitlik Stratejisi”nde (2020) üye devletleri, ameliyatlar ve diğer tıbbi uygulamalar da dahil olmak üzere interseks kişilerin patolojize edilmesine ve zararlı tıbbi uygulamalara son vermeye çağırıyor.

Buna karşın pek çok interseks bebek ve çocuk hatta ergenler ve yetişkinler hayati gerekliliği olmayan, invazif ve geri döndürülemeyen cerrahi müdahalelere ve diğer tıbbi uygulamalara maruz kalmaya devam ediyor. Pek çok durumda bu müdahaleler interseks kişinin kendisi tarafından istenmiyor ve aslında bebek ve çocuklarda bu müdahaleleri kişi kendi kararını verebilecek yaşa gelene kadar erteleme imkanı bulunuyor.

Örneğin, Almanya'da çeşitli fiziksel cinsiyet özelliklerine sahip çocuklarda dişileştirme ve erkekleştirme genital ameliyatlarının nicel gelişimi üzerine bir çalışma (2017) ve onun takip çalışması (2019), Alman hastanelerinde devam eden insan hakları ihlallerini 2015 ve 2016 yılları için rakamlarla kanıtlıyor. Takip çalışması, tıbbın normatif, ataerkil ve şiddet içeren tedavi uygulamalarından uzaklaşmaktaki korkutucu yetersizliğini ortaya koyuyor. İlerici bir şekilde revize edilen kılavuz ilkelere rağmen, fiziksel cinsiyet özelliklerinde çeşitlilikler gösteren on yaşından küçük ve yatarak tedavi gören çocuklara uygulanan dişileştirme ve erkekleştirme ameliyatlarının sıklığı 2005'ten 2016'ya kadar tanılara göre azalmadı. Aksine, genel olarak sabit kaldı. Araştırmaya göre, ortalama olarak, araştırma dönemi boyunca her yıl 1871 dişileştirme ve erkekleştirme ameliyatı gerçekleştirildi; 2016 yılında bu sayı 2079 cerrahi prosedür kadar yüksekti.

(Kaynak: OII Almanya)

Kadın Sünneti / Genital Mutilasyonu (KGM) ve İnterseks Genital Mutilasyonu'nda (IGM) dikkate alınması gereken ortak noktalar

Pek çok yasal bağlam, interseks genital mutilasyonunu (IGM) açık bir şekilde ele almamakla birlikte, kadın genital mutilasyonu (KGM) Avrupa hukuk ortamında yaygın olarak ele alınıyor. Bu yasal farklılaşma, büyük ölçüde keyfi ve interseks kişilerin haklarını tehdit eden aynı kültürel varsayımlara ve stereotiplere dayanıyor.

KGM VE IGM ORTAKLIKLARI İÇİN HIZLI KILAVUZ

KGM ve IGM birçok ortak özelliği paylaşır, ancak çok farklı açık yasal standartlar mevcuttur. İşte bazı ortak yönlerin açıklamaları:

Her iki uygulama da sosyal olarak kabul edilme ihtiyacı çerçevesinde yapılıyor; ancak birçok interseks kişi için çocukluk ve ergenlik yıllarındaki ameliyatlar, sosyal içerme veya ötekileştirme ile ilgili durumlarını iyileştirmedi.

Her iki uygulama da yeterince kadın (veya erkek) olarak görülmeyen kısımların çıkarılması gerektiği fikrinden motivasyon buluyor; İnterseks kişiler söz konusu olduğunda bu, bebeklere ve çocuklara yönelik klitoris küçültme / geri çekme, labiayı çıkarma, üretranın açıklığını penisin ucuna taşıma gibi müdahaleleri içeriyor.

Her iki uygulama da neyin kabul edilebilir cinsel davranış olarak kabul edildiğine dair inançlardan motivasyon buluyor; interseks kişiler söz konusu olduğunda, IGM'yi gerçekleştirenlerin ortak hedeflerinden biri, gelecekteki yetişkinin penetrasyonlu cinsel ilişki yaşamasına ve sözde üreme yeteneğine izin vermek. İnterseks yetişkinin gelecekteki cinsiyet kimliği, cinsel yönelimi veya cinsel tercihini öngörmenin imkansızlığı ya da interseks yetişkin için penetratif ilişki kapasitesinin zarar görmemiş cinsel organlardan daha az önemli olabileceği gerçeği hesaba katılmıyor.

Her iki uygulama da kişinin yaşamı ve sağlığı üzerinde etkili; interseks kişiler söz konusu olduğunda bu, cinsel duyumda bozulma, daha zayıf cinsel işlev, ağrılı yara izi, ağrılı ilişki, artan cinsel kaygılar, arzuyla ilgili sorunlar, kısırlık sorunları ve çocuk istismarı ve cinsel istismar duyguları da dahil olmak üzere yaşam boyu travmayı içerir.

Erkek ve kadın bedenleri hakkındaki cinsiyet rollerine ve klişelere uymak için sosyal baskı, KGM ve IGM tarafından paylaşılan ortak bir zemin. Kadın sünneti gibi, interseks genital mutilasyonu da kültürel nedenlerle gerçekleştirilir; bu, IGM örneğinde, hakim olan ikili cinsiyet kavramına dayanır. İkili cinsiyetle şekillenmiş bir toplumda "insan olmak", günlük yaşamda ve hatta hukukta güçlü bir şekilde "erkek" veya "kadın" olmakla bağlantılıdır.

Bu kültürel yapı içinde, interseks bir çocuğun doğumu, 1950'lerden beri, “ebeveyn sıkıntısını önlemek” ve sözde “çocuğu korumak” için tıbbi araçlarla “düzeltilmesi” gereken “psiko-sosyal bir acil durum” olarak ele alınıyor. Çocuğun “belirsiz” cinsel organlarının bir sonucu olarak ayrımcılığa maruz kalmaması ve / veya çocukta “lezbiyenlik”, “erkek fatmalık” ya da “cinsiyet kimliği bozukluğu” oluşmasını önlemek amaçlanıyor; bunu yaparken interseks bireyin bedensel özerklik konusundaki insan hakları ve bedensel bütünlük çoğu zaman korkunç bir şekilde ihlal ediliyor.

2014'te 24. Eşitlik, Kadın Bakanlar ve Alman Länder Senatörleri (GFMK) Konferansı, IGM ile KGM arasındaki benzerliklere işaret etti ve interseks çocuklar için buna karşılık gelen bir koruma standardının uygulanması çağrısında bulundu. GFMK, "aile hukukunun zaten velilerin bir çocuğun kısırlaştırılmasına rıza göstermesini yasakladığını (§ 1631c BGB)" ve "kızlar söz konusu olduğunda ebeveynlerin klitorisin çıkarılması veya sünnet edilmesi için etkili bir şekilde onay veremeyeceğini" belirtti. Bu mevcut yasalarla kadın sünneti olarak cezalandırılabilir (§ 226a StGB) ”, ancak interseks çocuklar aslında kısırlaştırıcı etkiye sahip olan ve cinsel organlarını rızaları olmadan ve tıbbi zorunluluk olmaksızın değiştiren prosedürlere maruz kalıyor ve bu korumadan faydalanamıyor.

2017'de, kadın sünneti konusunda dünya çapında yasak konulu BanFGM Konferansı, temel hizmetlerin (tıbbi, psikolojik ve hukuki) sağlanması yoluyla, interseks genital mutilasyon kurbanlarını destekleyici yapılarına dahil etmeye karar verdi.


Etiketler: insan hakları, yaşam, sağlık, dünyadan
nefret