26/04/2021 | Yazar: Kaos GL
“Günlüğüme acaba ben “L…’miyim?” yazıyorum. Lezbiyen yazarsam kabul etmiş olabilirim daha belli olmadan yazmayayım bunu ben diye düşünüyorum. Ama bir gün günlüğümü yazdığımda diyalog istediğimi fark ettim.”
26 Nisan Lezbiyen Görünürlük Günü’nde sözlü tarih belgesel çalışmamızdan videoları hatırlatıyoruz.
26 Nisan vesilesiyle Oya Burcu’ya kulak veriyoruz. Kaos GL sözlü tarih projesi Renkli Ekran kapsamında konuştuğumuz Oya Burcu, 90’lı yılların sonuna doğru lezbiyen örgütlenmesi Sappho’nun Kızları’na katıldı. Ardından Kaos GL Kadın Buluşmaları’nı örgütleyen kişilerden biriydi. 1 Mayıs 2001’de Türkiye tarihinde ilk kez örgütlü olarak LGBTİ+’ların sokağa çıktığı eylemdeydi. 2003 yılındaki “Lezbiyen ve Geylerin Sorunları ve Toplumsal Barış İçin Çözüm Arayışları Sempozyumu”nun örgütleyicilerindendi. Hatta açılış konuşmasını yaptı. Bu açılış bir yandan da ailesine açılmasıydı. Bu sene 14. yılına giren Kadın Kadına Öykü Yarışması’nın kurucularından da olan Oya Burcu bütün bunları ve daha fazlasını anlattı.
Oya Burcu, “cinsel yönelimimi aşkla keşfettim” diyenlerden. Lisedeki ilk aşkına günlüğüne yazmış. Dershaneye gitme sebebi de olan “o kızı” ve günlüğüyle dertleşmesini şöyle anlatıyor:
“Dershaneden bir kızdı. Şeyi fark ettim. Dershaneye gitmeyi dört gözle bekliyorum. Niye? Çünkü onu göreceğim. Aynı sınıftayız. Ve sandalyemi ondan tarafa doğru çeviriyorum. Ama tahta diğer tarafta. Ama ben yan oturup onu izliyorum. Hem arada tahtaya bakıyorum şeklinde. Onu gördüğümde böyle kalp atışlarım hızlanıyor. Ağzım kulaklarıma varıyor. Sürekli onun hakkında şeyler soruyorum. Kimseye böyle burcunu falan sormam. İşte burcun ne, baban napıyor? Sen napıyorsun?
“Ondan sonra hatta işte şeyi sunuryodu, TRT Çocuk’ta haber sunuyordu salı günleri. Ben heyecanla gidip oturup onu izliyordum böyle. Ama yani mesela hiçbir şekilde ona belli etmedim. Söylemedim. Yani o da anladı mı bilmiyorum.
“Ama o dönem tabii ki bu duygular beni zorladığı için… Hani n’oluyor? Böyle şeyleri benim erkeklere hissetmem gerekmiyor mu? Neyim ben? Günlüğüme yazıyorum o dönem. En çok günlük tuttuğum dönemler zaten ortaokul, lisenin bir kısmı. Orda acaba ben “L…’miyim?” diye yazıyorum. İşte lezbiyen yazarsam kabul etmiş olabilirim daha belli olmadan yazmayayım bunu ben diye düşünüyorum.
“Ama bir gün günlüğümü yazdığımda şeyi fark ettim. Ben bir diyalog istiyorum karşımda. Günlüğüme de şey yazdım; sen bana hiç cevap vermiyorsun, ben birini aramalıyım, bana birileri bir şey söylemeli.
“Lise ikideyken aynı serviste olduğum arkadaşımı aradım. Ben sana şimdi günlüğümü okuyacağım. Lütfen hiç yargılamadan sonuna kadar dinle dedim. Tabii ben günlüğün en sonlarında ağladım. Ondan sonra bana bir kızdı. ‘Ya Burcu’ dedi, ‘benim ödümü koparttın, böyle şey bir şey oldu zannettim. Bu muydu yani. Lezbiyensin ya da biseksüelsin ne fark eder?’ En sonunda öyle yazmıştım. ‘Lezbiyen miyim yoksa biseksüel miyim’ falan diye. ‘Ne fark eder canım ya, neysen nesin, bu da sorun mu? Sen oluruna bırakacaksın, neysen ortaya çıkar zaten’ falan dedi bana. Ha, sorun değil mi yani? Peki o zaman. Çok şanslıydım. Yani bence ilk konuştuğum insandan böyle bir tepki almış olmak gerçekten büyük bir şans. Tamam ben o zaman oluruna bırakayım…”
Oya Burcu Ersoy’la söyleşinin de yer aldığı Patikalar kitabına ulaşmak için tıklayın.
Videoyu ise aşağıdan izleyebilirsiniz…
İlgili Video:
Etiketler: kadın, yaşam