08/03/2022 | Yazar: Yıldız Tar
“Herkes gibi gerektiğinde partnerimden veya kendimden rahatça bahsedebilmek isterdim. Üzücü.”
Fotoğraf: Esra Tokat / csgorselarsiv.org
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. 1857’de ABD’de tekstil işçisi kadınların çalışma saatlerinin azaltılması, eşit işe eşit ücret talepleriyle yaptığı greve dayanan bu gün dünyanın dört bir tarafında hem bir kutlama hem de mücadele günü.
Türkiye’de her yıl olduğu gibi bu yıl da hem gündüz eylemlerinde hem de feminist gece yürüyüşlerinde kadınlar sokaklara çıkıyor, taleplerini ve isyanını haykırıyor. Lezbiyen, biseksüel ve trans kadınlar da yıllardır 8 Mart alanlarında sesini yükseltiyor.
Feminist Gece Yürüyüşleri öncesinde, işçi ve emekçi lezbiyen, biseksüel ve trans kadınların seslerine kulak verdik. Emeğin cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliğinin izini, Kaos GL’nin istihdam araştırmalarında sürdük.
Araştırmanın 2021 sonuçları “Türkiye’de Kamu Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu” ve “Türkiye’de Özel Sektör Çalışanı LGBTİ+’ların Durumu” başlıklı iki raporda kamuoyu ile paylaşıldı.
Raporlara göre pandemide LGBTİ+ çalışanların gelecek kaygısı derinleşti, işsizlik LGBTİ+’ları daha fazla etkiledi, işyerlerinin çoğunda ayrımcılığa yol açan uygulamalar var. İstihdamda ayrımcılık LGBTİ+’ların çalışma hakkının yanı sıra; tüm temel hak ve özgürlüklerini engelliyor. LGBTİ+ çalışanlar ayrımcılık karşısında işlerini kaybetme korkusu, daha ağır bedeller ödeme olasılığı, cinsel kimliklerinin kendi kontrolleri dışında açığa çıkmasından çekinme, iş dışındaki hayatlarında karşılaşabilecekleri zorluklar ve benzeri nedenlerle haklarını arayamıyor.
“Böyle bir şeyi düşünmeyi, düşünmeye mecbur kalmayı istemezdim”
Raporlarda lezbiyen, biseksüel ve trans kadınlar neler yaşadıklarını da kendi kelimeleriyle anlatıyor. İş hayatında açılıp açılmamaya ilişkin soruya akademik personel olarak çalışan lezbiyen kadın katılımcı şöyle yanıt veriyor:
“Böyle bir şeyi düşünmeyi, düşünmeye mecbur kalmayı istemezdim. Herkes gibi gerektiğinde partnerimden veya kendimden rahatça bahsedebilmek isterdim. Üzücü.”
Öğretmen olarak çalışan lezbiyen trans katılımcı ise, tedirgin hissettirilmekten bahsediyor:
“Sürekli diken üstünde olduğunu hissetmek insanı geriyor. Doğal olarak tedirgin olmak yaptığın işin verimliliğini kısıtlıyor.”
İş hayatı bir yandan hayatın diğer tüm alanlarını da etkiliyor. Sağlık personeli olarak çalışan lezbiyen trans bir kadın, kazanılmış haklarının elinden nasıl alındığını anlatıyor:
“Bir trans kadın olarak resmi bir şekilde sürece başlayamıyorum. Anladığım kadarıyla meslekten atılıyorum. İlla üniversitede mi değiştirmem lazımdı cinsiyetimi? Kazanılmış bir hakkım var ve bu hakkım elimden alınıyor. Ayrıca şu an boşanma aşamasındayım ve sürece yine başvuramıyorum. Bu kadar engel üst üste binince resmi olmayan yoldan ve bilinçsizce hormon kullanmaya başlıyorsun ve bu da sağlığını riske atıyor. Bir çıkar yol bulursam memurluktan istifa etmeyi düşünüyorum. Memur olacaksan ya atanmadan önce kimliğini alacaksın ya da atandıktan sonra atılmayı göze alacaksın. Gerçekten büyük haksızlık. Trans kadınları zorla seks işçiliğine devlet kendi eliyle yönlendiriyor. Böyle bir ülkede yaşamasaydım bunun gerçek olacağına inanmazdım.”
Rapordaki diğer alıntılar ise cinsiyetlere atfedilen özelliklerin nasıl sınırlayıcı ve ayrımcı olduğunu ortaya koyuyor:
“Sesini neden kalınlaştırıyorsun? Erkek gibi? Onun sevgilisi mi varmış ya hayret?!” (Sağlık personeli olarak çalışan biseksüel kadın)
“Dış görünüşümün maskülen olmasından dolayı çok fazla şaka ile karışık sözlü tacize maruz kaldım.” (Hemşire olarak çalışan biseksüel kadın)
“Bazı kişilerin görüntüsü ve tavır davranışları toplumsal cinsiyet rolleri dışındaysa, her zaman aşağılayan söz ve bakışlar homofobiye anında dönüşüyor. Genel profil bu yönde.” (Mimar/mühendis olarak çalışan biseksüel kadın)
“Saç modelimden kıyafetimden dolayı birçok kez hakarete uğradım iş yerinde dışlandım hiç kimseyle temasımda başka bir amacım da olmadı sadece eşcinsel olduğumu düşünmeye başladılar hakkımda kötü söylemler dolaştı ve iş değişikliği yapmak durumunda kaldım.” (Tekstil sektöründe paketlemede çalışan biseksüel kadın)
2022 araştırması başladı
2022 raporu için anket çalışması da başladı. Çalışma; Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Merkezi ile birlikte yürütülüyor.
Türkiye'de Özel Sektör ve Kamu Çalışanı LGBTİ+'ların Durumu 2022 Araştırması; özel sektörün ve sivil toplumun farkındalık artırma ve kapasite geliştirme etkinliklerine bilgi zemini oluşturacak. LGBTİ+ çalışanları kapsayan özel istihdam ve toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının geliştirilmesi için harcanan çabalara destek olacak.
Derneğin senelik olarak yaptığı araştırma sonuçları özel sektör, kamu, sendikalar, meslek odaları ve siyasetçilere dönük savunuculuk faaliyetlerinde önemli rol oynuyor. Çalışma her yıl Türkiye’de LGBTİ+’ların istihdam alanında yaşadığı sorunların yanı sıra çözüm önerilerini de içeriyor. Araştırma kapsamında ankete bu yıl COVID-19 pandemisinin etkisinin yanı sıra; ekonomik krizle ilgili sorular da eklendi.
Ankete katılmak için tıklayın.
Etiketler: insan hakları, kadın, çalışma hayatı