02/07/2020 | Yazar: Umut Güven

Hilal Başak Demirbaş’ın kaleminden LGBTİ+ mahpusların deneyimlediği mekânsal izolasyon ve etkilerine dair “LGBTİ+ Mahpuslar ve İzolasyon” yazısı Kaos GL Karantina I sayısında.

Kaos GL Dergisi okuma önerisi: LGBTİ+ mahpuslar ve izolasyon Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kaos GL Dergisi iki sayılık Karantina serisi ile LGBTİ+’ların pandemi sürecindeki deneyimlerini okuyucu ile paylaşırken, çeşitli sosyal izolasyon ile karantina hallerini de tartışmaya açtı.

Derginin iki sayılık Karantina serisinde “karantina” sürecini ve/veya kavramın kendisini farklı perspektiflerden değerlendiren birçok yazı yer aldı. Karantina I sayısı ile Kaos GL Dergisi okuyucularıyla buluşan yazılardan biri de LGBTİ+ mahpusların mekânsal izolasyon ve etkilerine dair Hilal Başak Demirbaş’ın kaleme aldığı yazı oldu.

“İzolasyon kötü muamele, ayrımcılık ve şiddet gibi hak ihlallerine zemin hazırlamakta”

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST)’de hapiste LGBTİ+ tematik alanı sorumlusu olan Hilal Başak Demirbaş, tüm mahpusların cezaları bitene kadar faydalanabildikleri birçok hak mevcutken, söz konusu LGBTİ+ mahpuslar olduğunda hak ihlallerinin ortaya çıkabildiğini aktardığı yazısında, izolasyonun LGBTİ+ mahpuslar için nasıl etkileri olabileceğini Kaos GL Dergisi okurları için değerlendirdi.

“Birçok durum LGBTİ+ mahpusların tek başına tutulabilmesine gerekçe olabiliyor. Tüm bu değişkenler içinde değişmeyen tek şey ise izolasyon. Kötü muamele, ayrımcılık ve şiddet gibi hak ihlallerine zemin hazırlamakla birlikte bu durumun cezalarına ek olarak LGBTİ+ mahpusların “tecrite” maruz kalması anlamına geldiğini görmek gerekir. Farklı bir planlama, koğuş değişikliği, yeni bir mahpusun gelmemesi, diğer LGBTİ+ mahpusların koğuşuna geçememe durumlarının hepsi mahpusların cezalarının infazları süreci boyunca fiili olarak tecrite maruz kalmalarına neden oluyor. Hali hazırda diğer mahpuslarla bir araya getirilmemelerinden kaynaklı atölye ve kurslardan yararlanamadıkları gibi tekli tutulan mahpuslar havalandırmaya çıkartıldıklarında da diğer LGBTİ+ mahpuslarla bir araya gelmekten ve sohbet etmekten mahrum kalabiliyorlar.”

Koronavirüs salgınıyla birlikte tüm mahpuslar için yaşamın daha da zorlaştığını belirten Demirbaş, sivil toplum örgütleri ve aktivistler tarafından sürdürülmesi gereken çalışma ve destek mekanizmalarının neden önemli olduğuna değindi.

“Çok uzun zamandır hapishanelerde kalabalık nedeniyle kapasite sorunu yaşandığı ve bu durumun birçok ihlal ve kötü muameleye sebep olduğunu söylüyoruz. Yatakları dönüşümlü kullanmak, sosyal mesafe koyabilecek alanların olmayışı, yeterli ve dengeli beslenememe, temizlik ve hijyen malzemelerine erişememek gibi birçok sorun söz konusu salgınla birlikte gücünü ve etkisini daha da artıracaktır.”

Yazının tamamı için tıklayın.


Etiketler: insan hakları, medya
nefret